Sayfa: [1]   Aşşağı İn :)
Gönderen Konu: Barış Manço Fan Club  (Okunma Sayısı 2170 Defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte.
-LoSS AnGeL-
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 729



Üyelik Bilgileri
« : 08 Mayıs 2010, 10:29:41 »


Barış MANÇO'nun HAYATI 1 Ocak 1943 günü Üsküdar'da dünyaya gelen Barış Manço, 1 Şubat l999 günü Türk Hafif Müziği'nde büyük devrimler yapmış ve adını altın harflerle yazdırmış bir sanatçı olarak aramızdan ayrılıverdi. İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım (Annesi Adana Kozan'dan olduğu için "Bin Boğanın Kızı" isimli parçasında "kozan yaylasından geldim" diyordu barış), böyle bir evlada sahip oldukları için hep gururlandılar. Ekmeğin karneyle dağıtıldığı yıllarda dünyaya merhaba diyen Barış'ın nüfus kağıdında 15 tane ekmek mühürü vardı. Bit salgını kırıp geçirirken o ilkokulun merdivenlerini aşındırıyordu. O yıllarda Barış'ın bir tek arzusu vardı, büyükelçi olacaktı.

Aradan yıllar geçtikten sonra Manço hedef büyütecek, önce Kültür Bakanı, sonra Kadıköy Belediye Başkanı en son olarak da Cumhurbaşkanı olmak isteyecekti. Derken Galatasaray Lisesi'nin yolunu tuttu (okul numarası 1018). Kla**** disiplinli ve kültür dolu yatılı öğrencilik yılları onu bekliyordu. Çok başarılı bir öğrenci değildi. İkmaller ve Savaş ağabeyinin sopalarıyla liseyi bitirdi. Barış hep yakınırdı; ‘‘Hiç parçalanacak oyuncağım olmadı’’ diye. Fakat o günlerin Manço'sundaki Güzel Sanatlar'a yatkınlık belirtileri kimsenin gözünden kaçmıyordu. Bir yandan resimler yapıyor, bir yandan da besteler üzerinde çalışıyordu.

Derken 1963 yılında Belçika Kraliyet Akademisi'nin yolunu tuttu. İstanbul'dan başka bir yer göremeden, otostop yaparak Belçika'ya gitti. Desen ve grafik sanatlar öğrenimi yaparak 1969 yılında mezun oldu. Bu öğrenimi sırasında İstanbul'la Brüksel arasında mekik dokudu. Bir keresinde ‘‘Hayırlı akrabalarım pederin vefatından sonra bir çöp bile bırakmamışlar bana’’ diye dert yanmıştı gülerek. Vatani görevini 1972’de yedek subay olarak Edremit’te yapan Barış, askerden tezkere aldığının ikinci günü 2 Aralık 1973’te ilk video klibini Genç Osman adlı şarkıya yaptı. Barış Manço, ilk evliliğini 1976 yılında Belçika’da bulunduğu yıllarda yaptı. Maria Claude adında fotomodel bir genç kıza aşık olur ve kısa sürede evlenirler; ancak evlilikleri kısa sürer ve üç ay sonra ayrılırlar. İki yıl sonra "benim her şeyim" dediği gerçek hayat arkadaşını bulacaktır.

1960'lı yıllarda Türkiye'de Hafif Batı Müziğinde Hayati Kafe, Erol Büyükburç, Metin Ersoy fırtınası esiyordu. Barış ta aklına koymuştu bu dünyanın içine girmeyi. 1970'in mart ayında yaptığı ‘‘Dağlar Dağlar’’ dört ayda 700 bin satınca müzik dünyasının içinde buldu kendini. Bu şarkıyı Keban'dan İstanbul'a minibüsle gelirken dağlara baka baka bestelemişti. Artık onun yolu Anadolu rock müziği üzerine olacaktı. Tatlı tatlı yarıştığı dönem arkadaşları, Fikret Kızılok ve Cem Karaca idi. O yıllarda müzik dünyası da politik kısır çekişmelerin içine düşmüştü. Anadolu yollarında bir konsere giderken otobüsü bombalandı. Ölümden dönmüştü.

