Sayfa: [1] 2   Aşşağı İn :)
Gönderen Konu: Kız Tarafı, Erkek Tarafı.  (Okunma Sayısı 29333 Defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte.
Scarlett.
Acemi Üye
**


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17



Üyelik Bilgileri
« : 07 Aralık 2012, 23:32:37 »

HİKAYEME HOŞ GELDİİİN!  Utangaç

Hikaye tamamen bana aittir umarım bir hırsızlık vakasıyla karşılaşmam Gülümseme
Şimdiden teşekkürler İşte bayanlar baylaaar Tanıtım böölümümüzz Gülümseme




Erkekler her zaman tek bir kızı gerçekten severler. Anneleri hariç. Diğerleri sadece hayatlarının bir kısmında gönüllerini eğlendirdikleri malzemelerdir. Gerçekten sevdikleri insanı bulmak için hiç uğraşmazlar. Akılları fikirleri erkekliklerine çalışır. Bir kızı elde etmek için yapılacak her yola başvurabilirler. Her role kolayca adapte olabilirler. Gerektiğinde romantik, gerektiğinde ise tam bir umursamaz olurlar. Ama işte o doğru kız geldiğinde karşılarına elleri ayakları tutmaz, her şey de sadece o vardır. Görüntüsüyle değil, haliyle, tavrıyla, konuşmasıyla sevmiştir o kızı. Onu tavlamak değildir niyeti. Kalbindeki o harika yerde kendine de bir yer bulmaktır sadece. Ama öyle kolay mıdır bir kızın kalbinde muhteşem bir yer edinmek? Gönüllerinin hiç beklemediği bir anda kor ateşlerde bulmaları normal midir?....


"Kızlar her zaman gönüllerini kaptırdıkları kişinin hayatlarının aşkı olduklarını söylerler. her ayrılışlarında ise kendilerini savunmak için "kadar değilmiş" yalanına başvururlar. Oysaki onlarında hayatlarında sadece ve sadece gerçekten sevebilecekleri bir kişi olmuştur. Ve çoğu kız o bir kişiyi bulamadan yanlış kişiye hayatlarını adamışlardır. Çünkü kızlar hep korkan taraf olmuştur. Evet korkan taraf. Her zaman içlerinde beni bırakırsa korkusuyla yaşar kızlar. Ama birazcık cesaretle her kız doğru erkeğin kim olduğunu bulabilir. Sadece kalbinin kuş gibi uçması gerekmez doğru kişi olduğunu anlamak için. Birde görüş ve fikirlerin uyması gerekir ki bu en zor şeydir bir kız için. Çünkü görüş ve fikirler uymuşsa bazen karşı taraf bizi KANKASI yerine koyabilir. Biz kızlar mucizeye inanmalı mıyız? gerçekten o yakışıklı prensimiz dışarılarda bir yerde olabilir mi?..."
Logged

[ortala]
[/ortala]
Kadın Temsilcisi
KadıncaForum
*****

Offline

Mesajlar: 27222

View Profile
Re: Kız Tarafı, Erkek Tarafı.
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:56:39 »

 
      uyari
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kız Tarafı, Erkek Tarafı. oyunlari, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. programi, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. oyunu indir, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. program yükle, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. download, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. istenmeyen tüyler, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. resimleri, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. haber, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. yükle, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. lazer epilasyon, Kız Tarafı, Erkek Tarafı. msn eklentisi, sarki sözleri
Karaelmas
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 2201



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #1 : 08 Aralık 2012, 13:01:24 »

GERÇEKTEN GÜZEL BİR KONU VE DÜŞENCE Gülümseme TEŞEKKÜRLER DAHA UZUN OLSA OKURDUM YİNE
Logged
Scarlett.
Acemi Üye
**


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #2 : 15 Aralık 2012, 00:25:03 »

O zaman birinci bölüm senin için gelsin tatlım Gülümseme iyi okumalarr!

