Cinsellikte En Çok Merak Edilenler
(1/4) > >>
kezban62:
Her kadın ve erkeğin cinsellikle ilgili merak ettiği ancak doktoruyla bire bir temasta bile sormaya çekindiği bazı sorular vardır.

1-Masturbasyon yapmak zararlı mı?

Masturbasyon, cinsellik içgüdüsünden kaynaklanan bir davranış olarak, ikili ilişkinin mümkün olmadığı durumlarda kadın ve erkek hemen her bireyin, ender ya da sık uyguladığı bir eylemdir. Bir okurun sorduğu gibi, "günlük yapılabilecek maksimum sayı" hakkında fikir vermek doğru değildir ve bilimsel olarak böyle bir bilgi de yoktur. Çok aşırı uygulandığında erkeklerde ve bazen de kadınlarda genital bölgenin cildinde tahriş oluşmasına neden olduğunu biliyoruz.

Erkeklerde masturbasyonda oluşan her boşalmayla birlikte bir sonraki menideki sperm sayısı azalır. Ancak bu kalıcı bir etki değildir, zira erkeklerde sperm hücreleri 60 ve hatta 70 yaşlarına kadar sürekli olarak üretilmeye devam eder. Yani masturbasyon "kısırlığa" neden olmaz. Bu, kadınlar için de geçerlidir.

Sanıldığının aksine, masturbasyon "güçsüz bırakan" bir olay da değildir, masturbasyon sonrası "yorgunluk" ve uykuya eğilim" orgazm esnasında beyinde artan morfin benzeri etki gösteren hormonların (bunlara endorfin adı verilir) "gevşetici", sakinleştirici ve "keyif verici" özellikleri nedeniyledir.

Masturbasyonda aşırıya kaçıldığının en önemli göstergelerinden biri, masturbasyonu gerçek cinsel ilişkiye tercih etmek ve toplumdan, sosyal aktivitelerden uzaklaşmaktır. Masturbasyon için harcanan efor ve süre yeni arkadaşlıklar edinmek için harcanmıyorsa, bu durumda masturbasyon beraberinde sosyal ve psikolojik sorunlar getirebilir. Bazı durumlarda "aşırı masturbasyon" aslında gizli kalmış bir sosyal fobinin de belirtisi olabilir. Böyle bir birey hayallerinde kurduğu ilişkileri gerçek hayatta kurmayı başaramaz ve bunun için efor sarfetmenin yersiz olduğunu düşünerek, toplumdan uzaklaşmasını açıklamak için kendince haklı nedenler bulur.

Özet olarak eğer masturbasyon sosyal yaşantınızı etkilemiyorsa, arkadaşlıklar kurmayı ve sürdürmeyi başarıyorsanız, video, dergi, internette sex siteleri gibi aktivitelere çok aşırı vakit harcadığınızı düşünmüyorsanız masturbasyonun size hiç bir zararı yoktur...


2- İdeal penis uzunluğu nedir?

İdeal penis uzunluğu diye bir kavram yoktur. Yapısal özelliklere bağlı olarak erkeklerin ereksiyon halindeki penis uzunlukları oldukça farklı olabilir. Penis uzunluğu boyla direkt olarak ilişkili olmakla beraber, her zaman uzunluğun boy uzunluğu ile doğru orantılı olması gerekmez. Irksal özelliklerin de penis uzunluğu ile direkt ilişkili olduğunu söylemek hatalı olabilir.

Dahası penis uzunluğu ile penisin işlevleri arasında da bir bağlantı yoktur. Penisin en önemli işlevi kadının gebe kalmasını sağlamak, diğer işlevi ise cinsellik içgüdüsünü tatmin etmektir. Bu iki işlevin yerine getirilmesi sperm sayı ve işlevlerinin yeterli olmasına, ereksiyon (sertleşme) olayının gerekli zamanlarda devreye girmesine, ereksiyonun yeterli süre sürdürülebilmesine ve nihayet orgazmın da doğru zamanda devreye girmesine bağlıdır. Bunların yerine getirilmesinde penis uzunluğunun önemli bir yeri olduğunu söylemek yanlış olur.

Ortalama bir erkeğin penis uzunluğunun ereksiyon halinde 16-17 cm. olduğu kabul edilmekle beraber bu, 12 cmden 22 cmye kadar değişebilir.

Kadınların orgazma ulaşmasının en önemli yolu klitoris adı verilen yapının uyarılmasıdır. Klitoris hemen vajina girişinde bulunan bir organ olarak cinsel ilişkide uyarılabilmesi için penisin çok uzun olmasına gerek yoktur... Kadının içgüdüsel olarak yaşadığı klitoral orgazm yanında, sonradan öğrendiği vajinal orgazm ise direkt temasla uyarılmaktan çok kadın beyninde başlayan ve biten bir olaydır. Yani her iki durumda da penisin uzun olmasının kadının orgazm olmasına direkt bir katkısı yoktur.

3- Erken boşalma sorunu

Erkeklerin "erken boşalma" olarak tabir ettikleri, çoğu kişinin düşündüğünün aksine oldukça ender görülen ve ciddi bir durumdur. Erkeklerin önemli bir kısmı orgazmı özellikle, bilinçli olarak geciktirmedikleri sürece bir dakika içinde bile orgazm olabilirler. Zira erkeklerde orgazm birincil olarak dokunma ve basınç gibi mekanik uyaranlarla gerçekleşir. Çoğu erkek cinselliği masturbasyon ya da gerçek cinsel ilişki yoluyla yaşadıkça orgazmını geciktirmesini öğrenir ve bu süreyi 20 dakika ve daha da uzun sürelere taşıyabilir. Erken boşalma ise, cinsel uyaran objesinin algılanmasıyla hemen hemen aynı anda gerçekleşen bir durumdur ve çoğu durumda ürolojik ve psikiyatrik incelemeler gerektirir (Örnek vermek gerekirse erken boşalma sorunu yaşayan erkekler vajinaya henüz girmeden önce, ya da girdikten hemen sonra orgazm olduklarından sperm sayısı kadının gebe kalabilmesi için yetersiz olur ve bu nedenle evliliklerinde çocuk sahibi olamama sorunu yaşayabilirler).


4- Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşabilir mi?

Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşması mümkündür. Özellikle vajinanın girişine yakın olan bir bölgeye gerçekleşen "boşalmada", kadının günü de "uygunsa" spermler hızla kızlık zarının doğal açıklığından (kızlık zarı tümüyle kapalı bir organ değildir, adet kanamasının dışarı boşalması için ortasında bir delik vardır) içeriye girebilirler ve güçlü ve hızlı hareketleriyle vajinadan yukarıya çıkarak gebeliği başlatabilirler.

5- Erkeklerin anal bölgelerinin "aşırı duyarlı" olması homoseksüel bir eğilime işaret eder mi?