Şöyle anlatmıştı o geceyi ve sonrasını: "Beni komünist diye öldürmek istediler. Bıyıklarım yüzünden beni Mao'cu sandılar. Sonra Türkeş'çi diye anıldım. Siyasetle hiç ilgim yok. Ben Türklüğümüzü korumamız gerektiğine inanıyorum, o kadar. Ben gerçek bir 68 kuşağıyım.’’ Lise orkestrasında başlayan müzik yaşamı kendi orkestrasını kurmasıyla devam etti... Türk etnik rock müziğinin öncüsü olarak kurduğu Kurtalan Ekspres (Askere gittiği trenin adı) ile birlikte Türkiye'de ve yabancı ülkelerde sayısız konserlere imza attı.. Evliliğinden dört yıl sonra Belçika'ya yerleşti... İngilizce bestelerinden oluşan 'Barış Manço - Nick The Chopper' albümünü yurt dışında piyasaya sürdü...

 Uzun bir suskunluktan sonra 1979 yılında "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa" ile yeniden çıkış yaptı... Bestesi ve sözleri kendisine ait 200'den fazla eseri olan Barış Manço, 1991 yılında "Devlet Sanatçısı" ünvanına layık görüldü... TRT'ye yaptığı 7'den 77'ye, Dönence, 4x21 Dolu Dizgin programlarıyla hemen hemen bütün dünyayı dolaşan Barış Manço, Japonya turnesiyle 1995 yılına damgasını vuruyordu... Tokyo, Osaka ve Nagasaki gibi Japonya'nın büyük kentlerinde konserler veren Barış Manço, Japonların da büyük sevgisini ve beğenisini kazanıyordu...

 Barış Manço daha sonraları televizyon yapımcılığına el attı. Büyük birikiminden her yaş kuşağının yararlanmasını istiyordu. Biraz da seyyah olup, dünyayı gezmek vardı düşlerinde. Ekim 1988'de, TRT 1 Televizyonu'na o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi. "Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" idi düşündüğü. Yayına girdiği ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan "Barış Manço ile 7'den 77'ye", böylelikle onun bir başka yavrusu olacaktı, ölümünden birkaç ay öncesine kadar.

 Program çekimleri için oluşturulan TV ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu. Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk olduklar Manço'ya. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı. Yüreğindeki çocuk sevgisi, kendi çocuklarıyla sınırlı kalmayıp dünyanın tüm çocuklarını sarmaya, sorunlarını, dertlerini dinlemeye itti Barış Manço'yu...

 Ak saçlarının örttüğü bedenindeki tekleyen yüreği çocukların gülümseyen yüzlerinde hayat buldu... Onların sevgisiyle, yıllarca dayandı mücadele etti hastalıklarıyla...Hatta sağlığını bir kenara itip toplumdaki bozulmaya kayıtsız kalmamak kendince birşeyler yapmak için politikaya da soyundu... 30 yıldır yapmak istediği ve uygulamak için fırsatını kolladığı projelerini DYP'den yapılan teklifle birlikte "Hayata geçiririm" umudu başladı... "Neden siyaset, üstelik bu Barış Manço'ysa, mutlaka başkalarının yapamayacağı bir şeyleri yapabileceğine inandığı için olmuştur" düşüncesi ona şu yorumu yaptırmıştı... "DYP'den Kadıköy başkan adayı oldum... Belediyelerin sorunları belli zaten... Farklı bir renk vardır, farklı bir yaklaşım vardır... Çocuğun sağlığı diye bir olay var...Zaman zaman ana çocuk sağlığı gündeme gelir... Hastane olabilir, gençlik merkezleri olabilir... Bunlar benim hep düşündüğüm şeyler" diyerek müziği asla bırakmayacağını ve çalışmalarını durdurmayacağını ısrarla vurguluyordu o günlerde... Hatta siyasete soyunmasıyla ilgili olarak aldığı eleştrilere "Ben bir şarkıcı olarak gelmedim bu dünyaya, düşüncelerimi aktarmak üzere geldim... Bu, gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon programında bir çocuğun saçlarını okşamakla oldu... Gün geldi, Güney Kutbu'nda penguenlerle konuşmakla oldu, gün geldi Ekvator'da suyun nasıl döndüğünü aramakla oldu... Şimdi insan en iyi kendini bilir herkesten önce... Ben de bildiğim kadarıyla kendimi anlatmaya çalıştım... Kendimin doğru olduğuna inandığım şeyleri aktarmaya çalışacağım insanlara" sözleriyle mesajını iletiyordu...

