kezban62
|
|
« : 07 Mayıs 2010, 00:36:53 » |
|
Varisler , Nedenleri , Belirtileri Ve Tedavisi
Bacaklardaki toplardamarların bozulmasıdır. Nedenleri
* Hareketsizlik ya da yeterli hareket etmeme * Sürekli ayakta kalma * Çorap bağı, korse, sıkan ayakkabı gibi şeyler giyilmesi * Aşırı ve yağlı şeyler yeme * Hamilelik * Aşırı alkol ve sigara
Belirtileri
* Kalçalarda, bacak ve baldırlarda ağrılar * Ayaklarda yanma ve makatta kaşıntı * Ayak damarlarına şişmeler, siyah iplikler ve düğümler oluşur * Bacaklar gülle gibi ağırlaşır * Ayaklarda sürekli üşüme ve kısmi felç * Bacak, baldır ve kalçada kramplar * İleri aşamalarda, baldırlarda ödem, ekzama ve yaralar oluşur. * Varis makatta olursa buna HEMOROİD adı verilir.
Bitkilerle tedavi
Aşağıdaki bitkiler sürekli kullanılırlarsa tedavide iyi sonuç verirler :
* Sodalı ve şaplı banyolar * Sık sık ve hızlı yürümek * Zeytinyağı ile masaj * Zulumba, üzerlik tohumu, nöbet şekeri karışımı * Hemoroid için atkestanesi, civan perçemi, servi kozalağı, maydanoz ve patates lapaları Toplardamarların genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hal alması olarak tanımlanan varis, yetişkin nüfusun büyük bir kısmını etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Özellikle hareketsiz, sürekli oturarak ya da uzun sürekli ayakta çalışmayı gerektiren günümüz çalışma koşulları, çalışan kadınların büyük bir bölümünü varis hastalığı açısından riskli gruba sokmaktadır. Varis, uzun süre ayakta kalan ya da uzun süre oturarak çalışanlar için risk faktörü oluşturmaktadır. 4 saatten fazla ayakta kalanlarda varis olma riski 3 kat fazladır. Kadınlarda erkeklere oranla 4 kat fazla görülür. Hamilelik ve aşırı kilolar, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri de varis hastalığına yatkınlığı artırmaktadır. Varis oluşumunun sebepleri nelerdir? Varis oluşumunda kalıtım, riskli yaşam tarzı ve sigara kullanımı önde gelen risk faktörleridir. Aile öyküsünün pozitif olduğu hastalarda varis görülme riski, ailesinde varis olmayanlara göre 4.4 kat daha fazladır. Uzun süre ayakta kalmak ya da uzun süre oturarak iş yapmak bir risk faktörü olduğu gibi, günde 4 saatten fazla ayakta kalanlarda varis gelişme riski, 2.7 kat artmaktadır.
" Uzun süre ayakta durmak " Hamilelik " Şişmanlık " Oturarak çalışmak " Hareketsizlik " Yaşlılık " İlaç kullanımı (Doğum kontrol hapları, menopoz döneminde kullanılan hormon replasman tedavileri)
Varisin belirtileri nelerdir? Hastaların en yaygın belirtileri; bacaklarının görüntüsünün bozulması, uzun süre ayakta durunca ortaya çıkan bacak ağrısı ve bacaklarda ağırlaşma hissidir. Uzun süreli bacak varislerinde kronik ayak bileği şişliği ve bacak ülserleri gelişebilir. Uzun süre ayakta durma veya obezite (şişmanlık) tüm bacak varislerinin etkilerinin daha da artmasına neden olur. Bununla birlikte; ağrı, dolgunluk hissi, kaşıntı, ayak bileğinde şişme, gece krampları, kanamalar, cilt değişiklikleri ve açık yaralardır. Varis nasıl tedavi edilmektedir? Varis tedavisinde amaç, yaşam kalitesini artırmaktır. Hastalık genellikle iyi huylu seyir gösterip hastaların çoğunda ameliyat gerekmez. Bu nedenle hastalığın seyri çok ciddi değilse girişimsel tedavilerden kaçınılmalıdır. Büyük varisleri bulunan hastalarda, kanama veya bacak ülseri gibi durumlar gelişirse cerrahi tedavi yöntemleri uygulanır. Etken sebepler ortadan kaldırılmadıkça (fazla kilo, uzun süre ayakta durma, östrojen kullanımı) varisin belli bir süre sonra tekrarlayacağı unutulmamalıdır. Bacaklara masaj yaparak sürülen jel ve merhemler, kısa sürede ağrıları hafifletir. Ancak etkisi kısa süreli olduğundan bunu tekrarlamak gereklidir. Oral yolla alınan ilaçlar ise etkilerini daha uzun sürede gösterirler, ancak daha faydalıdırlar. Etkilerini tam olarak göstermeleri üç ayı bulabilir. Araba kullanırken, otobüste veya uçakta uzun süre hareketsiz otururken varisin neden olduğu ağrılar artış gösterebilir. Bu nedenle seyahate çıkmadan bir hafta önce varis ilaçları kullanmaya başlanmalıdır. Yolculuk sırasında varis çorabı giymek, bol miktarda su içmek, ağrıları azaltmaktadır.