Anal bölgede bulunan zengin sinir uçları sayesinde bu bölge dokunulmaya oldukça duyarlıdır. İnsandan insana değişen bir şekilde, bazıları cinsel ilişki esnasında bu bölgeye dokunulmasından hoşlanırken, bazıları bunu itici bulabilirler. Bu bölgeye dokunulmasından ve basınç uygulanmasından hoşlanılması o kişide bu bölgenin sinir uçlarının nispeten fazla olmasıyla ilgilidir. Erkeklerin, karşı cinsten biriyle olan ilişkide bunu yaşamaları homoseksüel bir eğilimi göstermez, homoseksüel eğilimlerin en önemli özelliği cinselliği yaşamak için karşı cins yerine, kendi cinsini tercih etmesidir. Bu tercih eyleme geçirilebilir, ya da düşsel olabilir. Böyle bir tercih algılanmadığı sürece karşı cinsten biriyle olan ilişkide anal bölgede yaşanan bu duyarlılık kaygı verici bir durum olmamalıdır

Kızlık zarı hakkında merak ettikleriniz
Son zamanlarda magazin gündemini meşgul eden kızlık zarı ve bekaret yüzünden bugün maalesef hâlâ genç kadınlar intihar etmeye zorlanıyor, töre cinayetlerine kurban gidiyor. Oysa toplumun geneline bakıldığında bu konu hakkında o kadar eksik ve yanlış bilgiye sahibiz ki. İşte bu konuda bilinmesi gerekenler...
Erkek arkadaşımla yaşadığım cinsel ilişkinin ardından gelen birkaç damla kanı, evlenmeyi düşündüğümüz için önemsememiştim. Ancak erkek arkadaşımdan ayrıldım ve şimdi başka biriyle nişanlıyım. Önceki birlikteliğimi nişanlıma anlatmam mümkün değil. Çünkü kendisi bekaret konusuna çok önem veriyor. Nişanın atılması bir yana, ailem bile beni cezalandırmaya kalkabilir. Korkudan her gece kabuslar görmeye başladım. Kızlık zarının onarılabildiğini duymuştum, bu doğru mu? Onarılabiliyorsa, ilk gece kanamanın gerçekleşmesi için operasyonu ne zaman yaptırmam gerekiyor?
Okurlarımızdan gelen mektuplar arasında en sıkça karşılaştığımız konulardan. Kızlık zarıyla ilgili bu tür endişeli mektupları, elektronik postaları son zamanlarda sıkça alır olduk. Kimi mastürbasyonun, kimi de cinsel sürtünmenin bekareti bozup bozmayacağını soruyordu. Herkesin yaşadığı hikaye farklı olsa da, merak edilen hep aynı şeydi: Kızlık zarı onarılabilir mi? Önerebileceğiniz bir doktor var mı?
Açıkçası, kadınların cinselliklerini özgürce yaşamaları gerektiğine inandığım ve yalan üzerine kurulu bir birlikteliğe sıcak bakmadığım için kızlık zarı operasyonuna yönelik soruları yanıtlamakta hep güçlük çekmişimdir. Onlara, yaşadıkları cinsel deneyimlerinden asla utanmamaları gerektiğini, bekareti önemseyen bir erkeğin zaten doğru insan olmadığını söylemek istesem de, kendimi hep tuttum. Çünkü,Türkiye'de hâlâ ödün verilmeyen bir gerçek varsa o da bir kadının bekaretini koruması gerektiği. Bugün hâlâ pek çok kadın bakire olmadığı gerekçesiyle intihar etmeye zorlanıyor, töre cinayetlerine kurban gidiyor.
21. yüzyılda bile Türkiye'de, dünyanın başka geleneksel toplumlarında genç kızlar yaşadıkları cinsel deneyimin faturasını canlarıyla bile ödemek zorunda kalabiliyor. Üstelik, zarları esnek olduğu için ilk cinsel ilişkilerinde kanamaları gerçekleşmeyen bakire kızlar bile bu korkunç olaylardan nasiplerini alabiliyorlar.
Tanınmış bir mankenin 3bekaret raporunu kamuoyuna açıklamasıyla kamuoyunda yeniden gündeme gelen kızlık zarı hakkında yanlış bilinenleri düzeltmek, bilinmeyenleri açıklığa kavuşturmak için sorularımız Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe'ye yönelttik.
Şaşırtıcı ama gerçek. Son iki yıldır kızlık zarı onarımı için doktora başvuran kadınların sayısında iki kat artış var! Bekaret tabusuyla yaşayan, ancak cinsel özgürlüğünü de yaşamak isteyen genç kadınlar, evlilik vakti yaklaştığında kızlık zarını diktirme operasyonu için kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının kapılarını aşındırıyor
kezban62:
Birlikte, Aynı Anda Orgazm
 
Orgazm olgusunu tarif etmek zordur. Orgazm, çeşitli cinsel uyaranlarla beynin uyarılması ile başlayan ve uyaranların etkisiyle kişide hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan bir "histir". Bu durum, genellikle erkeklerde cinsel boşalma; her iki cinste de kızarma, nefes ve kalp hızının artması, istemsiz kasılmalar gibi fiziksel etkilerle beraber görülür. Orgazma cinsel ilişki ya da mastürbasyon ile ulaşılabilir. Orgazmla birlikte kisi rahatlar , biriken tüm gerginlik kaybolur. Kişi beyinden orgazm esnasında salgılanan endorfinlerin ("mutluluk hormonları") etkisiyle gevşer ve kendini iyi hisseder. Takiben uyarılma evresinde ortaya çıkan değişikliklerin tümü "çözülerek" geri döner. Tüm bu geri dönüş süreci 5-10 dakika sürer. Çözülme evresinde tüm değişiklikler geri döner. Kadınların çoğunda orgazm sonrası klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya duyarlı hale gelir

Orgazm oluşumu için en önemli uyaran dokunsal olanlar olmasına karşın (cinsel ilişki ve kendi kendini tatmin dokunsal uyaran türleridir) sadece görsel veya işitsel uyaranlarla orgazm olunması da özellikle kadınlarda imkan dahilindedir. Genellikle erkekler daha çabuk, kadınlar daha yavaş uyarılırlar. Yaşları ilerledikçe erkeklerin uyarılması biraz uzar, kadınlar ise yaşları ve cinsel deneyimleri arttıkça daha hızlı uyarılmaya başlarlar. Çoğu erkek için en uyarıcı durum, cinsel birleşmedir. Kadın orgazmının tetiğini çeken klitoris ise, cinsel birleşme sırasında uyarılmaya uygun bir yerde ve konumda değildir.

Birçok kişi, birçok çift, iyi bir cinsel ilişkide eşlerin mutlaka birlikte orgazm olmaları gerektiğine inanır. Oysa, kadın ve erkek cinsel yanıtlarının fizyolojik farklılığı, kişilerin orgazm olacakları anı tam olarak belirleyememeleri, birbirlerinin yanıtlarını tam olarak ve anında bilememeleri gibi birçok nedenle, çiftler nadiren aynı anda orgazm olurlar.


Ancak birbirlerini çok iyi tanıyan çiftler, arada bir birlikte, aynı anda orgaz m olur. Ayrıca birlikte orgazm olmak, iyi bir cinsel ilişki için zorunlu ya da daha çok zevk almak için gerekli de değildir. Ama birlikte orgazm olmanın mutlaka gerekli olduğu düşüncesi, birçok insanın kendi cinsel ilişkilerinden hoşnutsuz olmasına neden olur. Birçok çift cinsel yaşamlarını bu yanlış inanış yüzünden doyumsuz olarak değerlendirebilir.


Orgazm olma anında bir kişinin, kendisinin veya cinsel eşinin davranışlarını, cinsel yanıtlarını izlemesi pek de kolay değildir. Dolayısıyla bir yandan orgazm olurken, bir yandan cinsel eşin orgazmından ayrı bir keyif almamız da pek söz konusu olamaz.


