-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #20 : 16 Nisan 2015, 08:04:50 » |
|
Kendime inanmam ve tekrar yazmaya başlamam biraz zaman aldı ama yaptım.
Geçen sene Mari' nin dükkanında çalışarak akşamları
ve öğle yemeği arasında yazmak, beni çok mutlu etmişti.
" Kendini sıkışıp kalmış hissettiğinde bir şeyleri değiştiren gerekir. " demişti Richart.
" Hayat açılmamaya direnen bir kilit gibidir. Şifreyi biraz değiştirirsen kilidi açarsın. "
|
|
|
|
Kadın Temsilcisi
|
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.
Anahtar Kelimeler: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım oyunlari, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım programi, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım oyunu indir, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım program yükle, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım download, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım istenmeyen tüyler, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım resimleri, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım haber, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım yükle,
En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım lazer epilasyon, En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım msn eklentisi, sarki sözleri
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #22 : 19 Nisan 2015, 16:01:55 » |
|
Kaderin volta atmaya başladı. "Sen gelmemeliydin, Regin."
"İhtiyacın olan iki şey vardı." Regin büyük bir kar kütlesinin üzerine oturdu.
"Bunların eski Rus ordusuyla bağlantı ve Rusça konuşmam olduğunu sanıyorum..."
"Ah, hadi ama! Hiçbir şey bilmediğini çoktan öğrendim. Sence 'Nasılsın?' sorusunun Rusçası Dostoyevski mi?"
Kaderin ileri geri yürürken Regin gözlerim kırpıştırarak ona bakıyordu.
"Sen nasıl söylersin o halde?"
"Bil-mi-yo-rum."
"O zaman Dostoyevski olmadığım nasıl biliyorsun? Hayır. Ciddiyim."
Regin, büyük bir ihtimalle orada bunu yapan ilk kişi olarak sakızım şişirdi ama balon soğuktan donunca onu yeniden eski haline
getirmek için dişleriyle düzenli bir şekilde çiğnemeye geri döndü.
"Obi-Wan, tek umudun benim."
----------------
"Ayrıca, en son ne zaman vücudunun bir parçasım kaybettin?"
Regin ciddiyetle bakışlarım ona doğru kaldırdı.
"Evermore Battle'da bir parmağımı kaybettim."
"Ah." Kaderin kaşlarım çatta, sonra da haykırdı.
"EvermoreBattle bir savaş değil, bir Led Zeppelin şarkısı!"
"Evet. Ama bizim hakkımızda yazılmadı mı?"
-------------------
"Onlara ne bilimcisi olduğumuzu söyledin ki?"
"Kuzey Dakota Üniversitesi'nden gelen buz bilimcileri olduğumuzu ve uydunun yakalandığı büyük bir çatlağı incelemeye
geldiğimizi söyledim. Buzula hemen müdahale etmek zorunda olduğumuzu söylemenin ironik olduğunu düşündüm."
"Dakotalı buzul bilimciler, öyle mi?"
"Eğer o çocuklar biri disko kar çizmeleri giyen iki seksi doğaüstü Valkyrie bilimci olduğumuza inanmak isterlerse nasıl karşı
gelebilirdim ki?" Regin sakızım şişirerek motorun devrini yükseltti.
"Haydi, bilim başlasın."
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #23 : 11 Mayıs 2015, 18:19:05 » |
|
Bestelenmemiş bir şiir Söylenmemiş bir şarkıydım , Ahengi olmayan bir söz , geçmişten kalma bir dansçı... Ama şimdi sen varsın... Hayatım boyunca, Hayatımın yazı , kışı , ilkbaharı ve güzü boyunca, Tek hatırlayacağım Seninle yaşadıklarımdır...
|
|
|
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #27 : 01 Haziran 2015, 09:32:47 » |
|
Aynanın karşısında kendine bakmaktan sıkılarak geriye çekildi. Zaten yapacak fazla bir şey yoktu keza artık aynaya bile sığmıyordu.
