Sayfa: [1]   Aşşağı İn :)
Gönderen Konu: Hamilelik Ve Kadın Sağlığı  (Okunma Sayısı 2401 Defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte.
kezban62
Moderatör
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 11424



Üyelik Bilgileri WWW
« : 13 Mayıs 2010, 17:14:59 »

HAMİLELİK VE KADIN SAGLIGI

BİLİNÇLİ BİR HAMİLELİK DÖNEMİ İÇİN...

Anne adayları baş döndürücü değişikliklere hazır olmalı

Gebelik bir kadının hayatında bir kaç kez yaşayacağı ve yaklaşık 9 aylık bir süreçte bir çok değişimin hızla geliştiği fizyolojik bir dönemdir. Bu değişim yumurta ve spermin birleştiği gebeliğin ilk günlerinden doğuma kadar devam etmektedir ve bu baş döndürücü hıza ayak uydurmakta anne adaylarını bazı zorluklar bekleyebilir. Yumurta ve spermin birleşmesi ile oluşan zigot döllenmeden sonraki 6-7. günlerde embriyo halinde anne rahmine tutunur ve bu dönemden sonra bu hücreler programlı bir şekilde bölünüp çoğalarak fetusu oluşturur. Gelişen embriyo anne karnında yerini alarak gelişimini tamamlamak için daha ilk günlerden çeşitli hormonlar sentezlemeye başlar. Gerek anne adayının yabancı olduğu bu hormonlar ve gebeliğin idamesi için vücutta oluşan adaptasyon mekanizmaları, gerekse gebeliğin ilerleyen haftalarında rahim içinde büyüyen fetusun meydana getirdiği fiziksel değişimler sonucu annenin vücudunda ve ruh halinde birçok değişikliğin meydana gelmesi çok doğaldır.



1. KİLO ARTIŞI: Gebelikte meydana gelen değişimlerin en başında kilo artışı gelir. Bu, sağlıklı bir gebeliğin sürdürülebilmesi ve sağlıklı bir bebeğin dünyaya getirilmesi için gerekli bir durumdur. Tabi ki kilo alımının normalden çok az veya fazla olması anne ve bebek için bir takım olumsuzlukları da berberinde getirmektedir. Dengeli ve düzenli beslenerek günlük kalori alımını ortalama 150-300 kcal arttırarak bebek için gerekli besinler sağlanabilir. Anne adayının gebe kalmadan önceki vücut kitle indeksine göre değişmek üzere beklenen 9 ila 16 kg alınmasıdır. Bu rakamın normal vücut kitle indeksi, kadınlar için ortalama 10-12 kg olduğu söylenebilir. Genellikle ilk 12 hafta 1. 8- 2 kg arasında kilo alınması, takip eden 3 ayda haftada 0. 5 kg alınması bundan sonra doğuma kadar yaklaşık 4. 5- 5 kilo alması beklenir.

2. CİLTTEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Bununla birlikte bahsedilen bu hormonal faktörlerden dolayı neredeyse vücudunun her yeri etkilenmektedir. Ciltte, saç ve tırnaklarda, diş ve dişetlerinde de birçok değişimler meydana gelir. En çok dikkat çekici değişikler ise ciltte meydana gelenlerdir. Anne adaylarının cildinde kuruluk, meme ve karında çatlaklar, yüzde gebelik maskesi denen lekeler, karın orta hatta cilt renginin koyulaşması, sivilcelerin artması gibi sorunlar meydana gelebilir.
Bir anne adayının vücudunu iyi koruması için gebeliği boyunca hijyenik bakımına ve vücut bakımına dikkat etmesi önemlidir. Cildinde kuruluk yaşayan bir kadının normal sabun kullanması yerine cildin nemlenmesini sağlayacak gliserin bazlı sabunlar kullanılabilir. Banyo esnasında vücut yağlarının kullanılması ve çıktıktan sonra mutlaka nemlendirici krem sürülmesi önerilmektedir.

3. HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER: Gebelikte en çok şikayet edilen konulardan biriside vajinal akıntılardır. Hamilelik sürecinde vajinanın doğal florasında ve pH değerinde meydana gelen değişiklikler sonucu akıntı fazlalaşır, enfeksiyona meyil artar. Vajen asiditesini artmasına bağlı olarak gebelikte vajinal mantar enfeksiyonları sıklıkla gelişebilir. Fazla miktarda sarı, yeşil renkli kötü kokusu olan bir akıntı veya vajinal kaşıntı meydana gelirse bunun mutlaka kontrol edilmesi ve gerekli görülürse ağızdan ilaç veya vajinal fitiller kullanılması gerekebilir.

Hamileliğin özellikle son dönemlerinde meme bezleri çalışmaya başlar ve meme başından kolostrum dediğimiz beyaz-sarı renkli sütün geldiği gözlenebilir. Bunun anne adayının sağlığı açısından herhangi bir zararı yoktur. Meme başındaki kolostrum ılık sabunlu bir bezle temizlenebilir, eğer gün içinde rahatsızlık verecek şekilde çok geliyorsa günlük göğüs pedleri kullanılabilir. Gebeliğin özellikle ikinci yarısından sonra sutyenlerin değiştirilmesi gereklidir. Memeyi alttan destekleyecek çok fazla sıkmayan, pamuklu çamaşırlar tercih edilmelidir.

