Arşiv Anasayfa Kalp ve Damar Hastalıkları
Sayfalar: 1
Kalp Hastası Olmamak Için Öneriler By: SmBRN Date: 06 May 2010, 20:26:28
Otel odasında ilişkiye girmeyin


Kalp hastaları bu uyarılara kulak verin...

Kalp hastalıkları ve kalbe bağlı ölüm oranları çok yüksek. Sıcaklar arttı kalp sorunları da başladı. Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, kalp hastası olmamak için 10 öneride bulundu.

Kalp hastası olmamak için:
1- Diyet - sağlıklı beslenmeye çocuk yaşlarda başlanacağını unutmayın.
2- Boy - kilo oranına çok dikkat edin.
3- Kadınlar, menopozunuzu mutlaka geciktirin.
4- Fizik aktivitenizi arttırın, tembellik ve aşırı stresten uzak durun.
5- İş ve meslek konusunda hiçbir zaman beceri ve olanaklarınızı zorlamayın.
6- 20 yaşından sonra hiç olmazsa bir kez; kan yağları (kolesterol, trigliserid, HDL, LDL), Lp(a), homosistein ve HSCRP kontrolü yaptırın.
7- Aile hikayenizde erken kalp hastalığı varsa, diyabet, yüksek tansiyon hastası iseniz 30, değilseniz 40 yaşından sonra her yıl kan yağları (kolesterol, trigliserid, HDL, LDL), Lp(a), homosistein kontrolü ve efor testi yaptırın.
8- Kendinizle, yaşamla, ailenizle, eşinizle, dostlarınızla barışık olun, A tipi (çabuk karar veren, hırslı, kavgacı, acele hareket eden) kişiliğiniz varsa yavaşlayın.
9- SİGARA İÇMEYİN.
10- Hastalığınızı, aileniz veya çevrenizle ilgili sorunlarınızı bir Liyezon Psikiyatri uzmanı ile görüşün. (Liyezon psikiyatrisi, tıbbi hastalığı olanlara psikiyatrik tıp hizmeti ve psikososyal destek sunan psikiyatri üst disiplinidir. sağlığın fiziksel, ruhsal boyutlarıyla ayrılmaz bir bütün olduğu ve birbirini etkilediği anlayışına dayanır. Tıbbi tedavi ve bakım ile ruhsal tedavi ve bakımı birlikte sunmayı amaçlar.)

Kalp hastası olanlar için:
1- SİGARA İÇMEYİN, sigara içilen ortamda bile bulunmayın.
2- Düzenli olarak bir kardiyologun kontrolüne girin.
3- Tedaviniz ilaç, balon veya ameliyat olabilir, hepsinin olumlu, olumsuz yanlarını, uzun dönem sonuçlarını doktorunuzla tartışın.
4- Abartılmış fizik aktivitelerden kaçının ve bir bir kardiyak rehabilitasyon uzmanının hazırladığı bir programa başlayın.
5- Cinsellik konusunda sevgilinizi değil eşinizi, otel odasını değil evinizi tercih edin.
6- Devamlı kullanmanız gereken ilaçlarınızı ihmal etmeyin, özellikle yüksek tansiyon ilaçlarınızın yedeğini bulundurun.
7- Kan yağlarınızı 3 ayda bir kontrol ettirerek tahlil raporunda yazan normal sınırın altında tutun.
8-Kan yağlarınızı kontrol için diyetin yetmediği durumlarda sürekli ilaç kullanın.
9- Aile ve sosyal yaşamınızı bir kez daha gözden geçirip hayatınızdaki olumsuzlukları en aza indirin.
10- Hastalığınız için ailenizi ve çevrenizi suçlamayın, sorunlarınız için bir Liyezon Psikiyatri uzmanından yardım alın.

Kalp hastası olan aileler için

Hiçbir zaman onu hasta olduğu için suçlamayın.

Tetkik ve tedavinin her aşamasında onu destekleyin, teşvik edin.

Hastalığın oluşmasında kendinizi de hatalı buluyorsanız, bunu abartılı şekilde telafi etme telaşına girmeyin. Onun hastalığını siz hep aklınızda tutun, fakat ona unutturmaya çalışın.

