Sayfa: [1]   Aşşağı İn :)
Gönderen Konu: Çocuğunuzda Okul Nefreti  (Okunma Sayısı 1814 Defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte.
Milena
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1175



Üyelik Bilgileri
« : 22 Eylül 2013, 19:52:07 »

Biraz garip, biraz trajik, biraz ilginç; ama son dönemlerde inanılmaz düzeyde okuldan nefret etme duygusuyla karşılaşıyorum.

Çocuklara bir haller oldu! Okulunu/öğretmenini sevmeyen, okuluna gitmek istemeyen, annesinden ayrılmak istemeyen, evdeki oyunu bırakmak istemeyen çocuklar!
İçinde bulunduğumuz ay itibariyle okullar açılıyor. Kimi çocuklar sevinçten çığlık atıyor… kimileri ise ağlamaya başladı bile.
“Ben okula gitmek istemiyorum anneciğim… senden ayrılmak istemiyorum…”
“Okula gitmeyeceğim ben… Korkuyorum okuldan…” vb. gibi
Bazı çocuklar okulla ilgili kaygı ve anksiyetelerini sözel olarak ifade edebiliyor. Bu çocuklar, genellikle içgörüsü yerinde, kendisini ve duygularını diğerlerine oranla daha iyi tanıyanlar grubuna giriyor.
…bir de duygularını yeterince tanımayan çocuklarımız var. Onların durumu diğerlerinden daha farklı. Çünkü kelimelere, cümlelere aktarılmayan; ama davranışa yansıyan biçimlerde(yani fobik düzeyde) okul korkularını dile getiriyorlar.
Anadolu'da bir tabir vardır: "Bir işe nasıl başlarsan öyle gider:" diye. İşte çocuklarımız için de okula başlanılan ilk hafta son derece önemlidir. Çünkü eğer okulu severlerse, uzun yıllar boyunca ders çalışmaktan hoşlanan, okulunu ve sorumluluklarını seven çocuk olurlar. İlk intibaları olumlu gelişmezse, bilinçdışı süreçlerine kazınan olumsuz tablo, tüm okul hayatları boyunca yakalarını bırakmaz. Oflaya poflaya okula gitmeler, ertesi gün gitmemek için üretilen bahaneler, fazla ödev verildiği gerekçesiyle okuldan nefret etmeler. Derken sizin hayaller de suya düşüyor tabii ki. Benim çocuğum okula severek gidip gelsin, derslerini mutlu mutlu yapsın, arkadaşlarıyla iyi geçinsin, öğretmeninin verdiği sorumlulukları ben hatırlatmadan yerine getirsin, hayalleri...!
Okul fobisi, çocukların okula gitmekten korktukları bir tür “Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu”dur. Okula gitmek istemeyen, okula gitmeyi reddeden çocuklar anlamına da gelir. Ya okula gitmek istemezler ya da anne/babanın kızmasından endişelenerek, okula katlanmaya çalışırlar.
Genellikle okula başlanan ilk yıllarda, yani birinci sınıfta görülmesi daha yaygındır. Ancak ailesel yaşam biçimi veya ruhsal başka faktörlerin etkisiyle, ileriki yıllarda ortaya çıkması da mümkün.
Çocukların okul fobisini yaşama şekilleri birbirinden farklı sevgili anne ve babalar… ilk aklıma gelenleri şöyle sıralayabilirim:
…aniden okula gitmek istemez,
…okula gitmesi için zorlandığında kaygı ve panik yaşayabilir,
…tam okul saati gelip, evden çıkacağı sırada aniden midesi bulanır, başı ağrır, kusar, ateşlenir, ağlama nöbeti geçirir, okula gitmemek için direnir,
…yarı yoldan dönüp, “Yolda hastalandım” gibi bir bahane uydurarak, eve geri döner,
…okul saati yaklaşmaya başladığında neşesi kaçar, anneyle kapışır, azarlanma ve kızmalara rağmen evden çıkmak istemez,
…geceleri uykuya dalmakta güçlük çeker,
…iştahı kesilir,
…anne/baba, çocuğu okula götürdüğü zaman, ayrılık anı dramatik bir tabloya döner,
…anneye yapışır, sürekli anneyi kontrol etme davranışı geliştirir… daha ileriki aşamalarda depressif tablolar izletmeye başlar.
Yukarıda anlattığım semptomlar, genellikle anaokuluna yeni başlayan veya ilkokul birinci sınıfa yeni başlayan çocuklarda daha sıklıkla görülür.