Aynı anda orgazm olma beklentisi nedeniyle, kendinin ve cinsel eşin cinsel yanıtlarıyla gereğinden fazla ilgilenmesi, sevişmenin keyfini kaçırabilir sevişmenin gözlemcisi haline getirebilir, hem de birlikte olması hedeflenen orgazmı kişisel olarak da yok edebilir.
İki insan arasındaki cinsellik, fizyolojik yanıtlar temelinde gelişen, çok boyutlu ve keyifli bir süreçtir. Gerçek dışı beklentiler ve yanlış inanışlar, cinsel doyumumuzu olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramazlar.

Orgazm olgusunu tarif etmek zordur. Orgazm, çeşitli cinsel uyaranlarla beynin uyarılması ile başlayan ve uyaranların etkisiyle kişide hem bedensel hem de ruhsal olarak algılanan bir "histir". Bu durum, genellikle erkeklerde cinsel boşalma; her iki cinste de kızarma, nefes ve kalp hızının artması, istemsiz kasılmalar gibi fiziksel etkilerle beraber görülür. Orgazma cinsel ilişki ya da mastürbasyon ile ulaşılabilir. Orgazmla birlikte kisi rahatlar , biriken tüm gerginlik kaybolur. Kişi beyinden orgazm esnasında salgılanan endorfinlerin ("mutluluk hormonları") etkisiyle gevşer ve kendini iyi hisseder. Takiben uyarılma evresinde ortaya çıkan değişikliklerin tümü "çözülerek" geri döner. Tüm bu geri dönüş süreci 5-10 dakika sürer. Çözülme evresinde tüm değişiklikler geri döner. Kadınların çoğunda orgazm sonrası klitoris ve meme uçları hassaslaşır ve ağrıya duyarlı hale gelir

Orgazm oluşumu için en önemli uyaran dokunsal olanlar olmasına karşın (cinsel ilişki ve kendi kendini tatmin dokunsal uyaran türleridir) sadece görsel veya işitsel uyaranlarla orgazm olunması da özellikle kadınlarda imkan dahilindedir. Genellikle erkekler daha çabuk, kadınlar daha yavaş uyarılırlar. Yaşları ilerledikçe erkeklerin uyarılması biraz uzar, kadınlar ise yaşları ve cinsel deneyimleri arttıkça daha hızlı uyarılmaya başlarlar. Çoğu erkek için en uyarıcı durum, cinsel birleşmedir. Kadın orgazmının tetiğini çeken klitoris ise, cinsel birleşme sırasında uyarılmaya uygun bir yerde ve konumda değildir.

Birçok kişi, birçok çift, iyi bir cinsel ilişkide eşlerin mutlaka birlikte orgazm olmaları gerektiğine inanır. Oysa, kadın ve erkek cinsel yanıtlarının fizyolojik farklılığı, kişilerin orgazm olacakları anı tam olarak belirleyememeleri, birbirlerinin yanıtlarını tam olarak ve anında bilememeleri gibi birçok nedenle, çiftler nadiren aynı anda orgazm olurlar.


Ancak birbirlerini çok iyi tanıyan çiftler, arada bir birlikte, aynı anda orgaz m olur. Ayrıca birlikte orgazm olmak, iyi bir cinsel ilişki için zorunlu ya da daha çok zevk almak için gerekli de değildir. Ama birlikte orgazm olmanın mutlaka gerekli olduğu düşüncesi, birçok insanın kendi cinsel ilişkilerinden hoşnutsuz olmasına neden olur. Birçok çift cinsel yaşamlarını bu yanlış inanış yüzünden doyumsuz olarak değerlendirebilir.


Orgazm olma anında bir kişinin, kendisinin veya cinsel eşinin davranışlarını, cinsel yanıtlarını izlemesi pek de kolay değildir. Dolayısıyla bir yandan orgazm olurken, bir yandan cinsel eşin orgazmından ayrı bir keyif almamız da pek söz konusu olamaz.


Aynı anda orgazm olma beklentisi nedeniyle, kendinin ve cinsel eşin cinsel yanıtlarıyla gereğinden fazla ilgilenmesi, sevişmenin keyfini kaçırabilir sevişmenin gözlemcisi haline getirebilir, hem de birlikte olması hedeflenen orgazmı kişisel olarak da yok edebilir.
İki insan arasındaki cinsellik, fizyolojik yanıtlar temelinde gelişen, çok boyutlu ve keyifli bir süreçtir. Gerçek dışı beklentiler ve yanlış inanışlar, cinsel doyumumuzu olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramazlar.
 

Sporun seks yaşamını aktif kıldığını daha önce mutlaka duymuşsunuzdur. Hatta seks hayatının yetmişten sonra bile devam etmesini isteyenlerin mutlaka spor yapması gerektiğini bu sayfalardan duyurmuştuk.
Şimdi ise, egzersiz bisikletinin kronik kalp hastalarında cinsel fonksiyonu artırdığı öne sürülüyor. Nitrat ilacı kullandıkları için Viagra kullanamayan kalp hastalarının, bisiklet egzersizi yaparak, cinsel fonksiyonunu artırabilecekleri belirtiliyor. İtalya'nın Ancona bölgesindeki Lancial Kalp Enstitüsü'nde yapılan araştırmada, egzersiz yapan hastaların cinsel fonksiyonun yanı sıra yaşam kalitesini artırdıkları da gözlendi




Acaba Vajinismus muyum?

Her 100 kadından birinin vajinismus sorunu yaşadığı araştırmalarla kanıtlandı.
‘Eşimle beraber olamıyoruz. Birçok yerde araştırdım ve okudum. Sanırım Vajinismus var bende! Eşim çok anlayışlı. Ama ben onu mutlu edemiyorum. Onun isteklerini karşılayamıyorum. Bacaklarım kasılıyor. Bu olayı kimseyle paylaşamıyorum. Ailelerimiz bizden çocuk bekliyor. Kimseyle görüşmek ve konuşmak istemiyorum. Buraya geldim ama bilmiyorum bir şeyler değişecek mi? Böyle bir durum yaşayan başka danışanlarınız var mı ve tedavi yüzdesi nedir?’ Kendi kendine teşhis sonucu ilk olarak kimseyle paylaşamama ve sorunu çözmeye çalışma. Bu durumu kendine yakıştıramama. Eşine yönelik suçluluk hissetme. Tek başına baş edemeyeceğine inandığında bir uzmandan yardım alma. Gerçekten çözüm olup olamayacağı konusunda şüphe ve kaygılardan kaynaklanan karamsarlık.
Böyle bir durum yaşayan kişi ile karşılaşan terapistin tabii ki sihirli bir değneği yok. Tek başına da herhangi bir şey yapması imkansız. Kurulacak iletişim ve yaklaşım çok önemli. Bu soruna neden olabilecek durumları gözden geçirmek gerekir. Aile yapısını, geçmişte yaşanan olumsuz bir olay olup olmadığını, cinsel bilgilerle ilgili yanlış yapılandırmayı, korku ve kaygılarını, ilişki ile ilgili beklentilerini ve sorunu yaşayan erkek ve kadının kişilik özelliklerini belirlemek çözüme ulaşma da geçerli bir yöntemdir.