 Hayat arkadaşı, eşi, dostu, gece gündüz yanından ayrılmayan, iki çocuğunun annesi Lale Manço, artık Barış'sız... Onları biraraya getiren tesadüf, yaşamlarında yepyeni bir sayfa açarken kader birliği yapan ünlü çift, sanat dünyasında parmakla gösterilerek bir mutluluk örneği sergiledi yıllar boyunca... Yaşam tatlı sürprizlerle doludur derler ya, bu çok doğru... Barış Manço'nun Lale Manço ile evliliğe giden aşk hikayesi de işte böyle tatlı bir rastlantının ilginç serüveniydi... Barış-Lale Manço çiftinin tanışması bozuk bir telefon sayesinde olmuştu... Ablasına misafirliğe gelen Lale, telefon bozulunca eniştesinin arkadaşı olan üst kat komşusuna telefon etmeye çıkıyor... Kapıyı açan Barış Manço'ya "Telefon edebilir miyim?" diye soruyor... Aldığı yanıt ise çok ilginç oluyor... "Benimle evlenirsen edebilirsin"... "Neden olmasın" diyen Lale Manço, içeriye girerek telefonunu ediyor ve parasını ödemeye kalkınca aldığı yanıt karşısında şaşkına dönüyor... "Nasıl olsa evleneceğiz ne parası".. Ve 1975 yılında oldukça kalabalık bir nikah töreniyle resmen yaşamlarını birleştiriyorlar... 19 Mayıs 1981'de Doğukan Hazar, 24 Temmuz 1984'te de Batıkan Zorbey dünyaya geliyor...

Aile olmayı, sorumluluk paylaşmayı ve çocuk sevmeyi ögreniyorlar hep birlikte... Tabii Barış Manço'nun yaşamını adadığı müzikle içiçe olmayı da... En son Türkiye gazetesine görüşlerini açıklayan Barış Manço, Türkiye’deki kültür sanat ortamını değerlendirmiş ve bugün yaşanan kültür kaosunun ülkemiz için olumsuz sinyaller verdiğini belirtmişti. Her zaman pozitif düşünceleriyle dikkat çeken Manço, insanların mücadeleyi bıraktığı anda başarısız olacağını, iyi şeyler yapmak için çaba gösterilmesi gerektiğini söylüyordu. Son olarak "Türklüğün 4 Bin Yıllık Tarihi" isimli bir belgesel için yoğun tempolu bir çalışma gerçekleştiriyordu. O kendisini bu noktalara getiren halkı suçlu bulacak kadar cesaretli ve doğruların peşinde olan bir insandı. Bir bakıma bu bir kaç cümleden ister sanatçı, ister halktan insanlar olsun bir çok ders çıkartabilirler. O popülist zihniyetin zararlarına vakıf bir kültür sanat adamıydı. Türkiye’nin kültür sanat ortamını kötü bulduğunu söyleyen Barış Manço, "Manzara tek kelime ile kötü ama beni bu denli karamsarlığa iten nokta herşeyin daha da kötü olacağını düşünüyor olmamdır. Çanak çömleklerle tüketilen gazetelerin olduğu, bin-iki bin kitabın ancak okunduğu bir memlekette güzel şeylerden bahsetmek oldukça zor" diyor ve ilave ediyordu: "Ben bunu kültüre karşı bir direniş olarak görüyorum. Direkt olarak da halkı suçlu buluyorum. Benim açımdan bir problem yok aslında. Programlarım seyrediliyor ve bu camiada kırk yılı doldurmuş bir sanatçıyım. Hiçbir şeye ihtiyacım yok." Türkiye’de bazı gerçeklerin bilinmesi gerektiğini ancak bu gerçekleri ortaya koyacak zekaların cesaret edip konuşamadığını söyleyen Barış Manço, her şeyin popüler zihniyetle ve basit bir mantıkla işlendiğini, derinlikli olmayan fikirlerin daha çok rağbet gördüğünü belirterek, "Türkiye’nin önü açık. Kültürümüz bütün çağdaş değerlerin üstünde. Bu değeri işlemek gerekiyor. Benim seyahatlerim, çocuk programlarım, röportajlarım bu güzellikleri ortaya koymak ve evrensel düzeyde tanınmasını sağlamak üzerine kuruludur. Ben kendi adıma önemli şeyler yaptığıma inanıyorum ve herkesin aynı oranda çalışması gerektiğini savunuyorum."