Bölüm1



“Yaz tatili” iki sihirli kelime. Ama içinde barındırdıkları iki kelimeden fazlaydı Özgür için. Çapkınlık, güzel kızlar, deniz, sahil, kum ve tekrar güzel kızlar… Bavuluna son bir t-shirt attıktan sonra hızlıca kapadı. Anıl’ın sabırsız sesi geliyordu aşağıdan.
“Abi nerede kaldın ya!” diye bağırıyordu. Anıl koyu kahve gözleri ve yine aynı renk saçları ile sempatik bir çocuktu. Boyu 1.80 ve vücudu da kaslı denecek kadar üçgendi. Özgür’ün Anıl’ı kendisine yakın bulmasının nedeni yanında Anıl varken kendini rahat hissetmesiydi. Hiç olmadığı ağabey gibi hissediyordu kendini. Anıl’da çok severdi Özgür’ü. Ne zaman başları sıkışsa birbirlerinden başka kimse gelmezdi akıllarına.
“Geldim, geldim.” Diyerek tek bir hamlede bavulunu kapının girişine bıraktı. Geniş omuzlu Anıl’dan birkaç santim uzundu. Yemyeşil gözleri insanlar üzerinde çok fazla etki bırakıyordu. Ve tabiî ki Özgür bunu biliyor ve kullanıyordu. Bavulları arabaya yerleştirip son hızla hava alanına sürdü Anıl. İkisi de hayatlarının dönemecinde olduğunu bilmeden bindiler uçağa.
Onların hazırlandığı sırada işlerin yoğunluğundan bıkmış bir kız çareyi en yakın arkadaşının yazlığına gitmekte buldu. Farklı yerin havası belki ona iyi gelirdi. Yarın ilk uçakla gideceğim diyip yine erteledi kafasındaki tatili. Oysaki o da bilmiyordu yarının ona ne getireceğini. O kendini İstanbul un iş çıkışı her zaman olduğu yoğun trafiğe bırakırken bizimkiler uçuş için hazırdı.
“Kahretsin!” dedi son kez çantasını kontrol eden Anıl.
“ne oldu?” diye sordu Özgür meraklı bakışlarla Anıl’ın ettiği küfürleri dinliyordu.
“Hah tamam burada.” Diyerek anahtarlarını salladı. Bir an Antalya’da tuttukları evin anahtarını evde bıraktığını düşünüp endişelenmişti. Derin bir nefes alıp çantasında kitabını çıkarttı. Özgür gözlerini devirip kulaklıklarını geçirip kulağına gözlerini yumdu ve 1 saat sonra varacakları Antalya’yı düşündü. Ve Tatilini…
**

Ecrin telefonunu bir türlü bulamıyordu. Ve bu durum giderek canını sıkıyordu. Bir çantanın içerisinde olduğu bilinen bir telefonu bulmak bu kadar zor muydu? Evet çalıyordu. Ama o ufacık alanda nerede olduğunu bulmak zordu. Karşı tarafın sabırlı biri olmasını umarak telefonunu aramaya devam etti. En sonunda telefonunu bulduğunda kimin aradığına bakmadan hemen açtı.
“Ecriiiiinnn! İki saattir arıyorum neden açmıyorsun?” dedi çok çok uzaklardan tanıdığı bir ses.
“Çantamdan bulmak o kadar kolay olmuyor maalesef. Hani çanta çanta değil çin pazarı mübarek!Hayırdır Ceylin hanım siz beni arar mıydınız?” dedi Ecrin tek nefeste bütün aklındakileri sıralamıştı.
“İşlerim çok yoğun kuzum o yüzden pek vakit bulup da telefonla laklak yapamıyorum.” Diye kendini savunmaya geçen Ceylin’i hemen susturdu Ecrin,
“Bu kadar iş yeter Ceylin. Tamam anladık işinde süper değil süpper olmak istiyorsun ama bu işler böyle yürümez sana da yazık be güzellik.” Derken gayet samimiydi Ecrin. Bir yandan telefonla konuşuyor bir yandan da buluşma yerine gelmek üzereydi.
“İşte bende tam onun için aradım tatlım.” Diyerek konuya lapinleme atladı Ceylin. Ecrin şimdi iş için buluşacağı restoranın önüne gelmişti bir an durdu ve arkadaşını dinlemeye başladı.
“Ben sana geliyorum.” Dedi birden Ceylin. Ceylin ve Ecrin her zaman çok yakın olmuşlardı. Aslına bakılırsa mazilerinde tanışmalarına neden olan tek bir insan vardı. Oda, ikisinde zamanında deliler gibi aşık oldukları Hakan. Ama Hakan ikisinin de kalpleri ve gururlarıyla oynayıp ortada bırakmıştı bu yüreği güzel iki insanı. Ve iyiki de bırakmış diyorlardı bazı konuşmalarında. Çünkü Hakan sayesinde harika bir dostlukları olmuştu. Ne kadar birbirlerinden uzak olsalar da gizli arkadaşlık antenlerinin varlığına inanıyorlardı.
“Sana kapım her zaman açık tatlım. Mümkün olduğu kadar erken gel bende bu hafta sonu tatile çıkıyorum zaten.” Diyerek Ceylin’i cevapladı.
“Tamam ozaman hafta sonu geliyorum. Şöyle üniversite yıllarındaki gibi eğlenelim beraber.” Dedi Ceylin. Ecrin Ceylin’in canının bir şeye sıkkın olduğunu anlamıştı ama bu şeyler telefonla konuşulmazdı.
“Tamam bekliyorum tatlım.” Diyerek kapadı telefonu Ecrin ve yine o karman çorman çantasının içine atıverdi telefonu, tekrar çaldığında bulamayacağı bir köşesine…
Ceylin derin bir nefes alıp istifasını vermek üzere yöneticisinin odasını tıkladı.
Her şey hallolduktan sonra, yani istifa ettikten sonra kendini alışverişe verdi Ceylin. Kendini mutlu hissetmek için yapıyordu bunu. Ve her kadında yarattığı gibi alışveriş Ceylinde de bir rahatlama hissi bırakıyordu. Küçük ama bir o kadar sıcak evine girip poşetlerini odasının bir kenarına fırlattığı gibi kendini de yatağına fırlatıp uyudu.

