Arşiv Anasayfa Genel Sağlık
Sayfalar: 1
Kan Grupları Ve Gerçekler! By: -minel- Date: 04 February 2015, 12:26:52
Kan grupları ve gerçekler!


Kan grubu nedir; niye var? Damarımızda akan kan hakkında halen bilmediğiniz o kadar çok şey var ki!




İlk keşfedilmelerinin üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen,  bizim gibi konuyla direkt ilgili olmayanlar için olanca gizemini koruyan bir konu: Kan grupları neden var ve bu gerçekten üzerinde durmamız gereken bir şey mi?

Daha çocuk yaştayken veya örneğin ehliyet sınavı sırasında kan grubunuzu öğrendiyseniz ve mesela size A Pozitif olduğu söylendiğinde, "biliyor olma" hissi dışında gerçekten ne düşünmüştünüz? Üniversitedeki notlarla bir doğru orantı kurdunuz mu siz de? A Pozitif olması sizde "benim kan grubum bayağı esaslıymış" hissi mi uyandırdı? Hiç sanmıyoruz...

Bir süre sonra bu merak elbette sona erdi ve (verdiğimiz örnekten gidersek) muhtemelen A+ kan grubuna sahip olmanın ne ifade ettiği konusunda da başka bir şey araştırmadınız. Tüm bildiğimiz bir gün kan gereksinimi ile hastaneye kaldırılmamız durumunda bize uygun kan gruplarından birisine ihtiyacımız olacağı oldu.

Geriye kalan, üzerine pek düşünmediğimiz onlarca soru var elbette. Neden "beyaz ırk" tabir edilen insanların yüzde 40'ı A tipi kan grubuna sahipken Asyalılar'da bu oran yüzde 25 seviyesinde? Kan grupları nereden geliyor ve nereye doğru evriliyorlar? Bu soruların cevaplarına ulaşmak için hematologlara, genetik uzmanlarına, evrim biyologlarına, virologlara ve beslenme uzmanlarına kulak vermek gerekiyor.

Felaketle sonuçlanan ilk denemeler





Geçen yüzyılın başında Avusturyalı fizikçi Karl Landsteiner tarafından keşfedilen kan grupları, bilim adamına 1930 yılında Fizyoloji ve Sağlık dalında Nobel ödülü getirdi. O günden beri de kimyagerler tarafından kan gruplarının çok daha yakından incelenebilmesini sağlayan pek çok bilimsel araç geliştirildi ve onlar hakkında pek çok ilgi çekici ipuçlarına ulaştılar; tıpkı kan gruplarının soy ağacını incelemek ve onların sağlığımız üzerindeki tesirleri gibi... Buna rağmen neden var oldukları konusunda halen dişe dokunur bir fikre sahip değiliz.

Kendi kan grubumuzu bilmemiz tıbbın bu güne kadarki keşifleri arasında en fazla şükretmemiz gerekenlerden biri. Bu sayede doktorlar hangi kan tipine ihtiyacımız olacağından haberdar olabiliyorlar ve söylemeye gerek yok, bu hayat kurtarıcı olabiliyor. Özellikle de tarihte çağlar boyunca bir insandan diğerine kan aktarımı dediğimiz şeyin kocaman bir hayal olduğu düşünüldüğünde...

Aslında Rönesans doktorları hastaların damarlarına kan enjekte etmenin nasıl sonuçları olabileceğini düşündüler, hatta bazıları bunun delilik de dahil olmak üzere her türlü hastalığın çözümü olabileceğine inandı. Sonunda 1600'lü yıllarda bazı doktorlar bunu denedi ve maalesef bu tahmin edebileceğiniz üzere felaket sonuçlara yol açtı. Bir fransız doktorun "deli" olduğu söylenen bir hastaya enjekte ettiği dana kanı, hastanın hemen ardından aşırı terlemesine, kusmasına ve tıpkı bir yanık lastik renginde idrar üretmesine yol açtı. Yapılan ikinci bir transfüzyonun ardından da hasta kaybedildi.


SiteMap - İmode - Wap2