Yılan ve vajinismus"
Cinsel sorunu yaşayan kişilere yaklaşım ve kurulacak iletişim başlangıç için çok önemli. Güven ortamı oluşturulduktan sonra sorunun kaynağı üzerinde konuşulur. Bunun pek çok sebebi olabilir. Neler olabileceğini örneklerle belirlemeye çalışabiliriz.
Bir danışanım korkularından bahsetmişti. Çocukluk döneminde yaşadığı bir olayı anlatmıştı. 4-5 yaşlarındaki iken bahçelerindeki su kuyusunun dibinde yılanın kurbağayı yediğini görür. Daha sonra o kuyuya terliği düşer. Babası terliğini almaya çalışırken babasının kuyuya düşeceğinden korkar. Bu olaydan sonra yılan ismini ifade edemediğini ve resmine bakamadığını söyler. Evlendikten sonra eşinin penisinin şeklini ve hareketlerini yılana benzettiğini ve korktuğunu, ona dokunamadığını ifade eder. Ayrıca danışanımla görüşmeler sonucunda aslına onun büyümek istemediğini ve çocuk kalmak istediğini ortaya çıkarmıştık


Dişiliğini ortaya çıkarma
Bir danışanımda eşiyle yaşayamadığı cinselliği konuşarak bir kız arkadaşı ile paylaştığını anlatmıştı. Arkadaşı ona şöyle demişti. ‘Kendini kadın gibi hissedeceksin, çocukluktan çıkacaksın’ demiş. Oysa bu danışanım için olumsuz bir geri bildirim olmuştu. Çünkü danışanım dişiliğini ön plana çıkarmak ve büyümek istemiyordu. Her kişi için farklı yaklaşımlar gerekebilir. Yardım etmek isterken kişinin olayı çözmesi yerine kaçmasına sebep olunabilir.
Vajinismus yaşayan kadınların daha çocuksu olduklarını, şefkat ve ilgiye önem verdiklerini, şüpheci, alıngan, hassas ve kontrolün kendinde olmasını istediklerini gözlemliyorum.
Vajinismus yaşayan kadınların bir kısmının çocukluk döneminde cinsel tacize uğradığı ortaya çıkıyor. Bunu kimseyle paylaşamıyor. Kadının erkeklerle ve cinsellikle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olmasına sebep oluyor


Evlilik öncesindeki tartışmalar
Evlilik öncesi aileler arasında yaşanan sorunlar kadının eşine güven duymasını engelliyor. Onu koruyamayacağını ve destek olamayacağını düşündüğü için, eşinin en çok istediği cinselliği onunla paylaşmaktan kaçınıyor. Zaten kendine ve çevresine güven duymayan, vajinismus sorunu olan kadınlar için bu durum daha da güçleşiyor. Evlilikte ya da ilişkilerde en önemli konu güvendir. Güven ortamı sağlanamadığı sürece cinselliğin yaşanması da zor oluyor.
Cinselliğin yaşanması ayıp olarak değerlendiriliyor. Bir çocuk gibi okşanmak ve korunmaktan hoşlanma ancak iş cinselliğe gelince kaygılar yaşadıklarını ifade ediyorlar.
Bir danışanım birkaç kez randevu almasına rağmen randevularına gelmedi. Eşinin ısrarı üzerine gelmek zorunda kaldı. Geldiğinde oldukça sıkıntılıydı ve ‘biliyorum ben bunu yapamayacağım’ diyordu. Evlendikleri gün babası ile bir tartışma yaşadıklarını ve babasıyla bir süre küstüklerini anlattı. Babasının otoriter, katı ve zor iletişim kurulan biri olduğunu belirtti. Babanın hataya ve çocuklarının başarısızlıklarına tahammülü yoktu. Baba bu olayı öğrendiğinde kızını suçlamış ve aşırı tepki vermiş. Danışmanım en büyük korkusu başarısızlıktı. Korku yerine kaygısı demek daha doğru olacak sanırım. Bu durumdan kurtulmak için bir kez bir uzmandan yardım alıyor. Ancak ikinci görüşmeden sonra gitmiyor. Çünkü uzmanın tutumu babasının tutumunun aynı. Uzman tarafında bu işi yapamadığı için eleştiriliyor. O yüzden bir daha gitmiyor. Birkaç kez randevu alıp gelmemesinin sebebi de aynı durumla karşılaşma ve başarısız olacağı kaygısı



Babalarla ilişkideki anahtarlar
Otoriter ve baskıcı tutum sergileyen baba figürü de bu olayın yaşanmasında etkili olabiliyor. Ayrıca vajinismus yaşayan kadınların babalarıyla yakın ve duygusal ilişki kurmada sorun yaşadıkları söylenmektedir.
Vajinismus yaşayan kadında annenin rolü nedir? Diye bir soru aklınıza gelebilir. Cinselliğin ayıp ve değersiz bir şey olduğunu ve sadece erkeklerin kendilerini tatmin etmek için kadınları kullandıkları bir araç olarak anlatan annelerin de vajinismus yaşama olasılığını arttırdığı gözlenmektedir. Ayrıca cinsel organla ilgili olumsuz şartlandırmaları da önemli bir etkendir. Bu şekilde yaklaşan annelerin kızlarının vajinismus nedeniyle merkezimize başvurduklarını belirtmeden edemeyeceğim. Cinsel organını pis, iğrenç olarak algılayan ve ona dokunmaktan kaçınan kadınlarda bulunmaktadır.
Vajinismus yaşayan kadınların cinsel bilgilerinin yetersiz olduğunu gözlemlemekteyim. Özellikle kızlık zarı ile ilgili olumsuzluk içeren bilgilere sahip olduklarını belirtmeden edemeyeceğim. Kızlık zarının patlayacağı, acı vereceği ve kontrol edilemeyen bir kanama olacağı endişesi içermektedir. Oysa araştırmalar ilk cinsel ilişkide vakaların ancak yüzde 40-45’inde kanama meydana gelebildiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca kanamanın her zaman kızlık zarından olmadığı vajinanın da kanamada rol oynayabildiği sonucuna varılmıştır. Kızlık zarının esneyebildiği, kanama ve yırtılma olmadan cinsel ilişkinin olabildiği ve bazı kadınlarda bu dokunun hiç bulunmadığı tespit edilmiştir. Kızlık zarına tıbbi müdahale yaptıran hatta bu yolla hamile kalıp çocuk doğuran kadınların da bilinç düzeyinde bu olayı aşamadıkları için terapiye gelmeleri azımsanmayacak kadar çoktur.




kezban62:
Bekaret ve vajinismus
Kızlık zarının evlenmeden önce korunması gerektiği öğretilen kadın evlendikten sonra da bunu korumaya çalışabilmektedir. Kızlık zarı bekaret simgesi olarak değerlendirilen toplumlarda daha sık görülen bir rahatsızlıktır. Türkiye’deki vajinismus vakalarının dünyada yaşananlardan daha fazla olması bu gerçeği yansıtmaktadır.
Vajinismus sorunu yaşayan kadının cinsel organının anatomik yapısını bilmediği ve cinsel organına dokunmaktan kaçındığı da gözlemlediğim bir durum. Cinselliği kötü, çirkin gibi olumsuz olarak değerlendiren kadın kendi bedenine dokunmayı da kötü ve yanlış bir şey yapıyormuş gibi değerlendirmektedir. Toplum olarak kadından beklentiler çelişkilidir. Evlilik öncesi cinsellik kötü ve yasak olan bir olay olarak belirtilirken, evlendikten sonra cinselliği rahat bir şekilde yaşaması beklenmektedir.
Tedavi sürecinde kadının vajinismusu yaşamasına sebep olan etkenleri göz önünde bulundurmak ve güvenilir bir iletişim kurmak çok önemlidir. Eşlerin terapiye birlikte gelmeleri daha yararlıdır. Eşler terapiye kimi zaman ayrı, kimi zaman da birlikte alınır. Eşlerin terapiye beraber gelmeleri birbirlerine destek olduklarını göstermek açısından yararlı olur ve vajinismus yaşayan kadının eşine güven duymasını sağlar. Eşi terapiye gelmeyen kadın eşinin gereken önemi vermediğini düşünüp, terapiye devam etmemekte ve yararına inanmamaktadır. Oysa sorun sadece kadına ait değildir, erkeğin yaklaşımı da sorunun gittikçe çözümlenemez bir hale dönüşmesine sebep olabilir. Birlikte yardım almak eşlerin birbirlerini önemsemeleri ve güvenmeleri açısından yararlıdır. Olaya birlikte katılım tedavinin olumlu gelişmesini sağlayacaktır