Ecrin ise zorlu dakikalar geçirmişti. Müşteri zorlu çıkmış ve o yapmayı hiç sevmediği kadınlığını kullanmak zorunda kalmıştı. Biraz cilve biraz işve ile tav olan adam kontratı imzalamış ve özel telefon numarasını Ecrine verip restorandan ayrılmıştı. Bu gibi zamanlarda Ecrin genelde patronuna küfürler savururdu. İşte tam sırasıydı tekrar patronuna bir küfür savurdu ve menüdeki en pahalı şeyi sipariş etti. Ne de olsa şirketin kredi kartıyla ödeyecekti. Ve bu duruma düşmesine neden olan adama ceza olsun diye birde çok pahalı bir şarap açtırmıştı. Gecenin ilerleyen saatlerinde ne olacağını bilmeden önüne gelen yemeği yemeye koyuldu.
***

Ogün öğle saatlerinde yola çıkan iki arkadaş, akşamüzeri kalacakları yere vardılar. Bavullarını bir kenara fırlatıp her sene gittikleri restorana gittiler. İçkilerini ısmarlayıp önce masayı bir güzel mezelerle donattılar. Kadehleri birbirine çarparken Özgür;
“Dostluğumuza, eğlenmemize ve bu yaz bulacağımız çıtırlara!” diye bağırdı. Bir bardak giderken diğer bardak geldi. Anıl uzun zamandır bu kadar çok içmediği için çarpılmışa dönmüştü. Özgür’ünse gözleri fıldır fıldır etrafı gözlüyordu.
Farkında olmadığı şey iki arka masalarında oturan Ecrin’di. İki arkadaş kadehlerini çarpıştırırken Özgürün laflarını sinirle dinlemiş ve iki oğlanı göz hapsine almıştı. Bugün mutlaka bir şey yapacak ve sinirini bir yerden çıkaracaktı. Ve kurbanları tam 2 masa önünde oturuyordu. Masadan kalkıp gömleğinin üstten bir düğmesini açtı Ecrin. Zaten belirgin olan göğüsleri şimdi gözler önüne serilmişti.
“Hadi bakalım bay ‘bu yaz bulacağımız çıtırlara’ ilk çıtırınız yolda.” Diye mırıldanarak erkeklerin masalarına doğru ilerledi. Ecrini ilk fark eden Anıl oldu. Kahverengi saçları dalga dalga omuzlarına iniyordu. Gözleri ise çikolata kahvesiydi. Gözlerini biraz daha aşağıya indirdiğinde bir kadına en çok yakışan göğüslerin ne kadar şekilli ve düzgün olduğunu düşündü. Ecrin karşısındaki erkeğin üzerinde bıraktığı etkiden memnun bir şekilde diğer çocuğa döndü.
“Merhaba.” Diyerek onunda dikkatini çekti. Zaten Özgür’ün de ilk baktığı yer kızımızın göğüsleri olmuştu.
“Merhaba tatlım.” Dedi gözlerini iki dağdan ayırmadan ve devam etti.
“Bize katılmak ister misin?” dedi. Şimdi kırmızı dudaklara bakıyordu. Ama o dudaklarda muzipçe bir gülümseme oluşmuştu.
“Hayır tatlım.” Dedi Ecrin dudaklarını bükerek. Masadaki suyu alıp Özgür’ün başından aşağıya döktü.
“Antalya’ya hoş geldin tatlım. Çıtırlar konusunda başarılar.” Diyerek salına salına oturduğu masadan çantasını alıp çıktı. Siniri geçmişti , şimdi rahat bir uyku uyuyabilirdi.
Ama erkeklerde şok geçmiş sayılmazdı. Özgür hala ağzı açık kızın arkasından bakakalmıştı. Anıl ise kızın cesaretine hayran kalmıştı. İlk geceleri bekledikleri gibi geçmemişti. Ama özgür yatağa yatmadan hemen önce kendi kendine,
“Yarın her şey daha güzel olacak!” dedi. Sonra gözlerini kapayıp uykunun emin kollarına bıraktı kendini. Oysaki yarının ona getireceği yüreğindeki muhteşem acı olacaktı, aşk olacaktı.
Logged
kezban62
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 11424



