irem_ceren
Acemi Üye
 
Cinsiyet: 
Mesaj Sayýsý: 10
|
 |
« : 14 Nisan 2013, 18:23:29 » |
|
MERHABA ARKADAÞLAR YENÝ BÝR HÝKAYEYE BAÞLIYORUM.ELEÞTRÝLERÝNÝZÝ OLUMLU YADA OLUMSUZ FARKETMEZ BEKLÝYORUM ÞÝMDÝDEN OKUYAN TÜM DOSTLARA TEÞEKKÜRLER  : ÖMÜR BOYU BENÝMSÝN BÖLÜM 1
Üzerine doðru hýzla gelen atlýyý gördüðünde, kendini yandaki çalýlýklarýn arasýna atacak fýrsatý son anda buldu.Çalýlýlarýn arasýna yuvarlanýrken kýzýl bir ýþýltýyý fark etti. Atlý merak edip, dönüp bakmamýþtý bile.
Nal sesleri uzaklaþýrken ,genç adam yuvarlandýðý yerden doðruldu.Üzerindeki yapraklarý silkelerken bir yandan da söyleniyordu. -Lanet olsun! Lanet olasý dikkatsiz, acemi biniciler.Seni elime geçirdiðimde, o nallardaki çamuru yedirmezsem…
Tekrar yola çýktýðýnda, bir süre kýzgýnlýkla atlýnýn kaybolduðu yola doðru baktý.Tam ters yöne yola koyuldu.Yolun iki tarafýndaki aðaçlar o kadar büyümüþtü ki, gölgeleri hoþ bir serinlik veriyordu.
Terlemiþ ve kirlenmiþ olan genç adam sýkýntýyla boynundaki fularý çekiþtirip çözdü , cebine týkýþtýrdý.Elleri çalý dikenlerinden çizilmiþti , yanaðýndaki acýya bakýlýsa bir çizik de orada vardý.Þimdi Brendan’ýn dilinden çekeceði vardý. Alaylarý kulaklarýnda çýnlamaya baþlamýþtý bile. -Dostum, ormanda kaybolduðunu düþünürken, meðer sen vahþi kedilerle oynaþýyormuþsun. Ormana ava çýkarken, bir þekilde beni atlatacaðýný ve vahþi bir leydinin kollarýnda, beni atlattýðýna sinsice sýrýtacaðýný biliyordum.
Sözler kulaklarýnda çýnlarken, caný daha da sýkýldý.Ormanda atýnýn kendini sýrtýndan atmasý yetmezmiþ gibi ,lanet olasý at ardýna bile bakmadan dört nala uzaklaþmýþtý.Aslýnda zavallý hayvanýn suçu yoktu. Bütün suç çalýlarýn arasýndan çýkýp önlerine fýrlayan o aptal sincaptaydý. At ne yapsýn, her hayvan gibi ürküp onu sýrtýndan atmýþtý.En azýndan deneyimli bir sürücüydü de, yere düþerken kendini korumuþtu.Bir süre yerden kalkamama ve nefes alamama gibi sorunlarý saymazsa.
Ah! asýl aptallýk kendisindeydi.Ne zaman Brendan’In bir önerisinin sonu mutlu bitmiþti ki.Geçen yýl gittikleri o hafta sonu eðlencesinde, flört ettiði leydinin evli olduðu ortaya çýkýnca, az kalsýn düelloda hayatýný kaybediyordu hergele. Ya ondan sonraki sezonun tam ortasýnda bir kaçamak yaparken, kadýnýn kocasý tarafýndan enselenmesine ne demeli.Allah’tan düelloyu arkadaþý adýna üstlenince, adamýn gözü korkmuþ ve olay örtbas edilmiþti.Þimdide gönülsüzce geldiði bu küçük kasabada, hem attan düþmüþ,hem de o kadar yolu yürümek zorunda kalmýþtý. Bütün bunlar yetmezmiþ gibi, deli bir atlý tarafýndan neredeyse eziliyordu.
