Arşiv Anasayfa Serbest Kürsü
Sayfalar: 1
Yemin Yalancıların Siperidir By: Mavi_Kiyamet Date: 20 June 2013, 20:59:43
Yemin Yalancıların Siperidir
Konuşurken, karşımızdaki muhatabımızı inandırmak için, en sık başvurulan şey nedir diye sorsak, hemen herkes aynı cevabı verir.
Yemin!...
Yemin etti arkadaş, çarpılır valla diyenleri mi ararsınız.
Yemin etti, bize oy verecek diye sevinenlere bakar mı kalırsınız.
Böylesinin yeminine inanmayacaksın amma, hem ağladı hem yemin etti, galiba doğruyu söylüyor diyenleri mi dinlersiniz.
Gelin yemin etmeyede, yemin ettirmeyede aşırı derecede meraklı olduğumuzu itiraf edelim.
Yeminsiz günü geçmeyen bizler, günde kaç kere yemin ediyoruz acaba?
Ne diyordu Kayahan;
“ Bir yemin ettim ki dönemem!...”
Oysa biz ne yeminler ettik, nerelerden nerelere döndük değil mi, efendim?
Siyaseten ettiğimiz yeminler, ticaret için ettiğimiz yeminler, gönül maceraları için ettiğimiz yeminler, yemin ettiğimiz halde, sözümüzden dönmeler vakay-ı adiyeden oldu artık!...
Yemin edenler neler diyorlar?
Vallahi diyorlar
Billahi diyorlar.
Vallahi, billahi diyorlar.
Anam babam ölsün diyorlar.
En çok sevdiğimin başı üstüne diyorlar.
Üçten dokuza şart olsun diyorlar.
En son edilecek yemin ise, getir Kuran-ı Kerim`i onun üzerine yemin edeyim deme şekli.
Bıçak kemiğe dayanınca başvuruluyor mushaf üzerine el basmalı yeminlere...
Yemin etmek bu kadar çok mu önemli yoksa, karşımızdakinin doğru söylediğini ölçebilmek için yemin denen mihenk taşını kullanmak içimizi mi ferahlatıyor?
İşte bu soruların cevabı yok...
Çocukluktan başlayan yalanlarımızı, önce arkadaşlarımıza, sonra büyüklerimize kabul ettirmenin çözümü gibi gelir yemin.
Yalan yere yemin etmenin yanlış olduğu, ne olursa olsun doğruların söylenmesi gerektiği öğretilmiştir neredeyse hepimize.
Yalanın çekiciliği, azar ve suçlamanın ağırlığı arasında çırpınan küçük bedenler ve kalpler can simidi misali yemine yapışıp kalır.
Her ailede, her sülalade, her mahallede yemine sığınan, sığınmakla kalmayıp kendini kurtardığını zanneden bir çok kötü örnek vardır.
Bu kötü örneklerin teşvikleride az olmamıştır çocuklara...
Bir kere yalan söylemekle bir şey olmaz.
Küçücük bir yeminden bir şey çıkmaz.
Diye söylenmiştir.
Her sıkıştığında yalan söyleyen, yalanını yeminlerle süsleyen bir çocuk, ebeveynler tarafından vaktinde fark edilemediğinde, sonrası için oldukça geç kalınan psikolojik problemler ve travmalar yaşayabilir.
Ona-buna yemin eden birini kimsenin gözü tutmaz.
Konya- Taşkentli rahmetli Bekir Ağabey böyle adamlar için “ Kırkyalan” derdi. Hızını alamaz “ Fetvaz” oğlum bunlar derdi.
Kendini bilen insanın ettiği yemin sayısı oldukça azdır.
Her iki kelimesinden biri yemin olan insanın nesine inanacaksınız.
Hz. Mevlana, “ Yemin yalancıların siperidir” diyor. Yalanı kendine siper edinenler inanacakları birilerinide buldular mı, ne yeminler ederler, ne yeminler.
Ettiğin yeminlerde boğulursun inşallah diye beddualar bile vardır, dilimizde.
Yemin etmek gerekebilir, ancak yalan yere yemin etmenin kimseye bir getirisi olmadığı bilindiği halde insanlar yalan yere yemin etmekten vazgeçmezler.
Oy uğruna yemin edilir.
Yalan yere şahitlik hususunda yemin edilir.
Birini koruma adına yemin edilir.
Yemin etmeyi alışkanlık haline getiren biri için, yemin yerinde ve vaktinde kullanılan oldukça tesirli bir silahtır.
Yeminlerle süslediği yalanlarıyla, ikna kabiliyetini kullanarak her kapıyı açan insanlar vardır.
Dolandırıcılar, vurguncular, bir başkasının sırtından geçinen asalaklar bu konunun uzmanları olmuşlardır.
En yakınları, en fazla aldattıkları ve istismar ettikleri insanlardır.
Kolay ağlayabilmeleri, kendilerini acındırma konusundaki maharetleri, ikna güçleri dikkat çekicidir.
Siperleri yemin olan yalancıların, mumları ergeç yatsıya kadar yanar.
Foyaları eninde sonunda ortaya çıkar.
Çıkar da, olan onlara inanan ve aldanan insanlara olur.

SiteMap - İmode - Wap2