Sayfa: [1]   Aşşağı İn :)
Gönderen Konu: Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar...  (Okunma Sayısı 4765 Defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte.
Mavi_Kiyamet
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6687



Üyelik Bilgileri
« : 13 Mayıs 2010, 03:42:31 »

Tarih boyunca hep Osmanlı imparatorluğunu iyi tanıdık.ancak madalyonun öbür yüzü de var...

KAYNAKLAR,BELGELER:
okuyacağınız bütün metinler aşagıdaki kaynaklardan alınmıştır.
1) Reşat Ekrem Koçu, OsmanlıPadişahları S. 270

2) Alponse deLamartine, OsmanlıTarihi C. 2. S. 593.

3) Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl s. 193

4) Reşat Ekrem Koçu, OsmanlıPadişahları s. 184

5) Alponse de Lamartine, Osmanlı Tarihi C. 1. S. 364.

6) Pr. Dr. Ahmet Mumcu. Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl. S. 196

7) Pr. Dr. Ahmet Mumcu. Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl. S. 192

Şeklimi Koyarım. Alponse deLamartine, OsmanlıTarihi S. 1. S. 451

9) Pr. Ahmet Mumcu, a.g.e. S. 197

10) Alponse de Lamartine. a.g.e c.2.S.553

11) Reşat Ekrem Koçu. a.g.e. S. 175-176

aşagıda okuyacagınız yazılar yukardaki kitaplardan alıntıdır...

1-Osmanlı İşkenceleri:

1- osmanlı döneminde idam edilecek adamın yanı başında bir sac hazırlanır ve bu sac allttan verilen ateşle iyice kızdırılır...kafası kesilen adamın kafasını kestikten hemen sonra bu saca bastırılır...sıcaktan dolayı kan beyinde 2 saniye kadar dolaşacağı için adama yerde duran cansız bedeni son defa gösterilir...

2- suçlunun derisini yüzüp denize atılır...(acıyı tahmin edin artık)

3- suçlu güneşin altına ellerinden bağlı bi şekilde yatırılır...suçlunun saçları kazınıp kafasına deve derisi geçirilir...deve derisi güneşte küçülüp suçlunun kafasına yapışır ve adamın bütün derisi yukarıya dogru çekilir..

4- suçlunun sığabileceği bir çukur kazılır ve suçluya tıkabasa yemek yedirilir...dışkısını da o çukura yapmak zorunda kalan adam bir süre sonra dışkılarının bedenini çürütmesiyle ölür...

2-Yavuz Selim'in tahta çıkışı
24 Nisan 1512: Yavuz Sultan Selim Han, 9. Osmanlı
İmparatoru olarak tahta geçti.
Yavuz Selim 10 Ekim 1470 günü doğdu.
Babası 8.Osmanlı Sultani 2. Bayezid, annesi
Dul kadir oğulları Beyliğinden Gülbahar Hatun'dur.
Yavuz 3 kardeşten en küçüğü olmasana rağmen atik davranarak
Ağabeyleri Korkut ve Ahmet’i, çocukları ile birlikte öldürerek onların cesetlerine basarak tahta çaktı.
'Çok sert ve korkusuz olduğu için kendisine Yavuz denir.

3-Osmanlı katliamları
Osmanlı tarihini iyi bilmek geçmişten ders çıkarıp gelecek için çıkarsama yapmak açısından önemlidir. Osmanlı tarihi ile ilgili çok sayıda yazılmış eser var. Belkide başka bir konuda bu kadar yoktur. Ama buna karşın ısrarlı bir bilgisizlik her toplumsal kesimde devam etmektedir. Tabi bilgisizliğin hakim olduğu bir konuda bazı kesimler terim yerinde ise adeta istedikleri gibi at oynatmaktadırlar.” “Ak’ı “kara”, “kara”yı “ak” olarak anlatabilmektedirler. Örneğin, Osmanlı İmparatorluğu’nun “hoşgörüsünü” bugün bile bir çok yönetime örnek göstermektedirler. Örnek alınması gereken bir yönetim biçimi olarak savunmaktadırlar. Hatta bugünkü bir çok sorunumuzun kaynağının “Osmanlı” gibi yönetilmediğimizden kaynaklandığını yazıp söylemektedirler. O halde bizde bu yazıda projektörlerimizi birazcık “Osmanlı” üstüne çevirelim.

Bu konuda ilk tanığımız Osmanlı tarihi uzmanlarımızdan Reşat Ekrem Koçu anlatıyor.
…Hacı İbrahim Ağa, sonra hazine kethudasını çağırdı. Ayak divanına vardı, babüssade önüne tahtı çıkar!.. Dedi.” tahta çıkınca kızlarağası Ali Ağa da hasodabaşı ile beraber Şehzade Süleyman’ın Saray’da şimsirlik denilen yerde mahpus olduğu odaya gitti.