4. UYKU SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Bir anne adayının gebeliği boyunca bir çok yakınmalardan biri de uyku bozukluğudur. Yapılan çalışmalar anne adaylarının neredeyse yüzde 80’inin hamileliklerinin belirli bir döneminde uyku problemi yaşadığını ortaya koymaktadır. Gebeliğin ilk aylarında hormonal değişikliklere bağlı olarak anne adaylarında gün içinde uyku hali, konsantrasyon bozukluğu ve sürekli uyuma isteği gelişebilir. Bu tamamen kanda yükselen progestron hormonuna bağlı normal bir olaydır. İlk aylardaki progesterone hormonun yükselişi aynı hızla devam etmeyeceği için gebeliğin ilerleyen dönemlerinde çoğunlukla bu sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Hormonal değişimlere ek olarak ilerleyen gebelik haftalarında karnın büyümesi ile bel ve sırt ağrılarının olması, anne adayının kilo aldıkça yatakta kendine rahat bir pozisyon sağlayamaması gibi nedenlerden dolayı uyku sorunları meydana gelir. Bunların dışında bebek hareketlerinin gece boyunca çok fazla hissedilmesi de uykuyu bölen bir faktördür.

5. VÜCUT POSTÜRÜNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Hamilelik boyunca anne karnında büyüyen bebekle birlikte vücut postüründe değişiklik meydana gelir. Bununla birlikte gebeliğe bağlı hormonlar vücuttaki bağları ve eklemleri de etkileyerek vücut dengesinde değişikliğe neden olur, böylece düşme ve buna bağlı yaralanmalar ve travmalar daha sık görülür. Bu yüzden anne adaylarının kış aylarında dışarı çıkarken yüksek topuklu olmayan, altı kaymayacak ayakkabıları tercih etmeleri önerilmektedir.

6. KALP VE DOLAŞIM SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Gebelikte sayılamayacak kadar bir çok değişiklik meydana gelmesi ile beraber anne adayının kalp ve dolaşım sistemi, sindirim, solunum, üriner sistemi gibi tüm vücut sistemlerinde gözle görülemeyen değişiklikler de meydana gelir.
Bunların en başında kalp ve dolaşım sistemindekiler gelmektedir. Gebeliğin kendisi kalp ve dolaşım sistemini zorlayan bir durumdur. Fetusun gelişmesi ile birlikte rahime giden kan miktarının artması, büyüyen rahmin diyaframı yukarı iterek kalbi yukarı-öne ve sola doğru döndürmesi, kan damarlarındaki plazma volümünün artmasına bağlı olarak gebeliğin ikinci yarısından sonra fizyolojik bir kansızlık durumunun meydana gelmesi bu sistemdeki önemli değişikliklerdir. gebelik öncesi sağlıklı bir kadında bu değişimler problem yaratmazken, gebelik öncesi henüz semptom vermemiş gizli kalp hastalıkları belirginleşebilir veya var olan kalp hastalıkları daha kötüye gidebilir.

7. SOLUNUM SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Diyaframın yukarı itilmesi ve bununla birlikte progesteron hormonun artışına bağlı olarak solunum sayısında artma meydana gelebilir. Yine bu dönemde kılcal damarlarda kan akımının artmasına bağlı olarak burun kanamaları sık olabilir, ses tellerinde meydana gelen ödeme bağlı olarak nadirde olsa ses kısıklığı gelişebilir.

8. ÜRİNER SİSTEMDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Yine gebeliğin ilk başında hormonal değişimlere daha sonrada anne karnında bebeğin idrar torbasına baskı yapması nedeniyle sık idrara çıkma problemleri gelişebilir. Ayrıca böbreklerde ve üreter dediğimiz idrar yollarındaki basıya bağlı ve progestron hormonuna ve idrarın böbrekten mesaneye gelişiminin yavaşlamasına bağlı olarak böbreklerde genişleme gelişebilir, idrar yolu enfeksiyonları sıklıkla görülebilir.

9. SİNDİRİM SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER: Sindirim sistemi ile ilgili olarak özellikle ilk üç ayda bulantı, kusma gelişebilir. Bununla birlikte gebelikte tükürük salınımı artar. Midenin yukarı itilmesi ve hormonal nedenlerden dolayı mide boşaltım hızının azalması sonucu mide içeriği kolayca yemek borusuna geri dönerek mide yanmalarına neden olur. Ayrıca barsak hareketlerinin de yavaşlamasına bağlı olarak kabızlık gebelikte oldukça sık görülen bir sorundur.

10. RUHSAL DEĞİŞİKLİKLER: Bütün bunların dışında gebelikte bir çok ruhsal değişiklikler meydana gelmekte ve bunların bir çoğu göz ardı edilmektedir. Gebeliğin özellikle ilk üç ayında değişken ruh hali meydana gelebilir. Sıklıkla nedensiz ağlama nöbetleri görülür. Bazen çok arzu edilen gebeliklerde bile ilk aylarda gebeliği kabullenememe, içe dönüklük, pasiflik meydana gelebilir. İlerleyen aylarda ise vücut imajında meydana gelen değişimlerden dolayı utanma duygusu gelişebilir. Gerek vücuttaki değişimler gerekse bebeğe zarar verileceği endişesi nedeniyle cinsel istek azalabilir. Son aylarda ise gebeler genellikle doğum korkusu, sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilme endişesini yoğun bir şekilde yaşayabilir.