Üyelik Bilgileri WWW
« Yanıtla #3 : 15 Aralık 2012, 19:31:10 »

Gayet Güzel Bence Devamını Bekleriz Gülümseme
Logged
Scarlett.
Acemi Üye
**


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #4 : 16 Aralık 2012, 16:26:25 »

Devamı gelecek merak etmeyiinn Gülümseme
Logged
M£LİK£:))
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 691

Avatar Yok


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #5 : 16 Aralık 2012, 21:39:10 »

Oha çok güzel ya çoook merak ettim devamını kitap yazsana sen:D
Logged
Karaelmas
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 2201



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #6 : 17 Aralık 2012, 17:07:36 »

Bekliyoruz Peynir
Logged
M£LİK£:))
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 691

Avatar Yok


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #7 : 18 Aralık 2012, 21:21:40 »

Hadi Ama Gülümseme
Logged
Scarlett.
Acemi Üye
**


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #8 : 22 Aralık 2012, 10:42:22 »

O zaman buyurun kızlar 2. bölüm
Bölüm 2 –Sarhoş


Sabahın 7’sinde kalkmaya alışkındı Ceylin. Bu yüzden de uçak biletini olabildiğince erken saate almıştı. Dün geceden hazırladığı bavulları kapının kenarında duruyordu. Yatağında gerinerek kalktı. Güneş ışınları ayaklarına dokunuyordu. Sarı saçlarını savururken bir yandan da  yaptığı şeyi düşündü. İstifa etmekteki asıl amacı işten sıkılması değildi. Beraber çalıştıkları Cenk ile bir dönem sevgililerdi ve 2 buçuk ay önce ayrılmışlardı. Ve tabiî ki de bu ayrılık bir profesyonel çalışan-yani Ceylin- için işlerinden sonra gelmeliydi. Fakat Cenk’in ne zaman bir sevgilisi oldu işte o zaman çalışmaları bir kabusa dönüşmüştü. Düşüncelerden hızlıca sıyrılıp banyoya attı kendini.
Saat 8 e doğru evden çıkmaya hazırdı son kez evdeki pirizleri, doğal gazı ve elektriği kontrol ettikten sonra bir taksi çağırdı.