Mastürbasyon konusunu biraz yaşa ve cinsiyete göre ayırırsak;
Genç erkeklerde özellikle cinsel hayatı olmayan gençlerde, mastürbasyon neredeyse bir zorunluluk halindedir, bunun nedeni ise:
Sperm (meni - er suyu) üretimi devamlıdır ve hiç durmaz, üretilen spermler bir kesede toplanır ve boşaltılmaya hazır beklerler, arkadan da devamlı sperm üretimi olur ve bu keseye boşalır, bu kesenin bir hacmi, bir kapasitesi vardır, bu hacim dolunca cinsel istek artar, yoğunlaşır eğer ilişki veya boşalma gerçekleşmezse kasıklarda ağrı, aşırı cinsel istek başlar, bazen kese o kadar dolmuştur ki büyük tuvalet yaparken veya ıkınırken vücut içi basınç arttığından bu sırada penisten sperm akar veya idrar sonrasında sümüksü bir akıntı olarak penisten gelir (bu boşalma değildir ve zevk vermez sadece sperm akar). Eğer kişi boşalmaz veya ilişki kurmazsa belli bir süreden sonra ki bu süre kişiden kişiye değişir( 4 ila 15 gün), erkek uykuda boşalır ve keseyi boşaltarak arkadan gelen spermlere yol açar. Hamamcı olduk veya rüyacı olduk deyimi buradaki boşalmaya bağlı yıkanma gerekliliğinden gelmiştir. Erkeklerdeki cinsel arzu kontrolsüzlüğü de devamlı üretilen sperm ve onun boşaltılması isteği sonucu ve toplumsal öğretilerin yani tabuların erkeğe kuralsız cinsellik yaşamayı bir hak ve övünç kaynağı olarak hissettirmesi olup bayanların erkeklerde anlayamadıkları duygusuz cinsel istek bundan dolayıdır.
Erkeklerde uyarı ve doyuma ulaşma daha çok penisin etrafının kavranma hissinin tatmini ve özellikle penisin baş kısmında bulanan zevk hücresi diye isimlendirilen sinir uçlarının sürtünmeye ve karşıdan gelen basınca karşı taşıdıkları hislerden oluşur.
Erkekler genelde elleriyle cinsel organlarını okşayarak mastürbasyon yaparlar, bunun için elleri kuru olabilir, genelde kayganlaştırıcı bazı maddeler; tükürük, krem, sabun (sabunun penis içine kaçtığında acıya yol açacağı unutulmamalıdır) kullanılır. Gene erkekler mastürbasyon yaparken penislerini başka cisimlere sürerek de veya kavrama hareketini sağlayıcı bir takım boşluklara penislerini sokup çıkararak yaparlar. Veya sertleşmiş penise su tutarakta mastürbasyon gibi çeşitli yöntemlerde kullanırlar. Son zamanlarda ülkemizde de satılan yapay vajina benzeri araçlarda erotik malzeme satılan dükkânlarda bulunmakta ve kullanılmaktadır. Kısaca kişiye zevk veren her şey bu amaçla kullanılabilir.
Kadınlarda ise; bakire olanlar veya olmayanlar olarak değerlendirmeliyiz çünkü toplumumuzda bekâret hala önemli bir konu olarak kabul edilmektedir.
Kadınlarda mastürbasyon erkeklerdeki kadar fiziksel dokunma gerçekleşmeden düşünce bazında da gerçekleşebilir. Sadece göğüslerine dokunarak dahi mastürbasyon yapabilirler.
Fiziksel istek kasık bölgesine yayılan sıcaklık orada bir basınç hissinin duyulmasına ve klitorise dokunulmasının ihtiyacı ve vajen içinde doldurulması gerekli bir boşluk hissi ile ortaya çıkar. Vajende ki boşluk hissi daha önce cinsel ilişkiye girmemiş bayanlarda çok az veya yoktur. Cinsel ilişki yaşamış kadınlarda ise bu vücut tarafından tanınmıştır ve hissedilir.
Genelde ya klitoris (bızır) elle okşanır veya iki bacak açıp kapanarak sıkıştırılır veya kadına zevk verebilecek bir şeye sürtülür. Bakire olan kadınlar genelde bu şekilde mastürbasyon yaparlar. Ve bunun kızlık zarına hiç bir zararı yoktur.
Daha az olarak klitoris okşanırken vajen girişine parmakla baskı uygulanabilir veya vajen girişi veya küçük dudaklar okşanabilir. Bunun da kızlık zarına hiç bir zararı yoktur.
Ve bazı bayanlar kızlık zarı olmayanlar veya önemsemeyenler vajen içine parmak veya parmaklarını sokarlar veya içeriye doluluk hissi verebilecek herhangi bir şey (deodorant kutusu, salatalık, muz, kalem gibi) kullanırlar. Son zamanlarda ülkemizde de bulunan yapay penisler de veya titreşim sağlayan bazı seks oyuncakları da yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bazı bayanlar ise hem klitorise sürtünme veya baskı hem de vajen içine doluluk sağlayarak mastürbasyon yaparlar.
Duşta basınçlı suyun klitorise tutulması ile mastürbasyon ise bayağı yaygın bir yöntemdir, bu da kızlık zarına zarar vermez.
Anne ve babalara ve de herkese; cinsellik içgüdüsel bir duygu olup soyunu sürdürme, hayata ve kendinden sonraya bedeninden bir parça bırakma hissinin bir uzantısıdır. Yani frenlenemez, önlenemez ve yok edilemez. Belki baskılayabilir veya başka bir hisse veya uğraşa yönlendirebilirsiniz ama bunun sağlıksız sonuçları ve acısı daha sonra çok fazla olarak başka yerlerde ve konumlarda ortaya çıkmaktadır. Kuşumuzun, kedimizin veya köpeğimizin cinsel arzularını düşünüp dikkate aldığımız halde kendimizin, yakınlarımızın veya çocuklarımızın bu tip ihtiyaçlarını görmemezlikten gelmeye veya anlamamaya çalışmak kendimizi kandırmaktır.
Özellikle cinsel yaşantıya sahip olamayan veya olamamış gençlerde bu istek frenlenemez. Bu yüzden gerekli olan mastürbasyon için onları yanlış bilgilendirip korkutmayınız.
Yaş ve kişinin sosyal konumu bu arzuyu yok etmez bu bir ihtiyaçtır.
Yalnız bebekler de de bazen mastürbasyon benzeri davranışlar görülebilir bu onları korkutmadan önlenebilir, anlayabilecek yaşta olanlar doğru yönlendirilip bilgilendirilmelidir. Bu konu ilerdeki yazılarımızda ele alınacaktır