HAMİLELİKTE UYUYABİLMEK KOLAY DEĞİL

Gebeliğin ilk haftalarında anne olma düşüncesi ve heyecanı kadınların çoğunda uykusuzluğa yol açar. Aradan bir miktar zaman geçtikten sonra ise uyku hamile kadın için vazgeçilmez bir istek haline dönüşür. Sabah akşam sürekli uyuma isteği vardır. Hele gebelik bulantı ve kusmaları varsa, uyku esnasında bu şikayetler çok belirgin olmadığından kişi sürekli uyumak ister. Çoğu kadının eşi ve ailesi onun nasıl bu kadar çok uyuyabildiğini anlayamaz. İlk 6 ay bu şekilde gelip geçer.

Vücudunuz sürekli gelişmekte olan bebeğinizi desteklediğinden yorgun düşmektedir. Bebeğinizi tüm hamileliğiniz boyunca destekleyecek olan plasentası gelişmektedir ve bu sırada vücudunuz her zamankinden daha fazla çalıştığı için dinlenmeye daha çok gereksinim duymaktadır. Hamilelik ilerledikçe bu kez uyku problemleri baş göstermeye başlayabilir. Çoğu zaman derin ve dinlendirici bir uykuya hasret olduğunuz hissedebilirsiniz.

Hamileyken uykuya dalmak neden güçtür?

Bunun pek çok nedeni vardır. Ancak ilk ve en önemli neden bebeğinizin büyümesidir. Bebeğiniz ve rahminiz büyüdükçe rahat bir uyku pozisyonu bulmakta zorlandığınızı fark edersiniz. Eğer hamilelik öncesi sırtüstü ya da yüzükoyun yatmaya alışkınsanız yanlara dönüp uyumak sizin için güç olabilir. Öte yandan vücut kitleniz arttıkça uyurken pozisyon değiştirmeniz güçleşir. Bu durumda doğal olarak verimli uyumanızı engeller. Bunun yanı sıra hamilelikte normalde görülen bazı değişiklikler de uykunuzu bölerek ya da düzeninizi değiştirerek uyku problemlerine neden olabilir.

Sık idrara çıkma isteği: Hamileliğinizin ilk dönemlerinde büyüyen rahminiz mesanenize baskı yapar. Bu durumda doğal olarak mesane kapasiteniz azalacaktır. Bu azalmanın doğal sonucu ise sık idrara çıkma isteğidir. Öte yandan hamileliğiniz ilerledikçe damarlarınızda dolaşan kanınızın hacmi %30-50 arasında artacaktır. Bu artışa bağlı olarak böbreklerinizden geçen kan miktarı da artış gösterir. Neticede böbrekleriniz daha fazla kan süzecek ve daha fazla idrar üretecektir. Hem mesaneye olan baskı hem de idrar üretiminizdeki artış gece ya da gündüz daha çok tuvalet ziyareti yapmanıza neden olur. Gündüz bu durum sizi fazla rahatsız etmeyebilir ancak gece uykudan uyanmak zorunda kaldığınızda yeniden uykuya dalmanız güç olabilir. Özellikle bebeğiniz geceleri daha aktif ise bu daha fazla tuvalet ziyareti demektir.

Nefes darlığı: Hamileliğiniz ilerleyip rahminiz iyice büyüdüğünde karın boşluğunuz içinde çok fazla yer işgal etmeye başlar. Bu durumda karın içi basıncı artar ve karın boşluğu ile göğüs boşluğunuzu ayıran diyafram kasınıza baskı yapar. Artmış olan oksijen gereksiniminiz nedeni ile daha sık ve daha derin soluk alıp vermeye başlarsınız. Zaman zaman nefes darlığı hissedebilir nefes nefese kaldığınızı fark edebilirsiniz. Nefes darlığı yatar pozisyondayken daha belirgin hale gelir ve uykuya dalmanızı güçleştirebilir.

Mide yanması: Hamilelikte salgılanan hormonlar vücudunuzda istemsiz olarak çalışan tüm düz kaslarınızda bir gevşemeye ve yavaşlamaya neden olabilir. Bu yavaşlama sindirim sisteminizde de ortaya çıkar. Sonuçta midenizin boşalması gecikir. Mide içeriği özellikle yatar pozisyondayken yemek borunuza geri kaçabilir ve yanmaya neden olabilir. Bu rahatsız durum sizi uykudan uyandırabileceği gibi uykuya dalmanızı da güçleştirebilir.

Kramplar: Tüm gün boyunca bacaklarınız normalden daha fazla yük taşımak zorunda kalır. Eğer bunun yanı sıra kalsiyum eksikliği de varsa bacak krampları görülebilir. Kramplar da hamilelikte uyku güçlüğüne neden olabilmektedir.

Bunların yanı sıra bilinçaltında yaşanan bazı korkular, stres ve sıkıntılar da uyuma güçlüğü ve kabuslara neden olabilir. Bebeğinizin sağlığı ile ilgili korkularınız, çocuklu yaşamın hayatınıza getireceği değişiklikler, doğum hakkındaki endişeleriniz de geceleri uykusuz geçirmeniz neden olabilir.

Rahat bir uyku pozisyonu bulmak

Hamileliğinizin erken dönemlerinde yana dönerek uyuma alışkanlığını geliştirmeniz ilerisi için size yardımcı olabilir. Özelikle son dönemlerde dizlerinizi kendinize çekerek yan dönüp yatmak oldukça rahat bir pozisyondur. Bu pozisyon ayrıca kirli kanı vücudunuzun alt kısmından kalbe taşıyan ve inferior vena cava adı verilen büyük toplardamar üzerindeki baskıyı azaltarak kalbinize binen yükün de azalmasına neden olur.