Ecrin ise son iş gününde o çok beğendiği lacivert, siyah çizgileri olan bir elbise giymişti. Anahtarı kapıcıları Ahmet Ağabey’e bırakırken en yakın arkadaşının geleceğini söylemişti.  Ahmet Bey hemen hatırlamıştı Ecrin’in en yakın arkadaşını.  Bu ikiliye buralarda az göz kulak olmamıştı. Samimi bir gülümsemeyle hayırlı işler diledi Ecrin’e. Ecrin arabasına atlayıp iş yerine geldiğinde başındaki ağrı çekilmez olmuştu. İlk işi bir kahve almak oldu. Herkese günaydın diyerek odasına geçti. Günün ne getireceğine merak ediyordu. Aslında merak ettiği patronu Gökhan bey’in faturayı görünce vereceği tepkiydi. Sinsice gülümseyip dünden kalma işlerinin başına döndü.
Ceylin uçağa kıl payı yetişmişti. İstanbul’un trafiğine tekrar bir küfür etti. Hızlıca yerine oturup önüne gelen saçlarını geriye attı. Yanında oturan yakışıklıyı fark etmemişti. Aslında fark etmediği tek şey yanındaki yakışıklı değildi. Uçağa bindiğinde bütün gözler ona dönmüştü. Bunu Ceylin’e anlatmak imkânsızdı. Çünkü Ceyllin güzel olmasına rağmen güzelliğini hiçbir zaman fark etmeyen kızlardandı. Şansa bak diyerek yanındaki yakışıklıya samimi bir şekilde gülümsedi ve çantasından şiir kitabını çıkarıp okumaya başladı. Her kelimede her satırda bir anlamlar çıkartmaya çalışıyordu. En sevdiği şeydi şiirlerden anlamlar çıkarmak. Neredeyse 15 dakika boyunca şiire adepte olmaya çalışsa da üzerindeki izlenme hissi bir türlü gitmiyordu. En sonunda kafasını kaldırıp yanındaki tatlı çocuğa baktı.
“Evet?” dedi gülümseyerek.
“Şey.. merhaba Ben Can.” Dedi çocuk elini uzatarak. Ceylin şaşırmıştı. Doğrusu gittiği veya girdiği çoğu ortamda gözler genelde üzerinde olurdu fakat daha önce herhangi bir övgü ,güzel söz olmadan söze başlamazdı erkekler. Çocuğu biraz süzdü. Temiz yüzlü bir çocuktu. Kendinden küçük olma ihtimali bile vardı. Gözleri kısık bir şekilde
“Ben de Ceylin.” Dedi. Can’ın kalpten gidecek gibi görünmesine bir anlam veremedi.
“Demek şiirlerden hoşlanıyorsunuz.” Dedi Can. Ceylin hala anlayamıyordu çocuğun amacını. Tek kaşını kaldırarak,
“Evet. Siz?” diye sordu.
“Aslında başkalarının şiirlerini okumayı sevmem yazan taraf olmak daha çekici gelmiştir bana.” Dedi çocuk. İşte şimdi Ceylin’in gözleri açılmıştı. Koyu bir sohbete başladılar.Ceylin, Can’ın özel bir şiir dergisinde her gün bir şiir paylaştığını öğrendi. Yakın zamanda da bir şiir kitabı çıkaracağını. Yolculuğu bu içten çocukla çok eğlenceli bir sohbetle harika geçmişti. Antalya’ya indiklerinde Can Ceylin’e kartını verdi.
“Umarım bu verimli konuşmayı tekrarlayabiliriz.” Dedi sempatik gülümsemesiyle sağ yanağındaki gamzesini ortaya çıkararak.
“Umarım.” Dedi Ceylin de. Ve onu Ecrin’in evine götürecek taksiye atladı değişik duygularla.

Ecrin işini erken bitirip patronuna çıktığını söylemek üzere odasına yollandı. Kapıyı tıklayıp girin sesini duyduktan sonra omuzlarını dikleştirip Gökhan bey’in odasına girdi.
“Efendim. Benim işim bitti size son dosyaları verip çıkıyorum.” Dedi gayet resmi bir dille.
“Gel Ecrin, otur şöyle.” Dedi Gökhan bey. Ecrin kıvıra kıvıra ilerledi ve oturdu.
“Faturaları inceliyordum da dünkü yemeğin faturasına gözüm takıldı.” Dedi Gökhan bey gözü Ecrinin surarından bacaklarına kaydı. Sonra öksürüp devam etti.
“Söyler misin acaba, bu kadar pahalı bir yemeği neden ısmarladın?” dedi Ecrin’in çikolata kahvesi gözlerine bakarak.
“Şey efendim… Siz müşterimize gayet iyi davran demiştiniz. Adam sanırım biraz aç gözlü çıktı menüdeki en pahalı yiyeceği sipariş etti.” Dedi mahcup görünerek ve devam etti,
“Eğer bu kadar önemliyse maaşımdan kesebilirsiniz.” Dedi gözleri dolu dolu. Biliyordu ki şu an ki bakışı tam tamına ‘yavru köpek bakışı’ ydı. İçinden kahkahalar atsada gözlerini patronundan ayırmamıştı.
“Pekala, o halde sorun yok.” Dedi Gökhan Bey içten içe o bacaklara imrenerek bakarak. Parmağındaki yüzüğü çevirdi birkaç kere ve,
“Gidebilirsin.” Dedi kafasını sallayarak. Ecrin arkasını dönünce sinsice gülümsedi. Artık tatil zamanıydı. Herkes ona imrenerek iyi tatiller dilerken tabiri caizse ağzı kulaklarındaydı. Arabasına atlayıp son hızla evine sürdü.