Hasta olan babanız, anneniz veya kardeşiniz mutlaka kan yağları (kolesterol, trigliserid, HDL, LDL), Lp(a), homosistein ve HS- CRP kontrolü yaptırınız ve efor testi yaptırın.

Cinsel konularda olabilecek yetersizlik veya isteksizliklerde anlayışlı davranın.

Diyetinde bir aile programı olması gerektiğini aklınızda tutun.

Eşinizin ilaçlarını ve kontrol günlerini yakından takip etmenizin ona yaşama sarılma ve güven duygusu vereceğini unutmayınız.

Bu hastalığın ekip çalışmasıyla, yani eş, çocuk, kardeş, yakın arkadaşla daha kolay yenileceğine inanın.

Hastanızı yardımcı olabilmek için sizde SİGARA İÇMEYİN.

Hastanızla iyi bir iletişim kuramıyorsanız bir Liyezon Psikiyatri uzmanından yardım isteyin.
Koroner kalp hastalıkları tüm dünyada ölüm nedenleri arasında hala ilk sıradaki yerini korumaya devam ediyor. Ancak bilim adamları yaşam şeklinde yapılacak değişikliklerle hastalıktan korunmanın, hatta hastalığı geriletmenin mümkün olabileceğine dikkat çekiyor.

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kalp Sağlığı Bölüm Başkanı Dr. Besim Yiğiter, kalp hastalıklarına karşı koruyucu öneriler konusunda şu bilgileri verdi.

Koroner damarlara ait kalp hastalıkları, enfarktüs, koroner yetersizliği, kalp krizi gibi isimlerle anılsa da hepsi aynı temele dayanıyor: Kalbi besleyen koroner damarların damar sertliği nedeniyle daralması, kireçlenmesi ve içinden kan geçememesi nedeniyle kalbin o damarının beslediği bölgesinin kansız kalarak canlılığını yitirip ölmesi.

Koroner yetersizlikte kalp canlılığını kaybetmemiş ve ölümcül duruma gelmemiş olsa da uyarılar veriyor ve zamanla ilerliyor. Bu tablonun son noktası ise kalp krizi oluyor. Kalp krizi yaşanmadan önceki aşamalara bakıldığında ise ilk aşamada damarda daralma oluyor. Angino pektoris denilen bu daralma, göğüste başlayan ve sol kola yayılan ağrıyla ortaya çıkıyor. Zamanla daha çok ilerleyen bu darlık ya tamamen tıkanıyor ya da üzerine pıhtı oturarak kan geçişini tamamen engelliyor ve enfarktüs denilen durum meydana geliyor. Bu durum ölümle de sonuçlanabiliyor. Atlatıldığında da sorun devam ettiği için kesin çözümlere ulaşmak için bazı yöntemler uygulanıyor.

Damarların bozulması
Aterosklerozun bilinen ve bilinmeyen nedenleri var. Damar cidarını bozan tipik risk faktörleri bulunuyor ki sigara bunların başında geliyor. Bunun yanında yağlı gıdalar ağırlıklı beslenme, kan yağlarının yüksek olması, diyabet ve yüksek tansiyonun olması ve genetik faktörler diğer belirleyici risk faktörleri olarak sıralanıyor. Bu risk faktörleri hastalığın oluşmasına ya da ilerlemesine neden oluyor.

Genetik faktörler: Kalp hastalıklarında genetik faktörlerin etkin olduğu bilinmekle birlikte rakamsal veriler vermek çok mümkün değil. Ancak, ailesinde ve yakın aile fertlerinde birkaç kişide birden damar sertliğine bağlı erken ölümler söz konusuysa bu kişide genetik faktörlerin etkin olduğunu gösteriyor ve özellikle dikkat etmesi gerekiyor. Genetik yapı üzerine edinsel faktörler denilen, sigara alışkanlığı, beslenme tarzı, yaşam biçimi, stres eklendiğinde sorunun ilerlemesi hızlanıyor. Ancak genetik özellik olmasına karşın, bilinen risk faktörleri ortadan kaldırılarak hastalıktan korunmak ya da hastalığı yavaşlatmak mümkün.