Şehzade gelenlerin idamına geldiklerini sanarak çok korktu, çıkmadı. Kızlarağası: –Benim şevkatli padişahım, korkmayın, vallah, billah zarar kasdine gelmedim. Cümle vüzera, ulema ve ocaklı kulların sizi padişah yaptılar. Tahta çıktı sizi beklerler der ama Şehzade Süleyman buna inanmaz. O, kendisini idam için alacaklarını ve rahat gitmesi için yalan söylediklerini sanar ve gelenlere, -Eğer izalemiz emir olundu ise şöyle iki rekat namaz kılayım. Sonra emri yerine getirin der, ve ekler Çocukluğuğdanberi kırkyıldır hapis çekerim. Her gün ölmeden ise bir gün ölmek yeğdir!.. Bir can için ne bu çektiğimiz korku!.., diyerek ağlamaya başlar. Gerçekten tahta oturup padişah olacağına değil. Öldürüleceğini sanarak ağlıyor. Ardından kızlarağası söylediklerinin inandırıcı olduğunu göstermek için padişahın ayağını öperek, Haşa, size bir kasd yok, taht kurulmuş cümle kulların sizi bekler der.

Aynı odada tutuklu bulunan Şehzade Süleyman’ın küçük kardeşi Sultan Ahmet’de, buyurun korkmayın der. Tam kırk yıldır hapishanede ölümü bekleyen Şehzade Süleyman’ın üstü başıda sefildir. SadeceŞehzadeliğine dair sırtında kırmızı atlas entari, ayağında tombak vardır. Kızlarağası kendi erkan kürklerinden menenvi çuhaya kaplı bir samur kürkü getirip entari üstüne giydirip. Koltuğuna girerek tazim ile safa köşküne çıkarır. Havuz boşunda tahta oturur. Tahta oturunca, Silahtar Ağa ile Hasodalılar tarafından yeni padişah karşılanır. Safa Köşkünden arz odasına giderken karanlık bir yer olan arsanhaneden geçerler. Orada; –Beni buradan öldüreceksiniz? der. Henüz padişah olacağına inanmamıştır. Kızlarağası; –Behey efendim, niçin böyle buyurursunuz, haşa ki, izaleniz emir olunmuş ola. Tahta oturmaya gidersiniz. İşte Kapuağası da kapu oğlanları ile istikbalinize gelmişler! deyip inandırmaya çalışır.”

Osmanlı’da Şehzadeler yani Padişahların oğulları ister Saray’da normal hayatını yaşasın isterse Saray’da hücrede yaşasın. Onlar tahttaki padişah için patansiyel olarak sürgit bir tehdit oluşturuyordu. Bu nedenle padişah rahat uyumak için ailedeki tüm erkekleri yani kardeşleri ve oğulları zaptı-rapt altında tutması gerekiyordu. Bununda yolu; ya imparatorluğun uzak eyaletlerine şehzade olarak göndermek yada yanıbaşında zindanda güvenlik içinde korumaktan geçiyor.

Bu yaşam biçimi bir çok şehzade’nin akli dengesini bozmuştur. Deli İbrahim bunlardan biri idi.

Bakın bu gel-gitlerdeSultan Mustafa’nın durumunu Osmanlı tarihçisi, Lamartin(2) nasıl yazıyor” “Dengesiz Padişah yine cariyeleri, annesi ve sütannesi ile sarayın kuytu bir dairesine kapatıldı. Bir kaç gün içinde tahta çıkıp indirildiğini bile anlayacak kadar zekası yoktu. Bütün olaylar sürerken gerek vezirlerin gelip elini öpmesini, gerek kapatıldığı dairenin demir parmaklıklarını aynı ilgisizlikle gülümseyerek izliyordu.”

Taht kavgaları Fatih Sultan Mehmet dönemine dek rakipler yeri ve zamanı gelince gelenek gereğince bir oldu bitti ile hallediliyordu. Bu gelenek siyasi tarihimize siyasetle iktidar için oynayanların 2 gömleği vardır. Bunlardan biri bayramlıktır diğeri ise idamlıktır. Tahta oturulursa bayramlık gömlek giyilir. Taht kaybedilirse, idamlık gömlek giyilir.

Fatih Sultan Mehmet’ten sonra taht için potansiyel tehlike oluşturan kişiler artık Fatih Kanunnamesi(3) gereğince; “Ve her kimseye evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşlarını nizamı-alem için katletmek münasiptir. Elsen ulema dahi tevciv etmiştir, anında amil olarak” Kanunen öldürülebiliyor.

