Candace Camp - Asi ve Güzel
Mary ve kız kardeşleri Amerika'da doğup büyümüşlerdir ama anne ve babaları İngilizdir. Zamanında büyükbabaları anne-babalarının
evlenmesine izin vermediği için evlenip Amerika'ya kaçmışlardır. Anne ve babaları ölen kızlar annelerinin ölmeden önceki
isteğine uyarak kont olan büyükbabalarına ulaşmak için yola koyulurlar. Ancak yeni bir ülkeye uyum sağlamaları sandıkları
kadar kolay olmayacaktır.
Bu kitap yeni bir serinin ilk kitabı ve ben kitabı beğendim. Kitapta karakter bolluğu vardı; Mary ve kız kardeşleri,
teyzeler, kuzenler, arkadaşlar derken bayağı karakter vardı. Bence bu durum kitapta olumlu bir etki yapmıştı çünkü
böylece kitapta hiç sıkıcılık kalmamıştı, sürekli bir olay, sürekli yeni karakterler derken bir an bile sıkılmadım.
Ben yazarın önceki serisini de sevmiştim ama seri genelinde bir şeyden yakınmıştım o da; kitapta sadece kadın karakterin
duygularına yer verilmesi, erkeğin duygularının yansıtılmamasıydı. Böyle olunca da kitapta eksiklik hissediyordum.
Ama bu kitap öyle değildi. Yine Mary'nin duyguları daha çok yansıtılmıştı ama Royce'un duygu ve düşünceleri de kitapta vardı.
Acaba bu adam ne düşünüyor demedim yani yazar onun da duygularını yeterince yansıtmıştı.
Onun dışında daha önce tarihi aşk romanı okumayanlar bu kitapla başlayabilirler çünkü kitapta kızlar Amerika'dan geldiği
için İngiliz sosyetesiyle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar. Kitapta bu kurallar kızlara öğretilirken bize de dönemin sosyal
yaşamı hakkında bilgi yüklemesi yapılmış oluyor.
Ben kitabı sevdim, tavsiye ederim. Puanım 8/10.
Cathy Maxwell - Hayaller Gerçek Olunca
Ben yazarı zaten seviyorum ve bu kitabını da ne zamandır bekliyordum neyse ki hayal kırıklığına uğramadım ve çok beğendim.
Eden bir iş nedeniyle (o işin ne olduğunu söylemeyeyim sürprizi kaçar
) bir gemi yolculuğu yapacaktır. Bir gece
denizde fırtına çıkar, Eden da bunun kaçmak için büyük bir fırsat olarak görür ve bir sandala atlayarak kaçar.
Daha sonra sandalı karaa vurur ve onu bulan kişi ise Penhollow kontu Pierce'dır.
Kitap böyle başlıyor ama Eden'ın geçmişi bir türlü peşlerini bırakmıyor. Kitapta fazla bir olay olmasa da ikilinin
arasındaki iletişim, kasaba halkının çöpçatanlık girişimleri, akıcı bir anlatımın olması bana kitabı sevdirdi.
Herkese tavsiye ederim. Puanım 8/10.
"Erkeğin evi onun kalesidir lafı da tamamen yalan! Bir erkeğin kendi evinde kontrol edebildiği tek yer tuvalet.
Bunun sebebi de tuvaletin karısından ve onun ardı arkası kesilmeyen taleplerinden saklanabileceği tek yer olması."
Anne Mallory - Ruhunu Aşka Teslim Et
Bu yazarın ilk kitabını kötü yorumlardan dolayı okumadım, 2. sine başlayıp çevirisini beğenmeyip bırakmıştım.
Böyle bir başlangıçtan sonra neden bu kitaba başladım ben de bilmiyorum ama kesin olarak anladım ki bu yazar
bana hitap etmiyor.
Yazarın en büyük sorunu kitabın akıcı olmaması. Kitap bir türlü ilerlemiyor yani. Ben de sonunu zor getirdim zaten
atlaya atlaya finale geldim.
Bir de kadın karakter Phoebe ile ilgili çelişkiler var. Phoebe hem babasının işlerini yürütecek, işleri
organize edebilecek kadar zeki ama bariz gerçekleri de göremeyecek kadar saf. Açıkçası iki özellik
aynı bünyede pek iyi durmamış, karakter inandırıcılıktan uzaklaşmış bence.
Kitabı pek tavsiye etmiyorum. Puanım 4/10.
Lauren Blakely - Gecenin sonu
Bu kitapla ilgili söyleyebileceğim pek birşey yok. Bu tarz kitapların bütün klişeleri vardı, ekstra bir iyi
yönü yoktu. Karaterler, olaylar sıradandı. Kitabın sonu kötü bitti ama finalinde bile 2. kitap için
meraklandıracak bir aksiyon olmadı. Okunsa da okunmasa da olur dediğim kitaplardandı. Puanım 5/10.
Colleen Hoover - Çirkin Aşk
Bu yazar hakkında çok fazla olumlu yorum okumuştum ama şimdiye kadar bir kitabını elime almadım. Bunun sebebi hem kitaplarının
dram barındırdığını öğrenmem hem de kitap karakterlerinin lise çağında olmasıydı. Ama bu kitap hakkında çok güzel şeyler
duyunca bir başlayayım dedim ve kitabı çok beğendim.
Yazarın anlatımını, kurgusunu beğendim. En çok beğendiğim şeyse başka bir yazar yazsa kızacağım şeyleri Colleen Hoover
bana kabullendirdi. Mesela başka bir kitapta Tate ve Miles'ı okusaydım onları sevmeyebilirdim. Miles'ın sürekli
Tate' i kırması, terslemesi özellikle bir sahnede ona başka bir kadının adıyla seslenmesi bende Miles'ı boğma
isteği uyandırdı. Tate'in ise her şeyin iyiye gideceği umuduyla olanları kabullenmesi benim sevmediğim davranışlardan
biriydi. Ama yazar karakterleri, onların davranışlarının arkasındaki nedenleri öyle güzel anlatıyor ve hissettiriyor ki
çok uzun süre kızgın kalamıyorsunuz. Ve şunu söyleyeyim kitapta Miles'a kızgın olsam da finalinde kendini bana
affettirmeyi başardı
Karakterler arasında da en çok Tate'i sevdim. Kitap onun ağzından anlatıldığı için mi bilmiyorum onun duygularını
çok daha içselleştirdim.
Kitaptaki dram konusuna gelirsem de daha önceki yorumlarda az buçuk bir şeyleri öğrenmiştim, kitabı okurken de bazı
şeyleri anladım o yüzden bana pek sürpriz olmadı ama yine de okurken duygulandım.
Ve son olarak kitabın finalini çok beğendiğimi söyleyeceğim. Bazı çok beğendiğim kitaplarda finali yetersiz buluyorum,
birkaç sayfa daha yazılsaydı diyorum ama bu kitabın finali bence çok güzel yazılmıştı ne eksik ne fazla.
Kitabı herkese tavsiye ederim. Puanım 8/10.