Peki çocuklarımıza nasıl davranalım;
ilk önce onlara bu konularda sağlıklı bilgiler verelim eğer sizde bilmiyor veya bu konuları konuşamıyorsanız çekinmeden destek alabileceğiniz yerlere baş vurabilirsiniz veya okuyup öğrenebilecekleri bazı bilgi kaynakları sağlayabilirsiniz. En önemli olan şey yanlış bilgi vermemektir. Ufak bir kızken annesi tarafından anal (arkadan-popodan - makat-rektum ) ilişkiye girmesin diye arkadan ilişki kuranlar kanser olur diye korkutulup yönlendiren bir hastamın kabız olursam da aynı etki olur kanser olurum ölürüm fikri ile yaşadığı ve hissettiklerini, bu yüzden yeme içme problemi yaşadığını, uzun süre psikiyatrik tedavi alıp halen de tam olarak iyileşemediğini ve de iyileşemeyeceğini düşünürseniz yanlış bilginin bir insanın hayatına, yaşantısına nasıl bir etki yaptığını anlarsınız.
Onları kendileri ile kalabilecekleri ruhları ve bedenlerini tanıyabilecekleri mekanlarda rahat bırakalım. Odasının kapısını kilitlemesine izin verin veya kapısını çalıp onun olurunu almadan odasına girmeyiniz. Kötü bir şey yapacaksa zaten yapar, sertlikle hiç bir şey engellenmez sadece inanarak doğruyu anlatın oda anlayacaktır. Veya banyoda gereğinden fazla kalırsa onu rahatsız etmeyiniz, orayı gerçekten kullanmaya ihtiyacınız olana kadar onu rahat bırakınız, bir insan banyoda ne yapabilir ki veya ne yapar sizce? En önemli şey ise onlar her ne kadar sizin bedeninizin bir parçası olsalar da onlarında bir ruhlarının olduğunu unutmamak, onların kişiliklerine saygı duymaktır.

Pozisyonlar

Cinsel pozisyonlar ilişkilerimizde bize rahatlık sağlayan ve sağlığımız açısından önemli bir konudur.Cinsel

Cinsel pozisyonlar kişinin anlık durumuna göre değişen , eşlerin birbirlerine daha iyi temasta bulunabildiği ve çok daha rahat haraket edebildiği şekiller olmaktadır.
Zevkli , keyifli ve ağrısız bir ilişki için size uygun olan cinsel pozisyonu partneriniz ile uygulayabilirsiniz.
Daha doğru bir cinsel birleşme için en önemli kriterlerden biri olan pozisyonlara sizler de partneriniz ile birlikte olurken dikkat edip , özen göstermelisiniz.
Sürekli aynı pozisyonda ilişkiye girmek olayı monotonlaştırırken arada bir özgür davranıp farklı tarzlar denemek çok daha yararlı olacaktır.
Unutmayın ki tüm uzmanlarında bildirdiği gibi bir ilişki esnasında en önemli şey penis boyu değil partnerinize olan temasınız , duygularınız , duruş ve birleşme rahatlığıdır.
kezban62:
Kaç erkek erken orgazm olduğunu düşünüyor?
25 – 40 yaşlarındaki erkeklerin % 30’u.

Kaç erkek ereksiyon olmakta zorlandığını söylüyor?
% 7-10.

Bütün erkekler seksi seviyor mu?
Hayır. Erkeklerin %5-9’u fiziksel tutkuyu memnun edici bulmuyor.

Bir kız arkadaşınızla ilgili fantezi kurarsanız bu lezbiyen olduğunu mu gösterir?
Hayır. Gerçek hayatta gerçekleştirmeyeceğiniz cinsel durumları düşünmek normaldir. Eğer, kendinizi bir kadınla seks yapmayı düşünürken yakalıyorsanız korkmayın! Yalnız değilsiniz. Bir kadınla cinselliği yaşamak birçok kadının ortak fantezisi.

Bir erkeğin menisinin tadı yediği şeye bağlı mıdır?
Evet. Eğer, erkek çok fazla kahve içiyorsa, meninin tadı biraz acı olabilir. Bunun yanında, vejetaryen ve et yiyen erkeklerin menileri arasında tat farkı olduğu konusunda tartışmalar var. Bazı kadınlar, vejetaryen erkeklerin menisinin daha tatlı olduğunu iddia ediyor.

Kaç çift düzenli olarak oral seks yapar?
% 25’i

Erkekler boyunlarından öpülmeyi kadınlar kadar çok seviyorlar mı?
Hayır. Erkekler agresif öpüşmeyi tercih ediyorlar.

Kaç insan sevgilerini toplum önünde göstermekten çekinmiyor?
Erkek ve kadınların yüzde 68’i insanların önünde öpüşmekten çekinmiyor.

İş sekse gelince erkekler hangi aktiviteleri tercih ediyor?
Birinci sırada vajinal birleşme yer alıyor. Oral seks ise üçüncü sırada. Bir kadını soyunurken izlemek ise bir erkeğin ikinci favori fantezisi.

Kaç erkek tek eşli?
Tahmin edilenden daha fazlası. Araştırmalar, erkeklerin %67’si en azından bir yıl tekeşli kaldığını gösteriyor. Beş yıl boyunca tekeşliliği tercih eden erkeklerin oranı ise % 46.

Kaç kadın ilk cinselliği yaşadığında aşıktı?
% 55’i. Fakat, çoğu ilk seferde hoşlanmadıklarını veya yapmaya zorlandıklarını söylüyor.

Kaç erkek ilk cinselliği yaşadığında aşıktı?
% 31’i. Araştırmacılar erkeklerin sekse hazır olmak için aşık olmaya ihtiyaçları olmadığını söylüyor.

Erkekler ortalama olarak ne kadar zamanda bir seks yaparlar?
Ayda altı kere. Ya da haftada 1.2 kere.

Kaç kadın gebelikten korunmasına rağmen hamile kalıyor?
%47. Bu da çoğunlukla doğum kontrolünün yanlış uygulanmasından kaynaklanıyor.

20’li yaşlarda en popüler gebelikten korunma metodu nedir?
Haplar. Fakat, kadınların sadece %27’si bu şekilde korunuyor
kezban62:
Heyecanı artıran 5 hassas nokta!Vücudun sürprizlerle dolu hassas bölgelerini sizler için gün ışığına çıkarıyoruz! Bu bölgelere dokunarak birbirinizi ne kadar heyecanlandıracağınızı görünce şaşıracaksınız.170861


Bütün ilişkiler birbirinden farklıdır. Alışkanlıklar; sosyal yaşamınızın sınırlarını belirlediği gibi seks hayatınızı da iyi ya da kötü yönde etkileyebilir. Peki, sizin bu yöndeki alışkanlıklarınız nasıl? Yatağa girmeden önce birbirinizi heyecanlandırmak için hep aynı rutin şeyleri mi yapıyorsunuz? Seks terapisti Lori Buckley, her ön sevişmede birbirinize aynı şekilde dokunmanın, bir süre sonra vücudunuzu bu dokunuşlara karşı hissizleştirdiğini belirtiyor. Bu sorunu çözebilmek için çeşitli uzmanlarla konuşarak vücuttaki farklı hassas bölgeleri öğrendik. İlişki sırasında bu hassas noktaları nasıl verimli biçimde kullanabileceğinizi öğrenmek için yazımıza mutlaka göz gezdirin.