Yaş: Damarlarda yaş ilerledikçe yaşlanma oluşuyor ve risk faktörlerine maruz kalma süresi de yaşla birlikte artıyor. Ancak son yıllarda bu sorun gençleri de etkilemeye başladı. Buradaki etken ise sigara, yanlış beslenme gibi risk faktörlerine daha fazla maruz kalınması. Araştırmalar, damarlardaki bozulmanın 7-8 yaşlarından itibaren başladığını gösteriyor.

Metabolik sendrom: Bir başka risk faktörü ise metobolik sendrom. Bu, Amerikan istatistiklerine göre toplumun yüzde 24-25’ini etkileyen bir sorun. Metabolik sendrom, klinikte ortaya çıkmamakla birlikte komplikasyonları ileride ortaya çıkan bir problem. Bu sendroma sahip olan çocukları anlamanın bazı ipuçları bulunuyor. Çocuğun şişman olması, tansiyon değerlerinin normalin üst sınırında olması, kan şekeri değerlerinin normal ya da normalin üst sınırında tespit edilmesi durumlarında çok dikkat etmek gerekiyor. Obez ya da diyabeti olan çocuklarda erken teşhis konulmadığı takdirde 30’lu yaşlarda kalp krizi geçirme riski çok yüksek. Bu kişilerin hayat tarzında yapılacak değişikler, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesiyle ileride meydana gelebilecek problemlerin önlenmesi, azaltılması veya geciktirilmesi mümkün.

Tedavi Yöntemleri
Tanı konduktan sonra anjiografiyle sorunun haritası çıkarılıyor. Bu tetkikin sonunda koroner damarlarda çok kritik daralmalar varsa, bu darlığı ortadan kaldırmak tedavinin birinci prensibini oluşturuyor. Bu darlığı ortadan kaldıran bir yöntem olmadığı için girişimsel bir yöntemle, yani balon ya da stentle darlık aşılabiliyor. Farklı nedenlerden dolayı bu yöntemler uygulanamıyorsa da cerrahi kullanılıyor. Cerrahide de kalbin tıkalı olan damarlarına, vücudun bir başka yerinden alınan damarlar ilave yapılıyor. Böylece tıkanıklık geride kalıyor, damarda kan akımı sağlanmış oluyor. Bugün en efektif, yerleşmiş, klasikleşmiş, radikal tedavi bu. Ancak bu iki yöntemin de uygulanamadığı durumlar var. Yani hastalığın gelişme biçiminden kaynaklanan, hem stent, hem de cerrahinin uygulanamadığı hastalar var. Bunun yanında hastalık olmasına karşın girişimsel bir tedavi ya da cerrahi gereklilik olmayan hastalar da bulunuyor. Bu iki grup hastada da medikal tedaviler kullanılıyor. Girişimsel ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmelere paralel olarak zaman içinde medikal tedavilerde de önemli ilerlemeler yaşandı.

Daralma geriletilebilir mi?
Risk faktörleriyle oynamak suretiyle hastalığın gelişmesini ya da hızlanmasını yavaşlatmak mümkün. Örneğin sigarayı kesmek suretiyle kalp damarlarının kireçlenmesini geciktirmek hatta önüne geçmek olası. Yine sağlıklı bir diyet programı uygulanarak damarların sertleşme hızı yavaşlatılabiliyor, hatta geriletilebiliyor. Eskiden en fazla ilerlemenin yavaşlatılabileceği düşünülürken, bugün artık yaklaşım değişti. Yeni konsepte göre, yaşam biçimini değiştirmek, kilo vermek ve kan yağlarını düşürmekle damarlardaki daralma hızı durdurulabiliyor ve hatta geriletilebiliyor. Bu yeni konsepte göre, damarlardaki yüzde 70 darlık bu sayede yüzde 50’ye kadar çekilebiliyor.

Kimler risk altında?
Ailesinde kalp hastalığı hikayesi olan kişiler
Kilolu ve kan yağları yüksek olan kişiler
Sigara içen kişiler
Yüksek tansiyonu olanlar
Diyabeti olanlar
Aşırı stres altında çalışanlar.

Kalp krizinin ilacı: Hızlı müdahale
Kalp krizi günümüzde en sık rastlanan ölüm nedenlerinden birisi. Peki kriz anında ne yapmalı? ASM Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Kalp Sağlığı Bölüm Başkanı Dr. Besim Yiğiter, kalp krizi anında yapılması gerekenleri anlattı.