Varisler
Toplar damarlar isimlerinden de anlaşılabileceği gibi atardamarlarla dokulara ulaştırılan oksijen içeriği yüksek kanın oksijen ve diğer bazı komponentlerinin dokular tarafından kullanıldıktan sonra dokuların metabolizma atık ürünlerini taşıyan ve düşük oksijen içerikli kirli (Venöz) kanı akciğerlerde temizlenmek üzere kalbe taşıyan damarlardır. Bunlar genellikle atardamarlara paralel seyrederler ve çoğunlukla onlarla aynı şekilde isimlendirilirler. Toplar damarların duvar yapıları atardamarlara oranla daha incedir. Atardamarlar gibi kasılma özellikleri yoktur.Bu nedenle kanı yerçekimine karşı kalbe doğru ilerletme işini bazı yardımcı mekanizmalarla başarırlar. Bunların en önemlisi toplar damarlar içinde belli aralıklarla yerleşmiş kapakçıklardır. Bu kapakçıklar normal çalışıyorsa kanın yerçekimine bağlı geri kaçmasına mani olur. LAZERLE VARİS TEDAVİSİ
Lazerle varis tedavisi cerrahi müdahaleleri ortadan kaldırıyor. İğne ile damarın içine giriliyor ve bir tel yerleştiriliyor. Damarın açılması işlemi bu tel ve lazer sayesinde yapılıyor. Üstelik bu iş bir saat sürüyor ve yüzde 98 başarı sağlanıyor
Varis vücuttaki hangi sorundan kaynaklanıyor?
Kalp her atışta vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için bir miktar kanı atardamarlar ile dokulara gönderir. Bu temiz kan, gerekli oksijeni ve besleyici maddeleri hücrelere verir ve ortamda oluşan artık maddeleri toplar. Oluşan bu kanın artık rengi koyudur ve toplardamarlar aracılığı ile kalbe geri taşınır. İşte varis bacaktaki bu toplardamarların genişlemesidir. Varis, bacak toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve büklümlü hale gelmesi olarak tanımlanır.
Neden oluşur?
Aslında oluşma nedeni tam olarak bilinmiyor. Oluşan temel sorun, toplardamar duvarında meydana gelen yapısal bozukluk nedeniyle damarın genişlemesidir. Ancak asıl başlangıcın damar duvarındaki bozukluk mu, yoksa kapakçıklardaki hasar mı olduğu net değildir. Variste ailesel bir yatkınlık söz konusudur. Bir çalışmada anne veya babasında varis bulunan bireylerde varis gelişme olasılığının yüzde 80 olduğu bildirilmiştir. Hamilelerde de varis sıktır. Bunun nedeni erken dönemde değişen hormonal dengedir. Bilindiği gibi hamilelik sürecinde annede bazı hormonların düzeyi çok artar. İşte bu hormonlar damar duvarındaki düz kasları da etkiler ve damarlar genişler. Daha ileri hamilelik döneminde anne rahminde büyüyen bebeğin mekanik olarak etraftaki toplardamarlara baskı yapması da rol oynar. Doğum sonrası birkaç ay içinde bu varisler yüzde 60-70 oranında düzelir.
Nasıl belirtilerle ortaya çıkar?
Çapı 1 milimetre civarında olan genişlemelere kılcal varis denmektedir. Kılcal varisler genelde görüntü bozukluğu dışında yakınmaya yol açmaz. Özellikle çapı 3-4 milimetre üzerinde olan varislerde görüntü bozukluğuna ek olarak belirgin yakınmalar baslar. Uzun süre ayakta kalma sonrası bacakta ağrı, şişme, hassasiyet ve ağırlık hissi oluşabilir. Hastalar bacakta sürekli sızlama olduğunu ve dinlenseler de kolay kolay geçmediğini fark eder. Yakınmalar günün sonuna doğal çok belirgin hale gelir ve hastalar ayakkabılarının dar geldiğini söyler. Kadın hastalarda adet dönemlerinde yakınmalar artar. Geç dönem hastalarda özellikle ayak bileği iç tarafında şişme ve siyaha yakın renk değişikliği başlar. Bu alan kaşıntılıdır ve ayakkabı vurması gibi küçük kaza ile yara açılabilir. Bu yaralar tipik olarak geniş, ancak derin olmayan yaralardır. Dipleri canlı kırmızıdır. Tedavi çok güçtür. Açılan yaraların kapanması için uzun pansumanlar gereklidir ve tedavi hayat boyunca sürer.
