* Kadın beyni hacim açısından, erkek beyninden daha küçük olmasına rağmen; genel kültür ve bilgi birikimi konusunda kadınlar erkeklere % 3'lük bir fark atmış durumdadır... Bu anlamda çoğu kadının, erkeğini bozmamak için, bilerek aptalı oynadığı ortaya çıkmış...

* Kadınlar birer "ayaklı radar"dır... Bu yüzden erkekler onlara yalan söylerken çok zorlanır. Kadınlarda "vücut dilini, mimikleri, cümlelerin alt(gizli) anlamlarını algılayabilme" yeteneği erkeğin 2 katı olarak belirlenmiş...

* Erkekler bir kadına kur yaparken sesini alçaltıyor, kadınlarsa yükseltiyor...

* Kadınlar yüksek sesle konuşmayı ve sesli düşünmeyi seviyor, erkeklerse her ikisini de içinden yapmayı tercih ediyor... Bu yüzden kadınlar erkekleri "Duygusuz bencil yaratıklar" olarak görürken, erkekler de kadınları "Sürekli kafa ütüleyen baş belaları" olarak görüyor...

* Kadın problemlerini birlikte olduğu erkeğe açınca, kendini daha rahatlamış hissediyor... Erkek ise, kadından duymak istediği şeyi, duyamayacağını biliyorsa konuya bile girmiyor...

* Konuşmak ve kelimeleri özenle seçmek, erkek beyninde özel bir yetenek değil. Bu yüzden, kendilerini sözcüklerle ifade etmekte birçoğu zorlanır...

* Çoğu kadının erkeğini terketme nedeni; ondan somut anlamda fazla şey alamaması değil, erkeğin onun duygularını anlayamadığını düşünmesi...

* Kadınlar iletişim kurmak için günde 20.000 kelime, mimik ve jest kullanırken; bu sayı erkeklerde sadece 7.000...

* Erkek derisi kadın derisinden daha ince... Bu yüzden kadınların kırışıkları erkeklerden fazla oluyor... Erkekler dokunma duyusunun hassaslığını daha ergenlik çağında kaybediyor... Peki o hassasiyet, bundan sonra hangi bölgede yoğunlaşıyor??

* Bir kadın, ilişkisi iyi gitmiyorsa, işine konsantre olamıyor... Bir erkek ise işi iyi gitmiyorsa, ilişkisine konsantre olamıyor...

* Erkekler bir seferde sadece bir tek işi yapabiliyor... Mesela: Yol haritasına bakmak için; arabayı kenara çekip radyoyu da kapatıyorlar. Kadınların beyni ise multi-tasking (aynı anda birden çok işlem) yapmaya daha uygun. Mesela: Telefonla konuşurken, aynı anda hem televizyondaki diziye, hem fırındaki yemeğe bakabiliyorlar...

* Çoğu erkek; 20 dakikalık bir alışveriş turunun ardından, hafif yollu bir beyin sarsıntısı geçiriyor. Kadın da ise; bu konuda zaman mefhumu yoktur!

* Yeryüzündeki erkeklerin %20'si kadınsı bir beyin yapısına sahip, kadınların %10'u da erkeksi bir beyin yapısına sahip... Buna göre; dünyada lezbiyenlerin 2 katı kadar gay bulunmaktadır.(Alıntı)

Kadın ve erkeğin farklı olduğunda hemfikiriz.
Hemfikiriz, değil mi?
Dilimizde her ne kadar "Beni anlamıyor" cümlesi olsa da, farklı olduğumuzu biliriz içten içe.
Ama iş kabullenmeye ve ona uygun davranmaya geldiğinde.
"Hayır" der.
Eşitiz, aynıyız, tıpkısının aynısıyız, fotokopiyiz; hatta eş kromozom sahibiyiz diretmesini yaşarız!

Neden?
İsteklerimizi yaptırabilmek için mi?
Hayat yolunda yalnız ilerlemekten, korktuğumuz için mi?
Yaşamımızı kolaylaştıracak, bir güce ihtiyaç duyduğumuz için belki?!

Araştırmalar göstermiş ki: aynı değiliz.
Yıllardır yapılır, söylenir, sonuçlar yayınlanır çarşaf çarşaf.
Kadınlar Venüs' ten; erkekler Mars' tan denir.
Hala direniriz.

Aynı programı izlemeliyiz.
Saatlerce sıkılmadan beraber alış-veriş yapmalıyız.
Gecikmelerde hesap sorma hakkımız hep vardır.
Robotvari sevişmeleri kabullenmeyiz.
Devamlı çiçek alımının, muz alımıyla kıyaslanmasına sinir oluruz.
Araba ile aşkının boyutun, bizimkiyle eşdeğer olduğuna anlam veremeyiz!

Artık veriniz.
Anlayınız.
Değiştirmeye çalışmayınız.
Klasik söylemle: "Olduğu gibi kabul ediniz!"
Gücünüzün, kendinizde olduğunu biliniz.
Gri hücrelere, bu kadar gereksiz muamelesi yapmayınız; yapanları uyarınız.

Kelin ilacı olsa, kendi başına sürerdi.
Eşe ne gerek vardı cennette,
Bir başlarına yaşayabilselerdi!