Öfkesi burnunda, siyah kaþlarý mavi gözleri üzerinde çatýlmýþ yürürken, kasabanýn ilk evleri göründü.Bir an önce serin bir yer bulmak ve soðuk bir þeyler içmek istiyordu. Gözüne kestirdiði ilk hana girdi.Ýçerisi loþ, izbe ve gürültülüydü.Günün bu saatine göre oldukça doluydu.Midesi yemek kokularýna tepki verince sabahtan bu yana bir þeyler yemediðini hatýrladý.Duvar dibindeki boþ bir masaya yöneldi. Genç adam masaya doðru yürürken, handaki sesler hafifledi. Herkes kapýdan giren bu uzun boylu ,ancak asilzadelerin giyebileceði kalitede kýyafetleri olan yakýþýklý adama bakýyordu.Genç adam umursamadan ,her zaman böyle ilgiye alýþýkmýþ gibi,yürüdü, masaya oturdu.
Onu gören sýska,karga burunlu ve aksayarak yürüyen hancý sýrýtarak yaklaþtý.Yaðlý bir müþteri olduðunu anlayan bir ifadeyle: -Buyurun Lordum ne alýrsýnýz? derken bir yandan da eðilip bükülüyor , ellerini ovuþturuyordu. Genç adam asabi bir sesle yemek ve soðuk içecek istedi.
Hancý: -Emredersiniz efendim,derhal diyerek, koþturabildiði kadar koþturdu.Bir yandan da, þiþman karýsýna ve kýkýrdayýp duran kýzýna emirler yaðdýrýyordu.
Handa gürültüler devam ederken kapý açýldý , içeriye yirmi sekiz yaþlarýnda, sarýþýn, uzun boylu, çok yakýþýklý bir adam girdi.Gözleriyle haný þöyle bir taradý.Bakýþlarý genç adamýn üstünde durunca, yakýþýklý yüzüne kocaman bir gülümseme yayýldý.Ona doðru yürürken bir taraftan da :
-Alex nerelerdesin Lordum, saatlerdir seni arýyorum, diye söyleniyordu.
Alex baþýný kaldýrdý ve kýzgýn bir suratla ona baktý.Ýki genç adam yan yana gelince aralarýndaki fark bariz olarak ortaya çýktý. Brendan ne kadar sarýþýnsa Alex o kadar esmerdi.Bronzlaþmýþ teni, kaslý ve uzun boyu, bir erkekte bulunamayacak kadar düzgün burnu, köþeli çenesi ve kadýnlarýn aklýný baþýndan alacak bir gülüþ sergileyen dudaklarýyla, sanki eski yunan tanrýlarýna model olmuþ gibiydi.Aslýnda daha çok savaþ tanrýsý Ares’e.
Brendan ise Alex’in sarýþýn haliydi.O da çok yakýþýklý ve düzgün bir fiziðe sahipti.Yalnýz kiþilik olarak tamamen zýt olan bu iki genç adam, geceyle gündüz gibiydiler.Alex ne kadar ciddi otoriter ve ketumsa, Brendan da o kadar dýþa dönük eðlenceli ve güler yüzlüydü.
Ýkisi de zengin bir lordun tek varisleriydi.Alex babasý ölünce dükalýk unvanýný almýþ, genç yaþta büyük bir servetin bütün sorumluluðunu üstlenmiþti.Babasýnýn cimriliði nedeniyle bakýmsýz kalmýþ tüm o malikaneler, araziler ve çiftlikler harabeye dönmüþtü.Bu görevi üstlendiðinden bu yana ,tüm zamanýný iþle uðraþarak geçiriyor , arazilerini ve bu arazide çalýþan kiracýlarýn yaþam koþullarýný düzeltmeye çalýþýyordu.Ayrýca malikanelerde çalýþan hizmetlilerin paralarýný alamama sebebiyle iþten çýkmalarý üzerine,birde yeni hizmetçi kahya ,seyis ve bahçývan ordusunu iþe almak için uðraþmýþtý.Üstelik bütün bu iþleri denetlemek zorundaydý ki, zaten bütün zamanýný alýyor oradan oraya koþturuyordu.
Brendan ise, babasýnýn býraktýðý mirasý akýllýca karar ve yönetimle ikiye katlamýþ, görünüþünün aksine zeki ve iyi bir iþ adamýydý.Her ne kadar asiller arasýnda çalýþmak, hele ticaretle uðraþmak küçültücü ve tiksindirici bulunsa da, bu iki genç adam çalýþarak rahatlýyorlardý.