Tüm bu semptomlar “Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu” diye adlandırılan durumla ilgilidir. Ayrılma anksiyetesinde çocuklar, evden ayrıldıklarında, annelerinin başına bir şey geleceğinden endişelenirler. Ve annelerinin yanından ayrılmayı kesinlikle istemezler. Anneye aşırı bağımlı çocuklardır. Ya anneme bir şey olacak ya da beni bırakıp gidecek korkusunu yaşarlar.
Genelde çevrenizde de görürsünüz, çocuğunu aşırı koruyan, aşırı biçimde her istediğini yapan anneler vardır. İşte bu aşırı koruyucu annelerin çocukları daha fazlaca okul fobisi yaşıyor. Annesinin koruyucu ortamından bir an olsun uzak kalmaya bile tahammül edemiyorlar.
Aslında dürüst davranmak gerekirse sevgili anne/babalar, çocuğunda okul fobisi olan ailelerde, ciddi bir “aile nevrozu” olduğunu söylemek gerekir. Çünkü genelde bağımlı ve aşırı koruyucu anne/babanın oluşturduğu bir yapıdır okul fobisi. Anne/babanın nevrozu, bir anlamda çocuğun nevrozu halini alır. Tam da bu nedenle -kişisel tecrübelerime dayanarak söylüyorum- okul fobisi tedavi edilirken, sadece çocukla değil de, aile terapisi tekniği ile çalıştığımızda, daha kısa sürede iyileşme gözlemliyoruz.
Asıl merak ettiğiniz soru… Peki ne yapacağız bu durumda?
Öncelikle kesinlikle çocuğunuzu, okula gitmek istemediği için suçlamamaya özen göstermelisiniz. Ayrılma anksiyetesi yaşadığı için, kızıp azarlamanız, incitici sözler söylemeniz, çocuğu patolojik bir biçimde size yapıştırmaktan öteye geçmez. Bu kez daha da öfkelenebilirsiniz.
Bu nedenle tatlı ve sempatik tavırlar geliştirmenizde yarar var. Öncelikle çocuğun güvenini kazanmalısınız. Bilinçaltı güven sorunu olmasa, niye sizin bırakıp kaçacağınızı düşünsün ki zaten. Sizinle ilgili kendisini güvende hissetmediği için, nesnel yakınlık yaşamayı tercih ediyor. gözünün önünden ayırmıyor sizi. Ve aynı şekilde gözünüzün önünden ayrılmayı reddediyor.
Okula yeni başlayan çocuklar için en iyi yöntem, birlikte okula gitmek ve o sınıftan çıkıncaya kadar bekleyeceğinize dair garanti vermek. Hatta sınıfa birlikte girmeniz için baskı yaparsa, bu baskıya yenilmemek.
“İçeri ben giremem ki… sadece senin gibi tatlı çocukları alıyorlar. Ama ben dışarıda seni bekleyeceğim… ayyyy… kim bilir ne kadar eğleneceksin içerde… seni beklerken ben de eğleneceğim benim tatlı oğlum eğleniyor diye…” gibi sözler işe yarıyor. Çünkü çocuk sizin dışarıda kahrolmadığınızı, onsuz da rahat ve mutlu olduğunuzu bilmeli.
İlerleyen birkaç gün içinde de sistematik olarak evde bekleyip, okuldan almaya geleceğinizi söylersiniz.
Çocuğunuzun yaşı ne kadar küçük olursa, durumun düzeltilmesi de o kadar rahat oluyor.
Ayrıca okula sorunsuz gittiği veya ağlamadan geldiği ilk gün, kendi aranızda pasta keserek, tatlı bir mini kutlama da yapabilirsiniz.
Suçlamadan, destekleyerek yardımcı olduğunuzda, büyük ihtimalle birkaç gün içinde kendiliğinden sevine sevine okula gidecektir.
Ama aradan 15 gün geçtiği halde… hala zorluk çıkarıyorsa… karın ağrıları… baş ağrıları… kusmaları bitmiyorsa… ders çalışmayı reddediyorsa… okulu ve öğretmenini/arkadaşlarını sevmediğini söyleyip duruyorsa… sistematik olarak neşesini kaybediyorsa… okul saatlerinde artan gerginlikler…vs. dikkatinizi çekiyorsa lütfen bize başvurun.
Sizin içinden çıkamayacağınız kadar ciddi bir sorun olabilir.
Bilinçaltı güven ve aile bağımlılığıyla ilgili bir süreci, elinizden geldiğince uzaklaştırmaya gayret edebilirsiniz. Elinizden gelenler, sorunu çözümlemeye yetmiyorsa bir uzmandan yardım almayı ihmal etmeyin. Yukarıda da söylediğim gibi, yaşı ne kadar küçükse iyileştirme o kadar kolay oluyor.
…semptomları görmezseniz, önemsemezseniz, ciddiye almazsanız, “Aman canım… nasıl olsa kendiliğinden geçer” diye üzerinde durmazsanız, ilerde başınıza daha fazla iş açacak olumsuz günlere merhaba demiş olabilirsiniz… aman dikkat…