DİSKOGRAFİ:
Dünden Bugüne (1971)
Barış Manço 2023 (1975)
Ben Bilirim (Sakla Samanı Gelir Zamanı) (1976)
Barış Mancho (1976)
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa (Yeni Bir Gün) (1979)
20. Sanat Yılı Disco Manço (1980)
Sözüm Meclisten Dışarı (1981)
Estağfurullah Ne Haddimize (1983)
24 Ayar Manço (1985)
Değmesin Yağlı Boya (1986)
Sahibinden İhtiyaç (1988)
Darısı Başınıza (1989)
Mega Manço (1992)
Müsadenizle Çocuklar (1995)
Live In Japan (1996)
Mançoloji (1999)
Barış Manço 2000 (2000)


Devlet sanatçiligindan seref madalyasina ünvanlari sunlardir:

Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçisi - Ankara (1991)
Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora- Ankara (1991)
Soka Üniversitesi: Uluslararasi Kültür ve Baris Ödülü- Tokyo, Japonya (1991)
Belçika Kralligi: Leopold II Sövalyesi Nisani Brüksel- Belçika (1992)
Fransiz Kültür Bakanligi: Edebiyat ve Sanat sövalyesi Nisani Paris, Fransa (1992)
Türkmenistan Cumhurbaskanligi: Türkmen Vatandasligi Askabat, Türkmenistan (1995)
Pamukkale Universitesi: Onursal Doktora- Denizli (1995)
Min-On Vakfi: Yüksek Seref Madalyasi Tokyo, Japonya (1995)

Bence Barış Manço sanat dolu bir hayat yaşadı ve hak ettigi gibi gönüllerde şu anda...


BARIŞ AMCA SÜTÜMÜ İÇİYORUM

Ani ölümüyle tüm Türkiye'yi yasa boğan Barış Manço'nun Moda'daki evi hayranlarının akınına uğruyor. Sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar Yusuf Kamil Paşa Sokak'taki evin önüne gelen Manço hayranları, duygularını, gözyaşları arasında bahçe içinde açılan anı defterine döküyorlar. Evin çevresini saran demir parmaklıklar ile kapısına karanfil bırakan her yaşta müziksever, park ettikleri otomobillerinde unutulmaz Barış Manço parçalarını dinliyorlar. Manço'nun hayranları, dondurucu soğuğa ve yağmura aldırmadan saatlerce evin önünden ayrılmadılar. Caferağalılar ve gençleri imzalı ‘‘Cennet mekanın olsun, seni unutan kahrolsun’’ yazılı bir bez pankart da evin önündeki 2 ağaç arasına asıldı. 7'den 77'ye herkesin beğenisini kazanan Manço'nun ‘‘Adam olacak çocuk’’ programında verdiği mesajlarla kalbini kazandığı küçük hayranları da evin demir parmaklıklarına notlar bıraktı. Bunlardan biri de Barış Manço'nun eğitici ve öğretici programalarının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. ‘‘Barış Amca, sütümü içiyorum/Ispanak yiyorum/Arabanın arkasına oturuyorum/Sözünü dinliyorum/Seni hiç unutmuyorum/İnanç. 1 Şubat 1999’’


evet arkadaşlar BARIŞ MANÇO FUN CLUP hayırlı olsunnn

bizler de barış manço kliplerini,hayat hikayelerini,resimlerini,şarkı sözlerini buraya koyarsak bu büyük insanı tekrar yaşatmış oluruz...

yardımlarınızı bekliorumm
Logged
Kadın Temsilcisi
KadıncaForum
*****

Offline

Mesajlar: 27222

View Profile
Re: Barış Manço Fan Club
« Posted on: 25 Nisan 2024, 06:39:42 »

 
      uyari
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Barış Manço Fan Club oyunlari, Barış Manço Fan Club programi, Barış Manço Fan Club oyunu indir, Barış Manço Fan Club program yükle, Barış Manço Fan Club download, Barış Manço Fan Club istenmeyen tüyler, Barış Manço Fan Club resimleri, Barış Manço Fan Club haber, Barış Manço Fan Club yükle, Barış Manço Fan Club lazer epilasyon, Barış Manço Fan Club msn eklentisi, sarki sözleri
Sayfa: [1]   Yukarı Çık :)
 
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Yıka Beynini - Barış Muslu Yeni
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
sanane_61 0 1158 Son Mesaj 13 Mart 2015, 18:53:50
Gönderen : sanane_61
Barış Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) - Sinan Yağmur Yeni
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
sanane_61 0 1315 Son Mesaj 07 Nisan 2015, 00:51:15
Gönderen : sanane_61
Barış Akarsu-unutamadım. Yeni
Notalar
BuSHe 0 1217 Son Mesaj 13 Kasım 2015, 23:17:59
Gönderen : BuSHe