Ogün saat 10 a doğru uyanan Anıl, Özgür’ün odasına baktı. Hala uyuduğunu görünce mayosunu altına geçirip bir boy yüzmek ve dönüşte de gazete almak için çıktı dışarı. Denizin o soğukluğu iyi gelmişti Anıl’a hızlıca denizden çıktı gazeteleri ve birde ekmeği alıp evin yolunu tuttu.  Eve vardığında Özgür uyanmış duşunu almış bornozuyla balkonda oturmuş kahvesinden yudumluyordu.
“Oğlum deli misin sen? Bu halde böyle dışarı da mı oturulur. Kızların kalbine indireceksin.” Dedi gülümseyerek. Özgür ,
“Sen asıl kendine bak ıslak bir vücut altta mayo. Çok seksisin!” dedi çapkın bir gülümsemeyle.
“Hoop yavaş. Bu kaslar senin için değil.” Dedi kahkaha atarken. O sırada kaldıkları sitenin kapısı açıldı. Kısacık bir kot şort, askılı sarı bir t-shirt ve kahverengi sandaletlerle kendinden büyük bavulunu site kapısından içeri sokmaya çalışan Ceylin’e döndü gözleri.
“Ah lanet olsun!” diye söyleniyordu Ceylin. Ne diye bunun kadar büyük bir bavulla gelmişti ki? Oğlanlar kıza uzunca bir süre baktılar. Sonra bir yerlerden Ahmet bey çıkarak Ceylin’e yardım etti.
“Ah hoş geldin kızım. Ecrin hanım anahtarları bıraktı. Öğleden sonra gelecekmiş.” Dedi samimi bir gülümsemeyle Ahmet bey.
“Sağ ol Ahmet ağabey sende olmasan.” Dedi Ceylin en güzel gülümsemesiyle ve Ahmet ağabeyin yardımıyla Ecrin’in evinin önüne getirdiler bavulu.

“Oh Oh bak sen Allahın işine! Burası çıtır kaynıyor!” dedi Anıl Özgür’e doğru Özgür’se muzipçe sırıtarak,
“Bizim için kolay bir yeme benziyor. Sarışınlar aptal olurdu değil mi?” dedi ve Anıl’la beraber gülmeye başladılar. Ceylin eve girdiği gibi bavulunu bir kenara atıp buzdolabına koştu. Buz gibi bir bira aldı dolaptan ve klimayı açıp televizyonun karşısına oturdu.