Arada bir eðlence için Bredan’a uyan Alex,her seferinde bu son dese de Brendan ne yapýp ne ediyor,Alex’te onu kýramýyordu.Her zamanki gibi bu eðlencenin de suyu çýkmýþtý.Güya bu ormanlar ülkenin en iyi av bölgesiydi.Bütün asiller buraya avlanmaya geliyordu.Bir tane bile av bulamamalarýný bir yana býrak ,ortada ne asiller, ne atlar ne de düzgün kalýnacak bir han vardý.
Brendan sýrýtarak Alex’in karþýsýndaki sandalyeye oturdu.
-Ekselanslarý yüzünüzden düþen bin parça sizi kim kýzdýrdý?
-Burasýnýn çok iyi bir av bölgesi ve asiller tarafýndan çok revaçta olduðunu söyleyen münasebetsizin biri.
-Ama Ekselanslarý belki o da kandýrýlmýþtýr.
-Bu kandýrýlma, intikam almak isteyen bir leydinin komplosu sonucu olmasýn.
-Ama Alex bana haksýzlýk ediyorsun.Ayrýca Ýren’e ayrýlmak istediðimi söylediðimde burasý hakkýnda hiçbir þey söylemedi.Bu konu onunla aramýzda geçmedi bile.
-Peki bu fikir Ýrene’nin yakýn arkadaþý Christina tarafýndan sana söylenmiþ olabilir mi?
-Niye böyle bir þey yapsýn ki?
-Üç gün süren bir yolculuk yaptýk.Geldiðimiz yere bir bak.Tanrýnýn bile unuttuðu kalacak bir yeri olmayan ,olsa bile bitlenmekten kurtulamayacaðýmýz hanlarda ,avlanacak karga bile bulunmayan av bölgesinde ne kadar eðlenilir?
Bir düþün. Sen bu ayrýlýktan sonra, onbeþ gün Londra’dan ayrýlsan, ortadan kaybolsan, tüm o balolarý dolaþan Ýrene nasýl bir söylenti yayar?"Zavallý Lord Brendan, ona ayrýlmamýz gerektiðini söylediðimde öyle periþan oldu ki, sezonun tam ortasýnda Londra’dan ayrýldý."
Alex tek kaþýný kaldýrmýþ, dramatik tavýrla Ýrene’yi taklit eden bir sesle konuþurken, Brendan þaþkýn halde ona bakýyordu. Alex sözlerini bitirince bir an sessizlik oldu ve sonra Brendan bir kahkaha patlattý.Sarsýlarak ve karnýný tutarak öyle çok gülüyordu ki ,þaþkýnlýkla bakma sýrasý Alex’e geçmiþti.
Bir süre, sabýrla onun durulmasýný bekleyen Alex sonunda:
-Bu kadar eðlenceli olan nedir? Diye sordu.
Gülmekten gözleri yaþaran Brendan, zor da olsa sakinleþti ve:
-Sen Lordum. Þimdi bana sezonun ortasýnda Londra’dan uzaklaþtýrýldýðýmý söylüyorsun ya.
-Eeeee….
-Ben de bu sezon, o kýzlarýn yaþlý annelerinden ve kýkýrdayan, utangaç, zavallý kýzlarýndan nasýl yakayý kurtarýrým diye düþünüyorken…
Alex’in sözün tamamýný dinlemesine gerek yoktu. Birbirlerine baktýlar ve ikisi birden kahkahalarla gülmeye baþladýlar.
Bu sýrada hancý kocaman bir tepsi yemek ve içecekle masalarýna yaklaþtý. Tepsiyi masaya býraktýktan sonra:
-Lordum baþka bir isteðiniz var mý? Diye sordu.
Tepsideki yemeklere göz gezdiren Alex, arkadaþýna anlamlý bir bakýþ attýktan sonra, imalý bir þekilde:
-Hayýr yok.Daha ne olsun ki ,tam krallara layýk yemekler diye cevapladý
.Brendan’ýn sýrýttýðýný görünce kaþlarýndan birini kaldýrdý ve alayla:
-Buyrun Lordum.Sezonun tam ortasýndan kaçmanýzýn þerefine dedi .