Özellikle sola dönük yattığınızda bu etki daha belirgin hale gelir. Öte yandan sola döndüğünüzde rahim de sola kayacağından karaciğeriniz üzerindeki baskı da azalır ve daha rahat hissedersiniz

Ancak gece uyandığınızda kendinizi sırt üstü yatar bulursanız fazla endişelenmeniz gerekmez. Pozisyon değiştirmek normal uykunun doğal bir bileşenidir ve kolay kolay kontrol edilemez. Özellikle son trimester'da sırtüstü yatar pozisyon çok rahatsızlık verici olduğundan zaten bu pozisyona kolay kolay geçemezsiniz. Eğer farkında olmadan sırt üstü yatarsanız duyacağınız rahatsızlık sizi uyandıracaktır.

Gebelik dönemi için özel olarak tasarlanmış yastıkları kullanmanız rahat bir uyku uyumanıza yardımcı olabilir. Bazı kadınlar yastığı karınlarının altına ya da bacaklarının arasına koyduklarında çok rahat uyuduklarını belirtmektedirler. Silindirik bir yastığı ya da kıvıracağınız bir pikeyi belinize yerleştirip yan yatarak da rahat bir pozisyon elde edebilirsiniz.

Hamilelik döneminde verimli bir uyku için öneriler

Kola, kahve ve çay gibi kafeinli içecekleri diyetinizden uzak tutmaya çalışın. Özellikle öğleden sonra ve akşam bu tür içecekleri tüketmemeye gayret gösterin.
Yatmadan 2-3 saat önce sıvı alımınız azaltın. Ancak gün içinde yeterli sıvı almaya özen gösterin. Benzer şekilde yatmadan önce ağır yemekler yemeyin. Bulantınız varsa ve bu bulantı sizi uykudan uyandırıyorsa yatmadan hemen önce kraker türü besinler yiyebilirsiniz.
Uyku saatlerinizi belirleyin. Yatağa alışkın olduğunuz saatten daha geç gitmeyin
Düzenli olarak egzersiz yapın ancak yatmaya yakın zamanlarda egzersiz yapmayın
Yastıkları her yerde kullanın. Nasıl ve nerde rahatlık veriyor ise yastıkları orda kullanın, ister dizlerinizin arasına, ister belinize, isterseniz de başınızın altına koyun
Yatağa gitmeden önce rahatlatacak bir şeyler yapın. Ilık bir duş ya da bir bardak süt içmek gibi
Geceleri bacak krampları ile uyanıyorsanız yatmadan önce iyice gerinin. Yeterli miktarda kalsiyum almaya dikkat edin. Doktorunuzla kalsiyum ilaçları alıp alamayacağınızı görüşün.
Eğer gece uyanırsanız ya da uykuya dalamaz iseniz kendinizi zorlamayın. Kalkıp ev içinde biraz dolaşın ya da kitap okumak gibi uykunuzu dağıtmayacak bir şeyler yapın, müzik dinleyin, televizyon seyredin, internette dolaşın. Hoşunuza giden ve sizi rahatlatan bir şeyler yapın. Eğer mümkünse gün içinde uyku açığınızı kapatmak için 30-60 dakikalık şekerlemeler yapın.

HAMİLELİKTE NEFES DARLIĞI SORUNU YAŞANABİLİR

Nefes darlığı hamilelik döneminde en sık karşılaşılan yakınmalardan birisidir. Özellikle hamileliğin son dönemlerine doğru nefes darlığı sorunu yaşanabilir. Bu durumun temel nedeni büyüyen rahmin karın ve göğüs boşluklarını birbirinden ayıran diyafram kasını yukarı doğru itmesidir. Ayrıca gebelik sırasında vücudunuzun oksijen gereksinimi daha da artacağından daha hızlı ve sık nefes almaya başlarsınız.

Nefes darlığı ya da çok kolayca nefes nefese kalma çoğu zaman hafif bir fiziksel aktivite ile bile ortaya çıkabilir.Birkaç basamak merdiven çıktığınızda bile nefes nefese kalabilirsiniz. Bu durum zararsızdır ve bebeğiniz üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur.

Birden fazla bebek bekleyen yani çoğul gebeliği olan anne adaylarında durum daha erken ortaya çıkabilir ve tek bebek bekleyen anne adaylarına göre daha şiddetli olabilir. benzer şekilde anemisi olan yani kansızlık sorunu yaşayan anne adaylarında da nefes darlığı daha erken ortaya çıkıp daha şiddetli seyredebilir.

Çoğu zaman gebeliğin son birkaç haftası içinde bebek aşağıya doğru indiğinde nefes alıp vermede bir rahatlama yaşanır. Bu rahatlama özellikle ilk kez hamilelik yaşayanlarda belirgindir.

Daha önceden bilinen bir solunum sistemi hastalığınız varsa, nefes darlığının yanı sıra göğüs ağrısı, şiddetli çarpıntı, ellerde ve ayaklarda uyuşma gibi ek yakınmalara varsa böyle bir durumda doktorunuzun görüşünü almanız yararlı olabilir.