Ecrin hızlıca önüne bakmadan siteden içeri girdi. Ve koca sesli birinin kahkahasıyla kafasını kaldırdı. Göz göze geldiği kişi kafasından aşağıya su boşalttığı şu salak çocuğun yanındaki çocuktu. Kendisini süzdüğünü görünce sessizce gülümseyip omzunu omzuna çarparak evinin yolunu tuttu.  Arkasına bakmasa da bir çift gözün kalçalarında gezindiğine emindi. Hızlıca evin zilini çaldı. Ceylin Ecrin’in boynuna atladı. Kapının girişinde bir güzel kucaklaştı iki arkadaş. Ecrin, Ceylin’i şöyle bir süzdü. Zayıflamıştı. Daha önce o kadar belirgin olmayan göğüsleri şimdi ilk göze çarpan yer oluyordu.
“Vay anasını sayın seyirciler. Ceylin hanım ne olmuş böyle!” diyerek beğenisini sundu arkadaşına.
“Asıl sen kendine bak Ecrin Hanım! Bu ne güzellik. Tenin şimdiden yanmış. Bana bak süt beyazıyım!” dedi  Ceylin arkadaşının omzuna koyduğu eliyle beraber onu içeriye sürükledi. Ceylin harika bir sofra hazırlamıştı ve tabiî ki de yemekler cabası.
“Oooo Ceylinciğim beni böyle lükse alıştırırsan yanarsın!” dedi Ecrin gülerek  bir yandan da bir parça patates atmıştı ağzına.
“Hopp bu sadece bir gecelik ” dedi ve beraber masaya oturdular.
“Bu gecenin şerefine senin için uzun zamandır sakladığım şarabımı açıyorum Ceylin Hanım! Kıymetimiz bilinsin.” Dedi ve yılların güzelleştiği şarabı kadehlere doldurdu. Bir yandan yemeklerini yiyip bir yandan sohbet ediyordu iki arkadaş. En son 2 ay önce ortak bir arkadaşlarının düğünü vardı Mersinde, o zaman görüşmüştü bu iki kanka. Yemekler bitti, bulaşıklar yıkandı. Bizim kızlar şarap şişesini ve kadehleri alıp sahile indiler. Sitenin sahilindeki şezlonglara oturup denizi izlediler bir süre. Sessizliği Ecrin bozdu.
“Ne oldu?” diye sordu Ceylin’e. Ceylin arkadaşının ondaki derdi hemen anladığını biliyordu. Kadehinin dibinde kalan son yudumu kafasına dikip anlatmaya başladı.
“Cenk. Tek sorun o. Ayrıldıktan sonra bir süre küs gibiydik. Birkaç hafta sonra eskisi gibi olduk tekrar. Aslında ben istemiyordum ama ne zaman yalnız bulsa beni bir köşede hep sıkıştırdı. Ve biliyorsun ki tenimin ona bir zaafı var. Dokunduğu her yer yanıyordu. Ayrıldıktan sonra 1 gece beraber olduk. Sonra sabahında uyandığımda yok olmuştu.” Dedi sonra dolan kadehi tekrar bir çırpıda dikti. Ecrin de onunla beraber dikti kafasına kadehini. Ve başıyla devam etmesini işaret etti.
“Sonraki gün işe gelmedi. Guruma yediremedim. Ne kadar da salaktım ki benimle bir daha olmasına izin vermiştim. Bir sonraki gün geldi. Hiçbir şey olmamış gibi tekrar konuşmaya başladı benimle. Yine maziye attım yaşadıklarımızı hiçbir şey demedim. Ama o günün akşamı çıkmadan önce duyduklarım beni bitirdi. Cenk telefonla konuşuyordu. Bir kız sesi geliyordu karşı taraftan 3 gündür nerede olduğunu soruyordu. Cenk çok yakın bir arkadaşımın düğünü vardı aşkım. Dedi karşı tarafa. O sırada elimde tuttuğum çantam yere düştü de onun sesiyle kendime geldim ve koşarak uzaklaştım oradan.” Kısa bir nefes alıp kapalı gözlerini araladı Ceylin gözyaşlarını hissetmeyecek kadar sarhoş olmuştu.  Kadehi tekrar dikti ve devam etti.
“Sonra o sinirle istifamı yazdım ve sonrası ilk uçakla Antalya ve sevdiğim insanın yanı!” dedi Ecrin’e sarılarak.
“Hepsinin erkekliklerini kökten kesmek lazım!” dedi sinirle. Akan göz yaşlarına rağmen gülümsetmişti bu söz Ceylin’i.