Varisin dereceleri var mı?
Toplardamar hastalıklarının şiddeti günümüzde 0-6 arasında belirtilmektedir: Derece 0: Görülebilen toplardamar hastalığı yok. Derece 1: 1-3 mm çapında ince varisler. Derece 2: Çapı 4 mm üzerinde olan gerçek varisler. Derece 3: Bacakta şişlik Derece 4: Ciltte kahverengi-siyah değişiklikler. Derece 5: Cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara. Class 6: Açık yara olması.
Varis tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmeyen varislerde enfeksiyon riski vardır. Varis kanın göllendiği alandır ve kan mikroplar için ele çok iyi bir beslenme ve çoğalma ortamıdır. Enfeksiyon gelişirse bu alanda kızarıklık, bölgesel ısı artışı, hassasiyet ve şişlik oluşur. Tedavi öncelikle antibiyotikler ile enfeksiyonun kontrolüdür.
Varis tanısında kullanılan radyolojik yöntemler:
Günümüzde en sık kullanılan yöntem doppler ultrasondur. Bu yöntem ile gözle görülemeyen derin toplardamarlar incelenebilmekte, kapak yetersizliği değerlendirilmektedir. Varis tedavisi öncesi altta yatan tüm sorunları anlayabilmek için doppler ultrason gittikçe daha sık kullanılmaktadır. Bu yöntem ağrısızdır. İğne kullanılmamaktadır. Pahalı bir inceleme değildir.
Tedavisi nasıl yapılıyor?
Yakınması az olan hastalar veya cerrahi riski yüksek olan hastalara varis çorabı önerilir. Ayrıca varisten korunmak içinde kullanılmaları uygundur. Varislerin yerleşimine göre dizaltı, dizüstü veya külotlu varis çorapları önerilmektedir. Ancak hastalar en kolay dizaltı varis çoraplarını kullanabilmektedir. Hafif, orta, yüksek ve çok yüksek basınç uygulayan varis çorapları mevcuttur. Korunma amacıyla hafif basınçlı çoraplar yeterlidir. Ancak varisleri ve şişliği olan hastalar daha yüksek basınçlı çorapları giymelidir.
Varis çoraplarını mı kastediyorsunuz?
Varis çorabı pek çok kişi tarafından yanlış kullanılıyor. Varis çorabı hastanın toplardamarlarının en boş olduğu aşamada giyilmelidir. Hasta yatağa yatmalı ve bacağını 5-10 dakika yukarı kaldırmalıdır. Ardından varis çorabını giymelidir. Gün içinde ayakta kaldığı süre içinde varis çorabı ile dolaşmalıdır. Gece yatarken çorabın giyilmesi gerekli değildir.
Tedavi seçenekleri neler?
Varis tedavisinde 2 ayrı sorun birlikte giderilmelidir. Dıştan görülebilen varisler tedavi edilmeli, ancak belki bundan daha önemli olan altta yatan ve toplardamar içindeki basıncın artmasına yol açan sorunun giderilmesidir. Böylece hastanın görüntü sorunu giderildiği gibi ağrı ve bacakta şişme yakınmaları düzelecektir. Hastaların temel kuşkusu olan varislerin tekrarlama olasılığı en aza indirilecektir.
Skleroterapi yani iğne tedavisi nasıl yapılıyor?
Bacaktaki varislerin içine çok ince iğneler ile bir madde verilerek toplardamarın tıkanmasıdır. Orta ve büyük çaplı damarlarda başarı şansı düşük olduğu için önerilmiyor. Çapı 1-3 mm civarında olan varislerde kullanılabilir. Uygulanan yerin çapı arttıkça yöntemin başarısı azalmaktadır. Köpükle yapılan skleroterapi son zamanlarda bazı Avrupa ülkelerinde uygulanmaya başlanmıştır. Bu girişim muayenehane veya poliklinik koşullarında yapılmaktadır. Her seansta belli bir alan yapılmakta ve belirli aralıklarla hasta çağırılarak tedavi bitirilmektedir. Hasta tedaviden sonra yürüyerek evine gidebilir, araba kullanabilir. Girişim sonrası 3-5 gün arasında varis çorabı giyilmesi önerilir. Başarı oranı yüksektir. Yan etkiler nadir olsa da görülebilir. Alerjik reaksiyon nadirdir. Verilen ilacın damar dışına sızması renk değişikliğine yol açabilir. Tedavi sonrası bu bölgede oluşan morluklar ve şişlikler geçicidir.