HASSAS NOKTA 1

Dudakların etrafındaki bölge

Öpüşmeyi bildiğinizden eminiz. Ancak büyük ihtimalle ağzınızın çevresindeki hassas sinir uçlarından haberiniz yok. Seks uzmanı Rachael Ross'a göre, bu bölge dokunuşlara karşı olağanüstü hassas, ancak çoğu insan dudağın kendisine daha fazla önem gösterdiği için bu nokta geri planda kalabiliyor. Parmak ucunuzla dudaklarınızın etrafına hafifçe dokunarak bu iç gıdıklayıcı deneyimi yaşayabilir ve neden bahsettiğimizi daha kolayca anlayabilirsiniz. Başbaşa kaldığınızda sevgilinizin bu deneyimden faydalanması için, fazla sert bir öpüşme sergilemenize gerek yok. Bunun yerine, onu normal bir biçimde öptükten sonra, üst dudak çizgisinin üzerine dudaklarınızı hafifçe değdirin. Kendinizi çekip onu tekrar öpün, ardından aynı taktiği alt dudağına da uygulayın.

HASSAS NOKTA 2

Çene ve omuzların arası

Çene kısmınızla omuzlarınız arasında kalan tüm bölge erojen olmasıyla ünlüdür. Ancak bu bölgede öne çıkan bir nokta var ki tüylerinizi diken diken edebilir! Boynun yaka kısmı ile birleştiği yerde bulunan bu küçük çukurun cildi daha incedir ve altında yoğun miktarda yağ dokusu bulunmaz. Bu nedenle bu bölgede bulunan sinir uçları oldukça kuvvetlidir. Bir başka deyişle, bu bölgeye yapılan ufacık bir temas bile kendinizi harika hissetmenizi sağlar.

Sevgilinizin boynunu öperek aşağıya doğru indiğiniz sırada, işaret ve orta parmaklarınızın uçlarını omzundan ortadaki çukura doğru, yavaş ve dairesel hareketler çizerek hareket ettirin. Ardından ağzınızı bu bölgenin üzerinde hareket ettirerek çukuru nefesinizle ısıtın. Uzmanlar, bu ısı ve temas kombinasyonunun vücudunuzu rahatlatarak sizi heyecanlandıracağını belirtiyor.

Ayrıca, erkek arkadaşınız bu bölgeye dokunduğunda; vücudunuzun üst kısmı, özellikle de göğüsleriniz, daha duyarlı bir hale gelir ve bu da daha fazla zevk almanızı sağlar.

HASSAS NOKTA 3

Vücudun yan kısmı

Göğüs kafesinin alt kısmından başlayarak kalçalara kadar inen bu güçlü sinir uçları, doğrudan cinsel organa bağlıdır. Bu bölgeye yapılan temas, hem kadın hem de erkeklerde pelvik kasların kasılmasına ve heyecanın artmasına sebep olur. Diğer noktalardan daha hassas olduğu için, bu bölgeyle daha fazla ilgilenmelisiniz.

Sağ veya sol göğüs kafesinin altından başlayarak bu bölgeye dokunabilir, normalde uyguladığınız baskıdan daha kuvvetli bir şekilde öperek aşağıya inebilirsiniz.

Dr. Ross, bunu uyguladığınızda erkek arkadaşınızın pelvik bölgesindeki kasların kasıldığını birer birer göreceğinizi belirtiyor. Sevgiliniz aynı şeyi size uyguladığında klitorisinizdeki muhteşem kasılmaları hissedebilirsiniz.
HASSAS NOKTA 4

Sırtın alt kısmı

Omurganın en alt kısmında bulunan bölge, son derece hassas sinirlerle doludur. Bu durumdan faydalanmak için birbirinize masaj yapmanızı tavsiye ederiz. Masaja kürek kemiklerinden başlayın. Sırtın alt kısmında dokunuşlarınızı biraz daha yumuşatın.

Bu bölgenin algıları o kadar kuvvetlidir ki, en yumuşak temas bile tüm vücudun irkilmesine sebep olabilir. Yanağınızı bu bölge üzerine hafifçe bastırmak da iyi bir fikir olabilir. Beklenmeyen ten teması erkek arkadaşınızın heyecanlanarak daha fazla dopamin hormonu salgılamasına neden olur.

Ardından bu bölgeyi öperek hafif temaslarla uyarabilirsiniz. Ayrıca saç uçlarınızı sevgilinizin vücudunda gezdirebilir, tırnaklarınızı kullanarak heyecanını artırabilirsiniz.

HASSAS NOKTA 5

Kalçalar

Vücutta bulunan en hassas sinirlerden bazıları da kalçaların iç kısmında bulunur. Bu bölge dokunmaya karşı oldukça hassastır. Parmaklarınızı, partnerinizin kalçasının iç kısmından başlayarak yavaşça yukarı doğru gezdirin ve hafifçe okşayın.

Buckley'e göre, bu bölgedeki cilt son derece hassas olduğu için hareketlerinize sevgilinizin vereceği tepkileri son derece net biçimde görebilirsiniz. Eğer sizden kaçar gibi hareketler yapıyorsa, bu, orada bulunan sinirleri etkilediğiniz anlamına gelir.

Önsezilerinize göre hareket edin; sevgilinizin rahatsız olduğunu hissediyorsanız, biraz yavaşlayabilirsiniz. Heyecanlandığını görüyorsanız ve devam etmenizi istiyorsa tempoyu düşürüp artırarak ona dokunmaya devam edebilirsiniz.

Erkek arkadaşınız vücudunuzdaki aynı bölgeye dokunurken, nefes alış verişinizin sıklaştığını ve pelvik bölgenizin kasıldığını hissedebilirsiniz. Bunun sebebi, bu bölgeye yapılan özel bir temasın dolaylı olarak genital bölgeyi etkilemesinden kaynaklanıyor.

Dr. Ross, burada bulunan sinirlerin hem kadın hem de erkek beynine zevk sinyalleri gönderdiğini belirtiyor. Bunları uygulayabilmek için öğrendiklerinizi ona da anlatabilirsiniz

G Noktası ve yeni keşfedilen 4 zevk noktası!Pek çoğumuz yerini bile bulamamışken, orgazmın ve sekste zevkin kilit noktası gösterilen G noktası out oldu bile... Yalnız ve tek değildi. Uzmanlar yepyeni 4 haz noktası daha keşfettiler!134555


G noktası, yıllarca orgazma giden tek yol olarak gösterildi hepimize; dergilerde yayımlanan makalelerde G noktamızın yerini aradık durduk ki orgazm olabilelim. Ancak ne okursak okuyalım, ne yerini tam tespit edebildik bu G noktasının, ne de uyarıldığında şak diye orgazm olmayı başarabildik. Tez çürümüştü... Orgazm çok yönlüydü ve orgazma ulaşmamızı sağlayan tek nokta, kesinlikle G noktası değildi de, neydi?

NEREDESİN G NOKTASI?

İşte, asırlardır net olarak anlaşılamayan bir mevzu daha: G noktasının yeri! Aranızda, bu noktanın yerini tam olarak bilen var mı emin değiliz ama cin fikirli doktor Grafenberg'in tarif ettiği noktanın koordinasyonunu biliyoruz.

G noktası, vajina girişinin ortalama dört santimetre sonrasında, biz kadınlarda bulunan ve minimal ölçekteki bir prostat bezine benzeyen noktadır. Kılcal damarların bolluğu sayesinde, bölge, vajinanın iç kısmının diğer noktalarına oranla bir nebze daha hassastır ve iddialara göre bu noktaya temas edildiğinde kadın daha çabuk orgazma ulaşır.

Prostat bezi tezini, erkeklerin anüs bölgesinden uyarıldıkları savıyla özdeşleştirebiliriz. Bu gerçeği, sokakta heteroseksüel erkek bulmamızın giderek güçleşmesiyle de açıklamak mümkün tabii...