Pratik ve uygulayabileceğiniz önlemleri de hızlıca sıralayarak yazıyı bitireyim dilerseniz:
1. Okula gitmediği için çocuğunuzu kesinlikle suçlamayın. Siz onu suçlamaya devam ettikçe o kendisini daha kötü hissedecektir. Ne kadar kötü bir çocuk olduğunu düşünecek, artık evde yeterince sevilmediği hissine kapılacak, kendisini istemediğinize inanacaktır. Bu duyguların tamamı işimizi zorlaştırır. Çünkü size olan bağımlılığı iyice pekişir malesef. Ve okula göndermek için uygulamaya çalıştığınız taktik, elinize ayağınıza dolanır, çocuğu iyice size yapışık hale getirir.
2. Okula gitmek istemiyor diye azarlayıp, tehditler savurmayın.
3. Okula gitmesi konusunda ısrarlı ve kararlı olun. Tabii ısrar dediğim durum, çocuğunuzun önünde diz çöker gibi yalvar yakar davranışları içermemeli. Tatlı ve kararlı bir üslupla okula gitmek zorunda olduğunu, sorun her neyse sizin kahraman gibi mutlaka bu durumu çözeceğinizi, minik tatlı kızınızın okul gibi eğlenceli bir ortamda olmamasının büyük eksiklik olacağını dillendirin. "Biliyo musun!!! Okul çookk eğlenceli bir yer... arkadaşların olacak, eğleneceksin... ilginç ilginç şeyler aldıracak öğretmenin bize. Eve geldiğinde orta öğrendiklerini bana da öğreteceksin. Oradaki şarkıları evde birlikte de söyleriz. Ohhh çok eğlenicez... yaşasın!!!' tarzında konuşmalar yapın.
4. Okula niye gitmek istemediğini sorun. Genel olarak sevmediğini söylese bile, okulun geneli hakkında uzun sohbet etmeye çalışın. Bu sohbetleri komik tavırlarla tiyatral olarak yapın. Diyelim ki tuvaleti beğenmediğini söyledi. "hımm.. ben anlamıştım zatennn... Nee yoksa tuvalette örümcek adam kostümü mü giysek... ohohoh ay ne saçma şeyler söylüyorum değil mi gibi. Okul tuvaletinde de örümcek adam mı olunur yahuu Ama bencee yarın birlikte gidip tuvalete bakabiliriz. Beğenmediğin şeyi söylersin hemen bi çözüm üretiriz. Olmadı okulda başka bir tuvalet vardır, arar buluruz merak etme sen..." gibi tuvalete ilişkin kaygısını hem anladığınızı hem de bu konuda ona yardım edebileceğinizi hissettiren tavırla iletişime geçin.
5. Çocuğunuzun genel davranışlarındaki değişimi farketmeye çalışın. Örneğin öğretmeninden hiç mi hiç bahsetmemesi, arkadaşlarıyla ilgili bir şeyler söylememesi veya aynı konuyu durup dinmek bilmeden sürekli gündeme getirip sizi de yorması..vb gibi. Böylece sorunun kaynağına inme şansınız olacaktır.
Özetle...
Okuldan nefret etmenin altında, okulun ilk yıllarının kişide oluşturduğu travmalar yatar. Okula zorla gönderilmeler, çocuğun okula gönderilirken yapılan davranışlar gibi. Evinde, aile içi ilişkilerinde genel düzenin olmadığı, çocuğa okul öncesi döneminde doğru sorumlulukların verilmediği durumlarda okul nefreti doğabilir. Çünkü çocuk ilk gerçekçi sorumluluğuyla okulda karşılaşır. Üstesinden gelemeyeceği bir yük halini alırsa okul ödevleri ve okul ritüelleri elbette sevmez, hatta nefret bile eder.
Bence en güzel yöntem, çocuklar okula gidip ani travmayla karşılaşmasınlar diye erken tedbirler almaktan geçer. Okul dönemi gelen çocuklarınızla birkaç kez bizi ziyaret edebilir, çocuğunuzu yakından tanımanıza yardımcı olmamızla birlikte, okula hazırlayacak tatlı yöntemler geliştirebiliriz. Sizlere doğru/keyifli ders çalıştırma yöntemleri, birlikte eğlenceli kitap okuma oyunları öğretiriz. Öğrendiklerinizi evde çocuğunuzla uygularsınız. Böylece evladınız tatlı bir geçiş süreciyle okula başlar. Siz de rahat edersiniz o da rahat eder.
Bilgi, birikim ve çabanızın işe yaramadığını düşündüğünüz noktada işin uzmanına başvurmayı alışkanlık edinin...
Sevgiler...
Logged
Kadın Temsilcisi
KadıncaForum
*****