Lazerle varis tedavisi nasıl oluyor?
Günümüzde tüm dünyada en popüler tedavi, büyük varislerin içten la/er ile kapatılmasıdır. Bu girişim eskiden 'cerrahi tedavi şart' denilen hastalarda simdi rahatlıkla kullanılıyor. Öncelikle bir iğne ile damarın içine girilmektedir. Ardından doppler ultrason denen bir cihaz kılavuzluğunda öncü tel damarda uygun yere yerleştirilir. Ardından lazer ışığını damar duvarına verecek olan ince tüp damar içinde ilerletilmektedir. Son olarak lazer kaynağı çalıştırılarak kontrollü olarak damarın içten tıkanması sağlanmaktadır. Bu yöntem önemli avantajlara sahiptir. Öncelikle lokal anestezi altında yapılabilmektedir. İşlem ortalama 30 dakika ya da 1 saat sürmekte, hasta 1-2 saat dinlendikten sonra yürüyerek evine gönderilmektedir. İşlem sonrası hareketlerinde herhangi bir kısıtlama gerekmemektedir. Başarı oranı yüzde 98 civarındadır. Bu yöntem varis yakınması olan kişilerin üzde 70'ine uygulanabilir. Başarı için iyi hasta seçimi çok önemlidir. Komplikasyonları nadirdir. Kişilerin yüzde 20'sinde bacakta geçici morluk oluşabilir. Yöntemin önemli dezavantajı maliyettir. Gerekli lazer tüpleri tek kullanımlık olup her biri 400 dolar civarındadır. Bu teknoloji ülkemizde uygulanmaktadır.
Bu işlemi yapacak başka yöntem var mı?
Lazere benzer şekilde damarın içten kapatılmasını sağlayan diğer bir yöntem ses dalgalarının kullanılmasıdır. Bu girişimin uygulanması lazer ile aynıdır. Tek fark lazer enerjisi yerine ses dalgaları kullanılarak tıkanma sağlanmasıdır. Bu yöntem de lokal anestezi altında yapılmakta ve hasta girişim sonrası evine gönderilmektedir.
Bu kadar seçenek var. Yine de cerrahi müdahaleye gerek duyuluyor mu? Burada amaç dıştan görülen varislerin çıkartılmasının yanı sıra toplardamarların içinde yüksek basınca yol açan ve daima kasık bölgesindeki kapakçıkların yol açtığı yetersizliğin giderilmesidir. Bu yetersizlik giderilmezse hastaların yakınmaları süregelecek ve varisler kısa zamanda tekrarlayacaktır. Hastaların ameliyat öncesinde doppler ultrason ile incelenmesi bu nedenle çok önemlidir. Eskiden ayak bileğinden kasığa kadar tüm toplardamar bir tel yardımı ile soyulmakta idi. Bu girişim artık son derece nadiren kullanılmaktadır. Çünkü diz altındaki ana yüzeysel toplardamarın kendisinde varis gelişme olasılığı azdır. Bu damar ileride yapılabilecek kalpte bir by-pass operasyonu için gereklidir ve olabildiğince korunmalıdır. İdeal tedavi lazer veya ses dalgası enerjisi kullanarak kasık-diz arasındaki sorunu gidermek ve kalan yan dal varislerini bölgesel olarak çıkartmaktadır.
Yara izleri ne büyüklükte oluyor?
Hastada kapak yetersizliği yoksa tek gerekli olan genişlemiş varis yumaklarını üzerlerine yapılan küçük cilt kesileri ile çıkartmaktır. Bunlar cildin doğal çizgilerine paralel olarak yapılan 2-3 milimetre uzunlukta kesilerdir ve çoğu zaman dikiş gerektirmeden iyileşmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrası iz kalmaz. Girişim yan dal varislerin çokluğuna ve hastanın isteğine bağlı olarak genel anestezi veya lokal anestezi altında yapılabilir. Hasta genelde hastanede kalmaz. Aynı gün ayağa kalkıp evine gidebilir. 3-4 gün dinlenme örenilir. Yatak istirahati gerekmemektedir. 1-2 hafta varis çorabı giymesi tavsiye edilir.
Varis ilaçla tedavi edilebilir mi?
Hayır, internet sitelerinde satılan ilaçların hiçbirinin etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Ancak varislerin yol açtığı ağrı, şişlik gibi yakınmaları gideren ilaçlar ülkemizde de mevcuttur..
Hamilelerde varis tedavisi yapılır mı? Hayır. Hamileler varis çorabı giymeli ve doğumu beklemelidir. Doğumu izleyen birkaç ay içinde varislerin yüzde 60- 70'i kaybolur. Kalanlar tedavi edilebilir.
|