Lisa Kleypas - Yalnızlar Adası
Mark karşısındaki koltuğu göstererek, "Otur lütfen," dedi.
Maggie başını salladı ve etrafına bakındı. "Seni rahatsız etmek istemem."
"Rahatsız olmam."
"Teşekkürler ama seninle şu uçak olayını yaşamak istemiyorum."
Mark'ın koyu renk kaşları kalkmıştı. "Uçak olayı mı?"
"Evet uçakta bir yabancının yanında oturduğumda, yanımdaki kişiye, en yakınlarıma bile söyleyemeyeceğim sırlarımı anlatırım.
Bundan da hiç pişman olmam gerekmez, çünkü o kişiyi bir daha asla görmem."
"Uçakta değiliz."
"Yine de bir ulaşım aracındayız."
Mark Nolan gözlerindeki neşeyi saklamadan bakıyordu. "Gemi yolculuğu o kadar uzun sürmez. Kendin hakkında ne kadar şey anlatabilirsin ki?"
"Tüm hayat hikayemi."
"Senin en büyük derdin ne?"
"Müşteri hizmetlerini aramak ve hiçbir müşteri temsilcisi ile konuşamamak."
"Ben de garsonların verdiğin siparişi yazmak yerine ezberlemeye çalışmalarından nefret ederim. Çünkü çoğu zaman siparişi
yanlış getirirler.Doğru bile getirseler, yemek masaya gelene kadar ben strese girerim."
İnsanların cep telefonları ile yüksek sesle konuşmalarından nefret ederim."
"Kelime oyunu yapmıyorum, cümlesinden nefret ederim."
"Ben de bazen kullanırım."
"Kullanma, beni delirtir."
Mark viskisini aldı ve kalanını kafasına dikti. "İnsanlarla tanışmayla ilgili teorim şöyle," dedi, "ilk karşılaşmada asla iyi bir izlenim
vermemek gerekiyor. Çünkü ilk karşılaşmadan sonra her şey kötüye gider. Her zaman, verdiğin o ilk izlenime uygun yaşamak zorunda
kalırsın ve bu gerçek bile değildir."
"İlk seferinde iyi bir izlenim vermezsen, ikinci şansın olmayabilir."
"Maaşı olan bekar bir erkeğim," dedi Mark, "her zaman ikinci bir şansım olur."
Maggie garson gittikten sonra "Beni sarhoş etmeye mi çalışıyorsun?" diye sordu ve Mark'a şüpheli şüpheli bakmaya başladı.
"Evet, seni sarhoş edip çılgın bir feribot yolculuğuna çıkarmayı planlıyorum."
"Holly," dedi Maggie, "Renfield yalamayı bitirdiğinde, kapağı çöpe at. Onu tekrar sos kabına takma."
"Tamam ama arkadaşım Christian, köpeklerin ağzının insanlarınkinden daha temiz olduğunu söyledi."
"Mark dayına sor bakalım," dedi Sam, "Maggie'yi mi yoksa Renfield'ı mı öpmeyi tercih edermiş acaba?"
Sam, Alex'in arkasından baktı ve alayla "Nereye gitse yanında eğlence, güneş ışığı ve huzur götürüyor adeta!" dedi.
"Adam boşanıyor," dedi Maggie, "böyle bir dönemden geçiyor olması normal."
İki kardeş bunu çok komik bulmuşa benziyorlardı. "Tatlım," dedi Mark. "Alex iki yaşından beri böyle bir dönemde."