Offline

Mesajlar: 27222

View Profile
Re: Çocuğunuzda Okul Nefreti
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:16:02 »

 
      uyari
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuğunuzda Okul Nefreti oyunlari, Çocuğunuzda Okul Nefreti programi, Çocuğunuzda Okul Nefreti oyunu indir, Çocuğunuzda Okul Nefreti program yükle, Çocuğunuzda Okul Nefreti download, Çocuğunuzda Okul Nefreti istenmeyen tüyler, Çocuğunuzda Okul Nefreti resimleri, Çocuğunuzda Okul Nefreti haber, Çocuğunuzda Okul Nefreti yükle, Çocuğunuzda Okul Nefreti lazer epilasyon, Çocuğunuzda Okul Nefreti msn eklentisi, sarki sözleri
Sayfa: [1]   Yukarı Çık :)
 
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Okul Yeni
O - Ö - P
KadincaForum 3 3894 Son Mesaj 14 Temmuz 2013, 17:43:59
Gönderen : bahar168
Çocuk Ve Okul Yeni
Çocuk Gelişimi
kezban62 1 2770 Son Mesaj 03 Temmuz 2013, 08:28:40
Gönderen : Karaelmas
Okul Çantaları Yeni
Moda & Güzellik
Marilda Loussia 2 3082 Son Mesaj 18 Ekim 2012, 21:46:31
Gönderen : Milena
Çocuğunuzda Boşveremeyeceğiniz Hastalık Belirtileri! Yeni
Çocuk Sağlığı
kezban62 0 1761 Son Mesaj 12 Nisan 2013, 07:45:27
Gönderen : kezban62
Okul Ailede Başlar Yeni
Kadınca
Mavi_Kiyamet 0 1801 Son Mesaj 19 Ağustos 2013, 20:45:55
Gönderen : Mavi_Kiyamet