NEREDEN ÇIKTI BU G NOKTASI?

G noktasının hikâyesi, günümüzden neredeyse 70 yıl kadar önceye dayanıyor. Alman asıllı jinekolog Dr. Ernest Grafenberg, Journal of Sexology dergisinde yayımlanan makalesinde, "G noktası" terimini ilk kez kullanır. Kadınların sadece klitoris yoluyla uyarlamayacağını, asıl orgazmın G noktasının uyarılması sonucu gerçekleşebileceğini; G noktası uyarılmış bir kadının kontrolden çıkmışçasına saatlerce coşkun bir biçimde seks yapabileceğini iddia eden Grafenberg, böylece bu netameli noktaya isim babalığı da yapar. Haliyle, G noktasının G'si, Grafenberg'in soyadından gelmektedir.

Vajinanın ön duvarı boyunca uzanan ve uyarıldığında ciddi bir haz doğuran bu noktanın günümüzdeki popülerliğine ulaşması ise, 1982 yılında Amerikalı ünlü seks terapisti Alice Ladas tarafından, Grafenberg'in makalesine atfen kullanılmasıyla gerçekleşir. G Noktan (G Point) adında bir kitap yazarak konuyu yeniden gündeme getiren Ladas, başımıza bela olacak bu erojen noktayı aklımıza böylece sokmuş olur. O tarihten sonra, modern kadın için kadınlığın onuru, G noktası üzerinden orgazm olmaktan geçmeye başlar...
KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN 4 NOKTA

Konunun özüne dönersek, G noktasının biz kadınların cinsel hayatında ne derece önemli olduğu hâlâ tartışma konusu. Bazı uzmanlar bu noktanın iddia edildiği kadar etkili olmadığı konusunda son derece ısrarlı. Ortalıkta G noktasını bulmak için canını dişine takan ve yine de bir türlü orgazm olamayan bu kadar kadın varken, bu iddiaya hak vermemek de pek mümkün değil açıkçası.

Dolayısıyla, biz de bu ısrarı destekliyor ve G noktası kâbusuna sonsuza dek dur diyecek yeni noktalar öneriyoruz sizlere. İşte başımızın belası G noktasını hayata küstürecek iddialı rakipleri ve onların seks hayatımızı değiştirecek akıl almaz etkileri...

A NOKTASI:

Noktaların şahı olarak anılmaya aday yepyeni bir nokta. AFE (Anterior Fornix Erotic) bölgesi olarak bilinen bu bölge, rahim boynunun üstünde yer alan ve seks hayatınıza gerçekten renk katacak çok özel bir nokta. Desmond Morris'in Çıplak Kadın (The Naked Woman) adlı kitabında A noktası, vajinanın en dibinde yer alan ve hassas dokulardan oluşan bir bölge olarak tarif edilir. Bu bölgeyi doğrudan uyarmanın orgazma bağlı şiddetli büzülmeler oluşturduğunu belirten Dr. Morris, aynı zamanda bu bölgeye basınç uygulamanın kişiyi ilişkiye hazır hale getireceğini belirtiyor. Yani pek çoğumuzun muzdarip olduğu ve orgazm olmamıza çoğu zaman ket vuran kuruluk problemini A noktası çözüyor.

A noktası, mesanenin ve rahim boynunun arasında, vajinanın en dip noktasına doğru, hassasiyeti son derece yüksek bir doku parçasıdır. Bu noktayı uyarmak için, uzun ince ve ucu yukarıya doğru kıvrık bir vibratör alabilirsiniz. Çünkü partnerinizin bu noktaya ulaşması biyolojik olarak pek de mümkün görünmüyor. Bu tür bir oyuncak istiyorsanız internetten araştırma yapmanızı tavsiye ediyoruz. Keyif almak için, bazen kendi kendimize çaba göstermemiz gerektiğini de unutmamaya çalışın


C NOKTASI:

Adının havalı durduğuna bakmayın; bildiğimiz klitoristen söz ediyoruz. Şükür ki erkekler de klitorisin ne olduğunu biliyorlar. Ancak hem onların hem de bizlerin bilmediği temel nokta, klitorisin sanıldığından daha büyük olduğu.

Klitoris, vajinanın derinlerinde bulunan bir bölge. Pek çok kadın orgazma ulaşmak için klitorisinin uyarılmasını tercih ediyor. Bu konuda son derece haklılar; zira bu uyarım, orgazma daha keyifli ulaşmayı sağladığı gibi, bir görüşe göre seksi daha tatmin edici kılıyor.

Tam bir koordinat vermemiz gerekirse; klitoris, vajina girişinin üst kısmında bulunur ve vajinanın dış dudaklarının bir parçasıdır. Unutmadan belirtelim, vajina girişi de klitorisin bir parçasıdır.

Seks sırasında, klitorisinizi kendi kendinize uyarmanız da son derece keyifli bir gece geçirmenizi sağlar. Üstelik partnerinizin de daha istekli ve ateşli olmasını tetikler
P NOKTASI:

İşte gerçekten yepyeni bir nokta; uyarılması kolay, hazzı büyük. Keşfedilmeye açık bakir topraklar gibi. Perineum denilen; vajina ve anüs arasında, pek çok sinir ucunun yer aldığı bir bölge olan P noktası, bulunması ve uyarılması en kolay olan bölgelerden biri.

Vajina girişinin sonuyla anüs başlangıcının arasında bulunan bu özel nokta ya da bölge, hem erkekler hem de kadınlar için son derece erojen ve uyarıcı bir yer.

Derisi, vajinanın dış yüzeyini kaplayan diğer bölgelere oranla çok daha yumuşak olan P noktası, doğru uyarıldığında sizi hazzın doruğuna taşıyabiliyor. O doruğa çıkmanız için tek yapmanız gerekense, partnerinizden bu bölgeye kuvvetli bir biçimde bastırmasını istemek. Eğer doğru yere dokunmayı başarırsa, bunun sizde yarattığı haz tarif edilmez olacaktır.

Bu nokta her kadının farklı hissettiği bir bölgedir. Sizin için hangi dokunuşun daha uygun olduğunu partnerinize ifade etmeyi unutmayın.

U NOKTASI:

Adını uretradan yani idrar yolundan alan bu nokta, farklı deneyimler yaşamak için yeni bir çıkış noktası olabilir. Tam olarak tanımlamak gerekirse; idrar yolu girişinin iki yanında bulunan duyarlı doku parçalarıdır.

Bu bölgeye, herhangi bir şekilde dokunulması tahmin edilemeyecek kadar çok zevk verir. Bu noktayı tam olarak tespit etmek için, vajina girişinizin hemen üst kısmına bakmanız gerekir.

U noktasını en iyi şekilde uyarmak içinse, o bölgenin etrafında parmağınızla küçük daireler çizmeniz yeterlidir. Bundan, kadınların büyük bir kısmı zevk alır. Ancak Ateşli Seks (Hot Sex) adlı kitabın yazarı olan Tracey Cox’a bakacak olursak, bazı kadınlar, bu noktalara temas edilmesinden hiç hoşlanmayabiliyor.

Bir diğer grup kadınsa, U noktasına temas edildiğinde hiçbir şey hissetmiyor. Yine de Cox, U noktası doğru biçimde uyarılan çoğu kadının zevkten çılgına döneceğini söylüyor.
Navigasyon
Mesajlar
Sonraki Sayfa