O sırada bizim iki oğlan çıtır avından dönüyorlardı. Aslında ellerinde bir şey yoktu ama iyi eğlenmişlerdi bu gece. Sahilden yürüye yürüye geliyorlardı. Sitenin önüne geldiklerinde kumun üzerinde kendinden geçmiş iki kız gördüler. Özgür’ün gözleri aç bir kurt gibi parlamıştı. Bu o sarışın kızdı. Anıl’ı dürttü o tarafa baksın diye. Anıl baktığı yerde sırtı kahveringi saçlı bir kız ve karşısında bu sabah gördükleri kızı görünce gülümsemesi suratında yayıldı. Erkekler yavaş yavaş yanlarına giderken Ecrin Ceylin’i teselli etmek için ayağa kalkmış telefonundan açtığı şarkıyla beraber dans ediyordu. Ve Ecrin arkasını dönünce bizim ikiliyi gördü ve kahkahayı bastı!
“Hahahah çıtır avına çıkmış bir çift erkek” dedi Ecrin bağırarak hala oynuyordu. Özgür bu deli kızı tanımıştı kafasından aşağıya su döken şu kız değil miydi bu? Evet oydu ama onun gözü şuan onu değil göz pınarlarından akan göz yaşının o güzel yanaklarında bıraktığı izleri görüyordu ve o anda Ceylin gözlerini Ecrinden çevirip kendisine bakmakta olan Özgüre baktı. Sessizce gülümseyip,
“Hahah çıtır ha?” diyerek özgür’ün yanına gitti dirseğini özgürün omzuna koyup muzipçe gülümseyerek fısıldadı,
“Sence ben çıtır mıyım?” dedi. Özgün tokat yemişe dönmüştü. Daha önce böyle bir güzellik gördü mü hatırlamıyordu. Kızın omzuna değen dirseği omzunu yakıyor ve kalbinin daha hızlı atmasına neden oluyordu. Ceylin cevap alamayınca. İki eliyle omuzlarından tutup önüne geçti Özgür’ün,
“Neden hepiniz aynısınız? Neden sadece bizi yatağa atmayı düşünüyorsunuz? Testosteronlarınıza biraz sahip çıksanıza!” dedi ve Özgürün yanağını sıkıp,
“Hoşça kal bay çıtır avcısı. Ben çıtır değilim ama sen çooook çıtırsın!” dedi sarhoşluğun etkisi ile Özgürün yanağından bir makas alırken.
Bu ikili arasında bu olaylar gerçekleşirken Anıl gözlerini Ecrinden bir saniye bile ayırmamıştı. Ecrin ise her an Özgür’e saldıracak bir panter gibi ikisi arasındaki konuşmayı izlemişti en son Ceylin Özgürün yanağını sıkıp arkasını dönünce tökezleyen arkadaşının koluna girmiş ve yavaşça evin yolunu tutmuşlardı.
Özgür bu iki kızın arkasından bakarken şezlonglardan birinin üzerine oturdu. Daha önce hiç böyle hissetmemişti. Kalbi delicesine atmıştı. Bu olabilir miydi? Özgür annesi dışında bir kıza değer verebilir miydi? Bunu dile getirmiş olacak ki Anıl’ın lafıyla ona döndü?
“Evet Özgür şuan bir kıza değer verdiğini gösterdin. Çünkü en kolay yatağa atılacak kızlardandı o. Sarhoştu ve senden ona iltifat etmeni bekledi.” Dedi. Özgür önündeki şişeyle oynuyordu. Kendisine itiraf etmeyecekti o sadece o anlık bir şaşkınlıktı yoksa tabi ki de o kızı yatağına atardı.
“Bir anlık boşluğuma geldi. Görürsün ilerleyen günlerde o kız benim koynuma girecek!” dedi yediremediği gururunu kalbinden önceye koyarak. Bilmediği tek şey kalbimizin her zaman akıl ve gururdan önce geldiğiydi…

Logged
M£LİK£:))
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 691

Avatar Yok


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #9 : 22 Aralık 2012, 19:55:24 »

Gülümseme Ouuuf yine çok meraklandım ama
Logged
Sayfa: [1] 2   Yukarı Çık :)
 
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Erkek Yeni
D - E - F
melek_03 0 2127 Son Mesaj 09 Mayıs 2010, 09:22:26
Gönderen : melek_03
Erkek Çocuk Yeni
Korku Odası
Mavi_Kiyamet 0 1995 Son Mesaj 11 Mayıs 2010, 22:48:44
Gönderen : Mavi_Kiyamet
Vazgeçilmeyen 10 Erkek Yeni
Kadınca
Mavi_Kiyamet 1 2822 Son Mesaj 19 Temmuz 2013, 22:54:43
Gönderen : evaist
Gerçek Erkek Yeni
Kadınca
Mavi_Kiyamet 0 2013 Son Mesaj 17 Mayıs 2010, 12:59:51
Gönderen : Mavi_Kiyamet
Facebook’un Karanlık Tarafı [infografik] Yeni
Network ve İnternet
-minel- 0 4535 Son Mesaj 06 Mayıs 2015, 10:18:11
Gönderen : -minel-