Brendan’ýn kahkahalarý eþliðinde, aç olmasalar dönüp bakmayacaklarý yemekleri yerken, Alex baþýný kaldýrdý ve pencereden görünen sokaða baktý.Öðlenin tam bu vaktinde birkaç köylünün dýþýnda kasaba meydaný boþ sayýlýrdý.Sanki terk edilmiþ gibi.Ýnsan burada nasýl zamanýný geçirirdi? Kuruyup ölmesi yaþamaksa.
Tam o anda, meydandan kýzýl bir pýrýltý eþliðinde, rüzgar gibi geçen bir atlýyý görünce, masadan fýrladýðý gibi hanýn kapýsýna vardý.Kapýyý sertçe iterek yola atýldý ama, atlý iyice uzaklaþmýþtý.
Telaþla yanýna gelen Bredan:
-Ne oldu, sorun nedir?diye sordu.
Atlýnýn arkasýndan bir süre bakan Alex:
-Ýki saat önce ormandaki yolda bu aptal, neredeyse beni eziyordu.
-Kimmiþ?
-Bilmiyorum sadece siyah atý ve gözüme çarpan kýzýllýðý fark ettim.
Onlar konuþurken, hanýn önünde sandalyede pinekleyen ihtiyar, tek gözünü açarak mýrýldandý:
-Canýnýzý kurtardýðýnýza sevinin ,geri dönseydi þu anda ölü olabilirdiniz lordum.
Alex’le Brendan ayný anda þaþkýnlýkla geri dönüp baktýlar:
-Ne ne dedin sen? Diye sert bir sesle sordu Alex.
-Diyorum ki, o gördüðünüz vahþi yartýk Alyssa.Burada herkes ona Lanetli Aly der.
Ýhtiyarýn bu açýklamasý hiçte tatmin edici olmamýþtý.
-Þimdi sen bana, o eyersiz atýn üzerinde ki binicinin, bir kadýn olduðunu mu söylüyorsun?dedi Alex þaþkýnlýk ve kýzgýnlýkla.
-Evet lordum.
-Peki kim bu Lanetli Alyssa?
-Aman lordum merak etmeyin daha iyi.
Alex iyice kýzmaya baþlamýþtý sertçe:
-Sana kim olduðunu sordum be adam, soruya cevap ver.
Ýhtiyar gönülsüzce:
-Pekala, nasýl isterseniz, sonra laneti size de bulaþtýðýnda beni suçlamayýn.
Alyssa bizim kasabanýn ehm eeee anlarsýnýz iþte öyle bir kadýn var. Lorna. Onun kýzý. Bu kadýn on yedi yýl önce kucaðýnda bir bebekle buraya geldi ve kasabaya yerleþti.Sonra bu bebek büyüdü.Büyüdükçe güzelleþti.Bir defa gören, dönüp bir kere daha bakmaya can atýyordu.Ama annesinin gittiði yol dürüst bir yol deðildi. Anlýyor musunuz lordum?
Alyssa büyüdükçe, ana kýzýn arasýndaki sorunlar da büyüdü. On üç yaþýndaydý, annesi bunu evden kovdu.O günden sonra, ormanda bir kulübede yaþamaya baþladý.Asýl olaylar ondan sonra baþladý.Lorna’nýn evi yandý.Bir kaç defa ölümden kýl payý kurtuldu.Kim Alyssa’e takýþsa sonunda mutlaka ya ölüm ya yaralanma vardýr.Bu nedenle ondan uzak durun lordum.
Alex ve Brendan bir süre Alyssa’in gittiði yöne baktýlar.Alex diþlerini sýkarak söylendi:
-Kadýn olmakla elimden kurtulacaðýný sanýyorsa ,yanýlýyor.dedi,Aklýna bir þey gelmiþ gibi pis pis sýrýttý.
-O vahþi kediyi elime geçirdiðimde, iyi bir ders vereceðim ve asla unutamayacak. Böylece kasabanýn üzerindeki lanette kalkacak.
Sonra dönüp peþinde ki Brendan’la hana girdi.
|