GÖZDEN GEÇİRMENİZ GEREKENLER

Anne ya da baba olmak, hayatınızın akışını değiştirecek büyük bir olaydır. Hamile kalmadan önce yapacağınız bazı planlar ve değişiklikler sayesinde, daha sağlıklı bir hamilelik geçireceğiniz muhakkaktır. Sağlıklı bir yaşam tarzı, siz ve bebeğiniz üzerine büyük ve olumlu etkiye sahiptir. Hamileliğin planlı olması sizi ileride olacak olaylara hazırlamaya yardımcı olur ve karşılaşacağınız zorlukları daha kolay, bilinçli bir şekilde atlatmanızı sağlar. Hamilelik öncesi iyi bir sağlık bakımının yapılması bütün hamileliğiniz boyunca size yardım edecektir. Bir çok kadın hamile kaldığını birkaç hafta geçmeden bilmemektedir. Bu ilk haftalar, fetus için en kritik dönemlerdir. Zira organlar bu dönemde oluşur. Sigara, alkol ve bazı ilaçların kullanılması bebeğin normal gelişimini engeller. Hamile kalmayı düşünüyorsanız en az 3 ay öncesinden bir doktora danışmanız, size yol gösterilmesi ve bilgi verilmesi açısından önemlidir.

Sağlığınız ve vücudunuz hamile kalmaya uygun mu?

Hamileliğiniz öncesinde jinekologunuzla bir görüşme yapın. Bu sizin için genel bir kontrol açısından harika bir fırsat olacaktır. Bu görüşmede değişmesi gereken alışkanlıklarınız varsa bunları ele alabilir ve yeni düzenlemeler yapabilirsiniz. Ayrıca yüksek tansiyon ve aşırı kilo gibi problemleriniz için gerekli tedavilere başlayabilirsiniz. Unutmayın eğer obezite (aşırı şişmanlık)ve yüksek tansiyon gibi problemleriniz varsa riskli guruptasınız demektir ve bunları kontrol altına almak için gerekenleri bir an önce yapın. Aşırı şişman kadınlar, yumurtlamaları düzenli olmadığından kolay hamile kalamamaktadırlar. Eğer kalırlarsa bu kez diyabet ve yüksek tansiyon onları beklemektedir. Ayrıca bu kadınların bebeklerinin de normalden iri doğma riski yüksektir, bu da beraberinde doğum yaralanmalarını ve zorunlu sezaryeni getirir.Yüksek tansiyonu olan annelerde ise düşük doğum ağırlıklı ve prematüre bebek doğurma riski yüksektir. Bunlara ek olarak hamilelikte çok ciddi bir problem olan Plasenta Abruption yani plasentanın bebek doğmadan önce rahimden ayrılması ve önden doğması riski yüksektir.Bütün bu riskleri tespit edip tedbirlerinizi alarak hamileliğinize daha sağlıklı başlayabilir ve sağlıklı bir çocuk sahibi olabilirsiniz

Kilonuz ne durumda?
Düzenli bir egzersiz programı takip edin ve bir diyetisyen ile uygun bir diyet programı hazırlayın. Bu hamilelik öncesi bebeğiniz için yapacağınız en önemli şeylerin başında gelmektedir. Uygun bir kilonun sağlanması iyi bir sağlık açısından önemlidir. Hamile kalmanızın en az 6 ay öncesinden boyunuzun kilonuzla orantılı bir düzeyde kalmasını sağlamalısınız. Hamilelik sırasında yüksek kilo annede yüksek tansiyon ve şeker hastalığına sebep olabilmektedir. Aşırı şişmanlık gebelik sırasında kalp için ek bir yüktür. Normalden düşük kilo ise bebeğin gelişimini engellemekte ve düşük tartılı bebekler doğmasına sebep olmaktadır.

Sizin yada eşinizin ailesinde kalıtsal bir hastalık var mı?
Bazı kalıtsal hastalıkların belirlenmesi ve yaşınıza aile geçmişinize bakılarak size genetik danışmanlık verilmesi açısından önem taşır. Genetik danışmanlık çiftlerin genetik hastalıklı bir çocuğa sahip olma şansı hakkında bilgi verir.

Kronik bir hastalığınız var mı?
Hamilelik vücudunuza yeni yükler yükleyeceği için, normalde kontrolünüz altında olan sağlık problemleriniz tekrar sorun çıkarabilir. Eğer bazı özel tıbbi durumlarla karşı karşıyaysanız, hamile kalmadan önce kontrol altına alınmalı ve hamileliğiniz boyunca bu kontrolleri sürdürmelisiniz.

Bazı önemli sorular şunlardır:
Şeker, yüksek tansiyon, sara nöbeti gibi rahatsızlıklarınız var mı?
Kansızlık rahatsızlığınız var mı, şu an buna yönelik şikayetleriniz var mı? (Halsizlik, Çarpıntı, Solukluk, Çabuk yorulma)
Hiç ameliyat geçirdiniz mi?
Herhangi bir şeye karşı alerjiniz var mı?

Daha önceki gebelikleriniz olduysa nasıl geçti?
Geçmiş gebelikleriniz ve varsa bunlarla ilgili komplikasyonlar da önemlidir. Çünkü sorunlar tekrar yaşanabilir. Özellikle daha önce düşük yapan kadınlar yeniden hamile kalırken endişe taşırlar. Gerçekten de daha önce yapılan düşükler; düşük tartılı bebek doğum riskini ve erken doğum riskini arttırmaktadır.Bu noktada önemli olan kendi kendinize endişe etmektense bir hekimin de yardımıyla birlikte kontrollü bir hamilelik geçirmenizdir.

