kezban62
|
|
« : 16 Mayıs 2010, 14:07:35 » |
|
Günümüzün gençliğinden yani bizlerden ve bizden sonra takipçimiz olan yeni kuşaktan bahsediyorum. Sizde farkındasınız değil mi günümüz Türkiye'sinde genç kuşağın ne kadar dejenere olduğunu, düşünce yapılarının ne kadar değiştiğini, tabuların ne kadar yıkıldığını. Biz istediğimiz kadar Türkiye tutucu, Türkiye de toplumsal kurallar var, toplum için yaşıyoruz bu topluma sorumluluklarımız var diyelim. Ben artık bunların kaldığına inanmıyorum.
Türk gençliği konusunda umutlarım artık yavaş yavaş tükenmekte. Bilgiyi ne kadar üretiyoruz, ne kadar yayıyoruz, ne kadarını kullanıyoruz konusunda Türk gençliğinin alması gereken çok yol var diye düşünüyorum. Kendine, çevresine, ailesine, topluma, ülkesine ve dünyaya bizzat bir şeyler üreterek, yenilik getirerek kişiliğinden ve birikimlerinden katkılar sağlayarak hangi konuda uzmanlaşıyorsa onu en iyi şekilde yapan başarılı gençlerden söz etmek isterdim. Ama zamanını olaylardan bihaber şekilde bilgisayar oyunları oynayarak, magazin programları izleyerek, düşük bel kotlarını altlarına çekip göbeklerini açıp bulundukları bölgenin onların tabiri ile en piyasa yerlerine giderek mi bu bahsettiğim ilkeleri edinecekler. Hiç sanmıyorum.
Bazen yürürken şöyle bir etrafıma bakıyorum; okulundan çıkmış lise ve ortaokul dengi öğrencilere, her birinin elinde birer sigara yanlarında kız arkadaşları hayatı umursamaz tavırlarda sanki ceplerindeki parayı kendileri kazanıyormuş edasıyla arkadaşlarına hava atıyorlar ve dünya umurlarında değil. Diğer tarafta ailesi aman oğlum-kızım okusun iyi yerlere gelsin paniğini yaşıyor. Bravo bizlere, bravo Türk gençliğine.
Peki, ama ne yapmalıyız? Ailelerimiz büyük özverilerde bulunarak bizlere eğitim aldırmaya ve en iyiyi vermeye çalışıyorlar yazık değimli onların vermiş oldukları bu mücadeleye bu emeklere. Onlar en azından cemiyet içinde layık olduğumuz yeri alalım diye mücadele veriyorlar. Sanırım biz onların bizi yetiştirmek istediği şekilde yetişmiyoruz. Amacını bilmeyen hayatı bir takım geçici heveslere bağlayan bir gençlik yetişiyor. Batıya özenen bir gençlik. Ama atladığımız bir konu var ki oda batılıların yaradılışları zaten bu, değerleri inançları zaten bu, olan bize oluyor. Çünkü biz özümüzü kaybediyoruz. Biz biz olmaktan çıkıyoruz. Batı uygarlığının dış görünüşünü körü körüne taklit etmek yerine inançlarımıza, manevi değerlerimize sahip çıkmayı öğrenmeliyiz.
Sözlerim bu uğurda gerçekten savaşan gençlerimize veya ailelerimize değil. Sözlerim inatçı, ailesine isyan eden, riyakar, inançları olmayan, değer yargıları olmayan gençlere. Sosyolojik olarak kaybolmuş bir gençlik ile karşı karşıyayız diye düşünüyorum. Biz şuan bunların endişesini taşıyorsak acaba bizim çocuklarımız bizim torunlarımız neler görecek ve neler yaşayacak sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum.
|