Kocaman bir göbek, futbol topu gibi memeler, hava yastığı gibi kalçalar, kabak gibi bacaklar, içinde lokmasını unutmuş gibi yanaklar
ve içeride daima muslukları açık unutulmuş gözler...
-----------
Ben birkaç saate gelirim ...” diye kapıya yanaştı. Ver birden bir şey düşünmüş olacak ki, eli kapının tokmağındayken
kadına tekrar dönüp, mahzunca baktı. Veda ederek,
"Ya da hakkını helal et, birkaç saate sen beni kara zindanlarda ziyaret edersin belli .Küçük donlarım olmuyor, valize büyükleri koyarsın, elbise istemem,
Arda’nın üç, beş tişörtünden koy yeter ..." derken ıslanan burnunu çekti.
Kadın ellerini göğe kaldırarak “ Fesuphanallah!
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #28 : 02 Haziran 2015, 17:15:28 » |
|
G: ‘’Mutluluk nasıl bir şey?’’
E: ‘’Limanın üzerinden doğan güneş gibi. Sıcak bir günde yenen bir dondurma, sokağın aşağısından gelen dalga sesleri,
köpeğimin kanepede yanıma kıvrılıvermesi gibi. Ya da akşam yürüyüşleri, muhteşem filmler, gök gürültülü fırtınalar;
güzel bir peynirli hamburger gibi. Cuma günleri, cumartesi günleri, hatta çarşambalar gibi. Parmaklarını suya değdirmek,
pijama altları, parmak arası terlikler, yüzmek, bir şiir ya da e-postalarda gülen suratlar olmaması gibi...
Peki ya senin için mutluluk nasıl bir şey?’’
--------------------
Graham' ı her şeyi riske atmaya değer kılan şey ile diğer kızları dergilerdeki resimlere hayran hayran baktıran şey birbirinden çok farklıydı.
Olay bundan daha basitti .Bu gece onunla oturup bayat cips yemekten mutlu olmasıydı sebep .Sırf istedi diye ona koca
bir şehir çizmiş olmasıydı.İşleri şakaya vuruşu ve gözgöze geldiklerinde gözlerinin ardında uyanan o histi sebep.
Ona yolladığı yüzlerce e- posta ,değerli bir para birimi gibi birbirlerine takdim ettikleri o sözcükler...
Her şeyi riske atmaya dğer şey bunlardı...
-------------------
‘’Sana yarın e-posta atsam nasıl olur?’’
‘’Bilmem ki. İnternette gezinip kendime mektup arkadaşları edinmek pek âdetim değildir aslında...’’
‘’Ama?’’
‘’Ama vedalar konusunda da pek iyi sayılmam.’’
" Tamam o halde.Hoşçakal yerine sadece merhaba diyeceğim o zaman."
" Bu daha iyi oldu .Ben de şöyle diyorum o halde. İyi sabahlar ! "
" Ama daha sabah olmadı ki ..."
" Maine 'de oldu. "
" Ah doğru.O zaman : N'aber kovboy ! "
" Pek vahşi batılı gördüm sizi.Selamlar efendim ! "
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #29 : 08 Haziran 2015, 13:09:45 » |
|
“Eğer dilinden dökülen kelimelerin anlamını yüreğinle hissettiremiyorsan, söylediklerinin hiçbir önemi yoktur.”
-----------
“Bence, ölüm dışındaki en büyük dert aşktır. Aklın başka şeylerle meşgul olmak istese bile, kalbin ona izin
vermez. Düşünmeye başlarsın ya da eyleme geçersin ama sonra bir bakarsın ki aklında yine onun gülüşü, onun sesi var.
Sen, daha ne olduğunu, ne zaman karar verdiğini bile anlamadan, dönüp dolaşıp kendini onun yanında bulursun.”
|
|
|
|
|