Kullandığınız ilaçlar var mı?
Aspirin, alerji ilaçları (anti histaminikler), diyet tabletleri, doğum kontrol ilaçları gibi günlük ilaçlar sorgulanacaktır. Bazı ilaçlar fetusu etkilemektedir ve hamileliğiniz boyunca alınmaması gerekir. Örneğin bu günlerde akne tedavisi için yaygın olarak kullanılan Retinol (Retinoik asit, vitamin A türevi bir ilaç)bebekte doğumsal sakatlıklara neden olmaktadır ve ilaç tedavisi kesildikten sonra en az 6 ay hamile kalınmaması gerekmektedir. Sakinleştirici ilaçların ve ağrı kesicilerin kullanımının da doktora danışılması gerekir.

İşinizde gebeliğiniz açısından bir risk var mı?
Sizin veya eşinizin işinde radyasyon , kimyasallar , kurşun yada anestetik maddelere maruz kalma söz konusu ise bu hem hamile kalma şansınızı hem de bebeğinizi riske sokabilir. Hamile kalmadan önce bu konuda işveren den veya işyeri doktorundan bilgi almak önemlidir.

Kızamıkçık aşısı oldunuz mu?
Kızamıkçık (rubella) hastalığı bebeğin iç organlarının geliştiği erken gebelik döneminde bebekte önemli bozukluklara neden olabilir(sağırlık,körlük, beyin gelişiminin engellenmesi...). Bu nedenle hamileliğe karar verdiğinizde doktorunuza başvurup bu hastalığa karşı bağışıklığınız bulunup bulunmadığını bir kan testi ile öğrenmelisiniz. Eğer bağışıklığınız yoksa doktorunuz aşınızı yapacaktır. Kan testini gebeliğinizden en az 3 ay önce yaptırmalısınız.

Yapılması gereken diğer testler
Hamilelik öncesi özellikle sosyal risk taşıyan annelerin AIDS için ELİZA testini yaptırması önemlidir. Bu anne adayını kesinlikle korkutmamalı ve rahatsız etmemelidir. Ayrıca daha önce yüksek riskli davranış öyküsü olsun olmasın tüm hamilelere AİDS testi önerilmesi gittikçe kabul gören bir yaklaşımdır. Bunun yanı sıra Hepatit-B testinin yapılması, sonuca göre bebeğin doğduğunda aşı ve tedavisinin yapılması da önemlidir. Özellikle Hepatit-B taşıyıcısı olduğunu bilen anneler, bebeklerine zarar vermemek için muhakkak doktora danışmalıdırlar. Bazı hepatit taşıyıcılarından (belirli bazı antijenleri olan) doğan bebeklerde enfeksiyon riski yüksektir ve bu bebeklere doğumdan sonra 12 saat içerisinde Hepatit-B aşısı ve immunoglobulin tedavisi yapılması hemen her zaman enfeksiyonu önler. Bunlara ek olarak anne ve babanın hamilelik öncesinde kan guruplarının bilinmesi, eğer bir kan uyuşmazlığı söz konusu ise hamileliğin özel olarak takip edilmesi, anneye doğumdan önce gerekli aşının (rho-gam) yapılması bir sonraki hamilelikte tehlikeyi önleyecektir. Eğer bu annenin ilk hamileliği değilse ve anne ile baba arasında kan uyuşmazlığı varsa ve de anneye ilk hamileliğinde gereken aşı yapılmamışsa o zaman annenin kanında ilk gebeliğinde antikor oluşup oluşmadığına bakılması ve doğumun daha özel şartlarda planlanması uygun olur.

HAMİLELİKTE SEYAHAT SERBEST

Yaz ayları yaklaştıkça kuşkusuz ki hamile bayanların en çok düşündükleri konuların başında seyahate çıkıp çıkamayacakları ya da çıktıklarında bundan olumsuz etkilenip etkilenmeyecekleri geliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Gökmen İyigün, gerekli önlemler alındığı taktirde gebelerin seyahate çıkmalarında bir engel bulunmadığını, aksine, seyahat etmenin anne adayının ruh sağlığı açısından seyahate çıkmanın oldukça yararlı bir durum olduğunu söylüyor.

Doğum ve sonrasındaki yorgun gün ve gecelere hazırlanmak için seyahate çıkmanın iyi bir fırsat olduğunu vurgulayan Opr. Dr. İyigün şöyle konuşuyor: “Seyahate çıkmayı, anne adayının ruh sağlığı açısından tavsiye ediyoruz. Ancak yine de bazı önlemler almak ve bir hekime görünmek gerekiyor. Zira, gebeliğin ilk üç ayı düşük riski yönünden, son üç ayı da erken doğumlar konusunda hassas dönemlerdir. Gebe olan kişi riskli dönemde bulunmasa bile sağlık kurumu bulunmayan bir bölgede tatil yapmamalıdır.

Her tür ulaşım aracı seçilebilir

Opr. Dr. Gökmen İyigün gebelerin seyahat için her türlü ulaşım aracını seçebileceklerinin altını çizerek şöyle devam ediyor:
“Gebeler seyahatte kara, hava ve deniz ulaşımında her türlü araca binebilir. Ancak her birinin özelliğine göre seyahat öncesi önlem almalıdırlar. Deniz yoluyla seyahat oldukça güvenli olmakla beraber bulantı ve kusmaların artabileceğine dikkat edilmelidir. Ağır bulantısı olan gebeler mümkünse deniz yoluyla seyahatten kaçınmalıdır. Hafif bulantısı olanlar ya da hiç olmayanlar da olası deniz tutmasına bağlı önleyici ilaçlar almalıdır. Kara ve demir yollarıyla seyahatlerde ise en önemli problem, uzun süre hareketsiz kalmaya bağlı gelişen dolaşım bozukluklarıdır. Her fırsatta ve özellikle molalarda mutlaka yürüyüş yapmalı, hafif yiyecekler tüketip, bol sıvı almalı, rahat kıyafetler giymelidirler. Ayrıca seyahat güzergahı üzerindeki tıbbi kurumlar hakkında bilgilenmelidirler.”