Kalp krizi nasıl meydana geliyor?
Kalp krizinin gerçekleşmesi sanılanın aksine birdenbire olmaz. Bazı kişilerde çocukluktan bile başlayabilir. Süreç, damar çeperinde yağ birikmesi ile başlıyor.Bazı kişilerde bir damarın %30’dan %70’e kadar daralması 10 seneyi bile bulabiliyor. Kişinin durumu ölümcül boyutlara ulaşabiliyor ama maalesef bundan haberi bile olamayabilir. Tehlikeli tarafı da bu zaten.

Kalp krizinin belirtileri neler?
Göğüs kafesinin orta bölgesinde birkaç dakikadan uzun süren baskı,sıkışma ve sıkıntı hissi oluşuyor.Ancak bu çok şiddetli can yakan bir ağrı değil.Omuzlara, boyuna veya kollara göğüs ağrısı yayılır.Çarpıntı ve nefes darlığı meydana gelir.Bunların yanı sıra baş dönmesi, bayılma, bulantı ve soğuk terleme de birlikte görülüyor.

Bunların dışında başka belirtiler de verebilir mi kalp krizi?
Kalp krizi belirtilerinin atipik olanları da var. Mesela ağrının sol kola yayılması gibi yerleşmiş bir kanı vardır. Halbuki ağrı, sağ kola da yayılabilir. Sadece elin bir ya da iki parmağı, küçük parmağı bile ağrıyabilir. Kimilerinde çene veya diş ağrısı gibi de görülebilir.

Hiç kalp ağrısı çekmemiş birinin birden göğsü ağrırsa ne yapmalıdır?
Yapılması gereken şu; en küçük bir şüphede yani normalin dışında bir tuhaflık hisseden kişi bunu hiçbir şekilde ihmal etmemeli, şikayet kalp krizine benzesin ya da benzemesin derhal bir hastaneye başvurmalıdır.

Kalp krizi anında ne yapmak gerekir?
Eğer enfarktüs trajik bir şekilde ortaya çıkmadıysa uzak da olsa yakın da olsa muhakkak hastaneye gidilmesi gerekiyor. Yani tek başına evde yapılacak bir şey yok. İlk önce enfarktüsün teşhis edilmesi gerekiyor. Kriz anında kalpte kalıcı bir hasar olmaz ama daha sonraki günlerde problemler çıkabilir. Bu nedenle enfarktüs geçirmiş kişiler daima yoğun bakımda takip edilir. Anjiyo gibi müdahaleler yapılmasına gerek kalmaz ancak en azından aynı durum olursa yeni bir kalp krizine müdahale etmek için hasta gözlem altında tutulur.

Kriz anında dilaltı hapı kullanımının yararı var mıdır?
Genelde, daha önce kalp krizi geçirmiş hastalar yanlarında hep dilaltı hapı taşırlar. Onlar kalp krizi geçirdiklerini anlarlar zaten. Bu durum sürpriz olmaz. Ancak ilk kez kalp krizi geçirenler için dilaltı hapının alınmasının yararı olabilir.

Kalp krizi sırasında aspirin içmenin faydalı olacağına dair bir inanış var. Bu doğru mu?
Evet. Kalp krizi esnasında, kriz geçiren bir aspirin içebilir. Bu, eczanelerde satılan aspirin olabilir. Aspirinin ağızda çiğnenerek yutulması kanı sulandıracağından faydalı olabilir.

Kriz sırasında öksürme gerçekten hayat kurtarır mı?
Kalp ölümlerinin bir kısmı da ritim bozukluklarından ya da ani kalp durmasından oluyor. Öksürmenin kalbe elektroşok etkisi olabilir. Çünkü öksürerek kalbi uyarıyorsunuz. Bu yöntemle, ritim bozukluğundan ya da ani kalp durmasından dolayı gerçekleşen ölümlerin önüne geçilebiliyor.

Kalp krizi anında hasta yakınları ne yapmalı?
Gereksiz müdahalelerde bulunmamalılar. Hastayı hemen hastaneye yetiştirmek dışında yapılabilecek pek bir şey yok. Hemen gelebiliyorsa ambulansla ya da en iyisi kendi imkanlarıyla hastayı hastaneye yetiştirmeleri en doğrusu.

SiteMap - İmode - Wap2