Arşiv Anasayfa Cinsel Yaşam
Sayfalar: 1
Dudaklar Ve Cinsellik By: SagittariuS Date: 24 November 2012, 19:51:19
Dudaklar ve Cinsellik
Sar beni, öp beni, sık beni kadınım Böyle soluğun soluğumda, ısıt hayatımı Binlerce binlerce öpücük ver bana n'olur Yasa yok aşkta, aşk sayısız istiyor her şeyi.
Pierre de Bonsard, Hélène îçin Sonnet

İşe katılan ten parçalarının oynaklık gücü (dudaklar, dil, ağız içi mukozası, çeneler) duyum alışverişindeki zengin olanakları açıklamaktadır. Ağız teması sırasında sevilen kişinin bütün coşkusu ve isteği ortaya çıkar. Kama-Sutra'da (hep bu bigiler dönüşümüz onun şimdiye kadar çıkmışların içinde en değerli okşama sözlüğü olmasındandır) işe başlama biçimine göre on iki, ayrıca uygulanan durumlara göre değişen yedi çeşit öpüş sayılmaktadır.

Dudaklar, az ya da çok kısa bir süre için, ayrıcalı bir duyum merkezidir. Ağız boşluğunun en dış öğesi olan dudaklar esnek ve hareketli oluşları sayesinde, sevgililerin doğan zevki süzme bir biçimde tadacakları bir ilk temasa olanak sağlamaktadır. Sonra, farkında olmadan, yüzler birbirine döner ve öpüşler daha uzun süreli olmağa başlar. Dudakların son derece oynak oyunuyla uygulanan hafif bir bastırmaya elin yüz üstündeki okşamalarının eşlik etmesi özellikle heyecan vericidir.
Parmak uçlarının yanaklarda, boyunda, göz kapaklarında tatlı tatlı gezdirilmesi, avuç içiyle ensenin, saçlı derinin okşanması ve yüzün iki avuç içine alınarak muhabbetle sıkılmasıyla bütün yüz çiftin aşk oyununa katılmaktadır.

Ağız uzun süre kapalı ya da yarı kapalı kalmayacak, birden bire aralanacaktır. Daha önce keskin kokulu yiyecekler yenmişse tükürükteki ve soluktaki koku sevgilimiz için rahatsız edici olabilir, onun tam bir doygunluk elde etmesini önleyebilir. Açık olarak sunulan ve hemen nemlenen bir ağzın ilk teması genellikle aldatıcıdır. Dudaklar kapalı ve kasları gergin bir halde kalmalıdır; gevşek ve pasif bir ağız hoş duyumlar sunamaz.

Kollarının arasına düşüyorum, dudaklarımız birbirine karışıyor, ikimiz de, bir şehvet basıncıyla, isteklerimiz için yetersiz, ama onları bir an için avutacak kadar tatlı bir aşk bitkinliği içine giriyoruz.
Casanova, Anılar

İki sevgili de, uyarılmanın ateşiyle, ötekini keşfetme, ve yalnız her biri için görünür olanı değil, uğrunda yanıp tutuştuğu o bedenin içindekini de kendine mal etmek isteğiyle kavrulmaktadır. Öpüşler, farkında olmadan, daha aktif ve şehvet dolu olmağa başlar; ama iki tarafın da gönlüne göre kendi fantezisini izleyebilme olanağı, ancak çiftleşmenin yüksek aşamasında meydana gelebilmektedir. Bu durumda, sevgilide tam bir kabul ortamı bulma güvencesi vardır. Ağızlar zaman zaman hoyrat ve yumuşak durumlara geçebilirler; üst üste gelip dinlenebilirler; o arada dudakların duyarlı etleri de tatlı tatlı birbirine dokunmakta, doğacak zevkleri esinletmektedir.

Peşrev sırasında, dil de, dişler de, öyle edilgin kalmaz. Ufak ufak ısırıklar atmayı çok doğal karşılamak gerekir. Bu aşamada, uzanıp yatmış, ama cinsel uyarıları sağlamak için aralarında bir mesafe bırakmış olan bir çift için, o ufak ısırıklara kendini bırakmak ya da onlardan kaçmak, en tatlı cinsel oyunlardan biridir. Sinema bizi şehvetli ve bitmez tükenmez öpüşlere alıştırmış bulunuyor. Yine de dilin ağza sokulmasından kaçınan genç kızların bulunması aklın alacağı şey değil. Bunlar bu okşama biçimi uygulandığında tepki gösteriyorlar. Başka direnme biçimlerinin ortaya çıkmasını istemiyorsak, durumları fazla zorlamamalıyız.

Ağza hâkim olmak, okşama sırasında birbirine karşı bir manevra ve incelik yeteneğini gerektirir; bu okşaşma yaklaşan çiftleşmenin habercisidir. Görünüşte birbirine zıt olan iki davranışın ikisi de ayrı ayrı hoşa gidebilir: Sevgilinin dudakları zorla ayırtılarak dilin hoyratça ağza sokulması da, ağzın hafifçe okşanarak bunun yapılması da aynı derecede şehvet uyandırabilir. Aşk humması içindeki çiftin zevki ve heyecanı farklı biçimlerde ortaya çıkabilir.

Bunun üzerine, kadın, hiç bir zaman yapmadığı bir şey yaptı; delice kendini koyvererek dudaklarımı, ensemi, kulaklarımı ısırıyor, çılgın bir robot gibi «daha, diyordu, daha...»
Henry Miller, Sexus.

Şehvet oyunu süresince, ağzın çalışması, bedenin neresinde olursa olsun, etkili ve zevk yaratıcıdır. Çiftleşme ile ağız teması arasındaki benzerlik tartışma götürmeyecek kadar açıktır. Kaygan zarlar arasındaki salgı alışverişi, dilin içeri girişi ile dikilmiş penisin kadının cinsel organına dalışı arasındaki benzerlik hiç de yabana atılamaz. Ağza kondurulan öpüş, hemen ardından gelen daha kamçılayıcı okşamalarla vazgeçilen o gerekli ilk formalitelerden biri değildir. Öpüşler boyuna gidip gelecek, çoğunca sevgilininkilerle buluşacaktır. Bu mahrem ve çeşitli duygularla dolu zengin okşama cinsel şahlanmayı hem başlatmakta hem de ayakta tutmaktadır. Efsanedeki yakışıklı Tristan ile sarışın Iseult «günbatımında çırçıplak olup ağız ağıza veriyorlar ve şafak sökene dek öylece kalıyorlardı.» Olivier de Magny'nin dediği gibi: «Yaygın aşk zevkleri İçinde, öpüşlerin, iyi uygulanmışlarsa, tanrısal bir yeri vardır.»

SiteMap - İmode - Wap2