Kısa sürmesinden dolayı hava yolculuğunun gebeler için hem rahat hem de en güvenli bir yöntem olduğunu kaydeden Opr. Dr. Gökmen İyigün, “Kabin basıncı iyi ayarlanmış uçaklarla seyahat etmeye dikkat edilmelidir. Anne adayları tüm seyahatlerinde hem kendilerinin hem de bebeklerinin sağlığı için mutlaka emniyet kemerlerini takmalıdırlar” diyerek uyarılarda bulundu. Havayolu şirketleri genellikle 36 haftadan büyük hamilelerin seyahatlerinden kaçındıklarına dikkat çeken Opr. Dr. İyigün bu konuda da şunları söyledi: “Doğum için yaşadığı şehrin dışına seyahat edecek anne adayları, bu seyahatlerini mümkünse 36 haftanın öncesinde yapmalıdırlar. Zorunluluk durumlarında mutlaka doktora başvurmalı ve seyahat engeli olmadığına dair belge almalıdırlar. Aksi halde seyahatlerini ertelemek zorunda kalabilirler.”

En ideal spor yüzme ve yürüyüş

Opr. Dr. Gökmen İyigün anne adaylarını yapacakları spor dallarıyla ilgili seçici davranmaları yolunda uyararak, özellikle mukavemet ve fiziki zorlama ve travmaya açık sporlardan kaçınmaları gerektiğini bildirdi. Gebeler için en ideal spor türünün yüzme ve yürüyüş olduğunu kaydeden Dr. İyigün, hamilelik dönemi yaz mevsimine rastlayan bayanların da güneşte çok uzun süre kalmamaları ve bol sıvı almaları gerektiğini sözlerine ekliyor.

HAMİLELİKTE YÜZME FAYDALIDIR

Sıcak yaz günlerinde hemen hepimizin aklında tatil var değil mi? Tatil deyince de insanın aklına ilk olarak güneş, kum ve deniz geliyor. Hele yüzmek hepimizin tutkusu. Peki ya hamileler? Onlar sıcak yaz günlerinde yüzme zevkinden ve şansından mahrum kalmak zorundalar mı? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Alper Mumcu bu soruya kocaman bir “Hayır” diyor ve şunları söylüyor: “yüzme yürüyüşten sonra gebelik süresince yapılabilecek en uygun ve yararlı spor. Hem dolaşım sistemi hem de kaslar üzerinde olumlu etkileri var.”

Sıcak güneşin altında ısınan bedenleri serin sulara bırakmak hayali bile, çoğumuzun çalışma ortamından sanal ve kısa bir süre için de olsa uzaklaşmasına neden oluyor. Bazılarımız ise biraz daha şanslı. Ya evlerinde bulunan ya da spor kulüplerinin veya otellerin havuzlardan yararlanabiliyorlar. Yüzme herkes için olduğu kadar hamileler için de son derece yararlı bir spor dalı. Op. Dr. Alper Mumcu bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: “Yüzme esnasında kol, bacak ve karın bölgesinde bulunan bütün kas grupları çalıştırılıyor. Kalp atım hızı ve alınan oksijen miktarı arttığı için dolayısı ile bebeğe giden oksijen miktarında da artış söz konusu. Yüzmeyi gebelikteki en uygun spor dalı haline getiren faktör ise çok daha önemli: Yaralanma tehlikesinin olmaması. Gerçekten de yüzme bilen bir kişinin suda kendi kendini yaralaması, düşmesi ve bir yerlere çarpması neredeyse olanaksız. Bir başka avantajı ise kişinin kendisini ağırlıksız hissetmesi. Bu özellikle gebeliğinin son dönemlerinde olan kadınlar için psikolojik açıdan oldukça önemli. Ayrıca su içerisinde terleme ve vücudun çok fazla ısınması mümkün olmadığından egzersizin bu tür olumsuz etkilerini ortadan kaldırır. Yapılan az sayıda çalışmada gebelikleri sırasında düzenli yüzen kadınların kendilerini daha az yorgun hissettikleri, daha güzel uyudukları ve gebeliğin getirdiği ruhsal ve fiziksel streslerle daha kolay başa çıkabildikleri gösterilmiş

Bu noktaları atlamayın

Gebelik sırasında yüzme sporu yaparken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Bunların en başında temizliğinden emin olunmayan sulara girmemek geliyor. Bu nedenle çok fazla kişinin kullandığı havuzlar yerine denizi tercih etmekte fayda var. Dr. Mumcu şöyle diyor: “Gebelik öncesinde düzenli olarak yüzen kadınlar, daha önceki programlarına devam edebilirler. Ancak gebe kaldıktan sonra ilk kez denize girecekler biraz daha dikkatli olmak zorunda. Öncelikle suya girmeden önce vücudu ısıtmak, yavaş yüzmek ve dozu yavaş yavaş arttırmak gerekiyor. Gebeliğinin ilk 3 ayında bulunanlar için günde 20 dakika yüzmek yeterli. Yine bu dönemde sabah erken saatlerde yüzmek gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları azaltıyor ve günün geri kalan kısmının daha rahat geçirilmesine yardımcı oluyor. ikinci 3 aylık dönemde ise su eklem ve bağları destekleyerek bel ve sırt ağrılarının azalmasına yardımcı oluyor. Bu dönemde daha önceki yüzme alışkanlıkları aynen devam edebilir. Son dönemlerde ise yüzmeye devam etmekte herhangi bir sakınca yok. Ancak vücudu fazla sıkmayan, gebeler için tasarlanmış mayoları kullanmak gerekiyor. Karada yapılan kültür fizik hareketleri suda da yapılabilir. Bunun avantajı terlemeyi ve aşırı ısınmayı engellemesidir. Kültür fizik hareketleri yaparken suyun meme başı hizasında olması en uygun derinlik. Tabii bu kural yüzerken de geçerli. Özellikle sık sık kramp giren kadınlar boy hizasını geçmeyecek derinliklerde yüzmeli. Olası bir kramp durumunda yardım alabilmek için suya tek başına girmemeye de özen gösterilmeli. Yine yüzerken nefes tutup çok uzun süre dalınmamalı. Bu basit kurallara uyarak gebeliğinde kanama, düşük tehlikesi, suların erken açılması gibi problem yaşamayan tüm gebe kadınlar doğuma kadar yüzebilirler.”

SICAK HAVA ERKEN DOĞUM RİSKİNİ ARTTIRIYOR

Bodrum Özel Güvençer Kadın Hastalıkları ve Doğum Merkezi Yöneticisi Jinekolog Op. Dr. Şermin Güvençer, yaz aylarında Bodrum gibi hava sıcaklığının 40 derecenin üzerinde seyrettiği yerlerdeki hamilelerde düşük ve erken doğum risklerinin arttığını belirterek, şunları söyledi:

“Vücudumuz su kaybedince, beynimiz daha fazla su kaybetmemek için oksitosin isimli hormonun üretilmesini sağlıyor. Vücutta su tutulmasını sağlayan oksitosin hormonunu, doğum sancılarını başlatmak için suni sancıda kullanıyoruz. Vücudun susuz kaldığında üretilen bu hormon gebelerde erken rahim kasılmalarına yol açıyor. Hamileliğin ilk ve son üç ayında erken rahim kasılmalarına ve düşüklere ve erken doğuma sebep oluyor. Bu nedenle, hamileliğin ilk ve son üç ayında saat 10.00 ile 16.00 arasında dışarı çıkılmaması, günde 2- 3 litre su tüketilmesi ve rahat giysiler giyilmesi gerekiyor. Bu tarz kasılmalar ve ağrılar olduğunda da hekimlere başvurulmalı.”

Bodrum sahillerinde hamile annelerin çocukları ile plajda oynadıkları ve bol bol yüzdükleri görüldü. 6 aylık hamile 21 yaşındaki Ayşegül Kara, “Saat 16.00’dan önce dışarı çıkmıyorum. Denize de akşam saatlerinde giriyorum. Günde yaklaşık 3 litreye yakın su içmeye özen gösteriyorum. Doktorumun tavsiyesiyle de aşırı yağlı ve hamur işi yiyeceklerden uzak duruyorum, bol miktarda meyve ve sebze tüketiyorum. Hamilelik dönemim şu ana kadar gayet sorunsuz bir şekilde ilerliyor” dedi.
« Son Düzenleme: 21 Eylül 2011, 19:26:05 Gönderen : SagittariuS » Logged
Kadın Temsilcisi
KadıncaForum
*****

Offline

Mesajlar: 27222

View Profile
Re: Hamilelik Ve Kadın Sağlığı
« Posted on: 29 Nisan 2024, 11:46:54 »

 
      uyari
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hamilelik Ve Kadın Sağlığı oyunlari, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı programi, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı oyunu indir, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı program yükle, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı download, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı istenmeyen tüyler, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı resimleri, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı haber, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı yükle, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı lazer epilasyon, Hamilelik Ve Kadın Sağlığı msn eklentisi, sarki sözleri
Karaelmas
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 2201



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #1 : 11 Temmuz 2013, 02:21:29 »

Teşekkürler.
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı Çık :)
 
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Evlenilecek Kadın Mı Eğlenilecek Kadın Mı? Yeni
Burçlar
Mavi_Kiyamet 2 3557 Son Mesaj 30 Temmuz 2013, 18:44:27
Gönderen : hereatreno
Kadın Gibi Yaşamak Degil Gerçek Bir Kadın Olabilmek Yeni
Evlilik Ve Aile
kezban62 0 2137 Son Mesaj 02 Ağustos 2011, 13:11:14
Gönderen : kezban62
Abacıoğlu Kadın Ve Aile Sağlığı Merkezi Randevu Al Yeni
Sağlık Kuruluşları
Honey_Face 0 1797 Son Mesaj 15 Mayıs 2013, 13:58:44
Gönderen : Honey_Face
Jinepol Kadın Sağlığı Ve Tüp Bebek Kliniği Randevu Al Yeni
Sağlık Kuruluşları
Honey_Face 0 1861 Son Mesaj 17 Mayıs 2013, 13:12:55
Gönderen : Honey_Face
Cankat Kadın Sağlığı Merkezi Yeni
Sağlık Kuruluşları
Honey_Face 0 1565 Son Mesaj 26 Mayıs 2013, 15:39:37
Gönderen : Honey_Face