1617 yılında Osmanlı Tahtı’na padişah olarak 2 kez oturan ve toplam 1,5 yıl padişahlık yapan 1. Mustafa için ise Reşat Ekrem şöyle yazıyor.”(4) “… yirmi beş yaşındaki birinciMustafa erken bunamış delikanlı bir deliydi. Kaybettiği yalnız akli dengesi değildi. ****ste iken zaman zaman yanına konan kızların hepsi ondan bakire olarak çıkmışlardı. Dimağında hatıra ve bilgi adına hiç bir nakış yoktu. Adını bile güç hatırlıyordu. Yakışıklı bir vücut yapısına ve dilber bir yüze sahipti. Buğday Denizli koyu kumral saçlı ve sakallıydı. Kalabalıktan ve sesten ürküyordu… Hiç konuşmuyordu. Ağzından ender olarak; “gel-git. Al-ver, ekmek-su” gibi iki heceli emirler çıkıyordu. Yüzü donmuş bir taş gibiydi. Hüzün, elem, ıstırap, zevk, haz çizgileri yoktu.”

1. Mustafa’yı da taht kavgası bu hale getirmiş. Tarihimizde Deli İbrahim diye geçen Sultan İbrahim; 1640-1648 yılları arasında Osmanlı Tahtı’na oturmuş 8 yıl 6 ay padişahlık yapmıştır. Hareminde 500’ü aşkın cariyesi olan Sultan İbrahim, çok şevdiği Ermeni Cariyesine tımar olarak Şam Eyaletinin gelinini vermiş. Bu duruma çok kızan Kösem Sultan Ermeni Haseki’yi Saray’da verdiği bir eğlencede Haremağalarına boğdurup Padişah’a da; çok fazla yemekten dolayı çatladığını söyler.

Deli İbrahim ayrıca; kendine eğlendirerek soytarılık yapan Ahmet adındaki bir çingeneyi yeniçeri ağalığına, Rum Musluoğlu’nu kendini iyi eğlendirdi diye, kaptanı deryalığa, haremindeki yedi kadını haseki sultan mertebesine çıkarır. Cariyelerinin gideri bir eyaletin geliri ile zor karşılanıyor.

Bakın Yavuz Sultan Selim Taht Kavgası’nda kuzenlerini nasıl etkisiz hale getiriyor” “ellerinde yay kirişleri bulunan beş çavuş padişahın işareti üzerine çocukları öldürmek için içeri girdi. Cellatları gören çocuklar dehşete kapıldılar. Fakat soylu davranarak zaaf göstermediler. Yalnız dokuz yaşındaolan en küçükleri cellatların ayaklarına kapanarak gözyaşları içinde yaşamının bağışlanmasını padişahın hizmetinde basit bir kişi gibi çılışacağını söyledi. O da ötekiler gibi Sultan Selim’in gözü önünde boğuldu.”

Düşünebiliyor musunuz? Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Tahta çıkarken saltanatı uğruna aile çevresinde kendisine rakip olacak tüm erkekleri öldürtüyor. Bu öldürmelerin başında; babası 2. Beyazıt’a söz verdiği halde sözünü tutmayarak yaptığı kardeş katliamıdır.

“İlk önce daha önce ölmüş bulunan kardeşleri Şehinşah, Alemşah veMahmut’un oğulları olan Mehmet, Musa, Emin, Orhan ve Osman’ı boğdurttu. (1513) Sonra büyük ağabeyi Korkut’un saltanat isteği olup olmadığını kontrol etti. Bu isteğin varlığını hissettiği an onu da katlettirdi. (1512) Ahmet’e yaptığı Yenişehir savaşını kazandıktan sonra O’nu da boğdurttu. (1513)(6)

Bu geleneği kanunlaştıran İstanbul’un Fatihi Fatih Sultan Mehmet’in sicilinde ise; “Fatih tahta çıkar çıkmaz kundakta bir çocuk olan kardeşi Ahmet’i derhal boğdurarak” diye yazar.(7)

Taht için kardeşini, oğlunu, babasını ve ailedeki tüm erkek çocukları katleden Yavuz S. Selim’in yaptığı toplumsal katliamlarını örneğin OsmanlıTahtı için Safevi Türkmen devleti Şahı’nı destekliyorlar diye Alevi Türkmenleri neden öldürüldüğünü anlamakta güçlük çekilmemelidir. Osmanlı Tahtı için bunlar yapılabiliyordu.

İnsanlık tarihinde daha doğrusu canlılar aleminde her soy devamının sürmesini ister. Bu insanlık tarihi için de hayvanlar tarihinde de böyledir. İnsanlar tarih boyunca kendi soylarının çocukları kanalı ile sürdürmeğe çalışırlar. Ve onları ellerindeki en iyi olanaklarla yetiştirmeye çalışırlar. Bu durum hayvanlar alemi içinde böyledir. Gerek memeliler gerek yumurta ile üreyen canlılar yavrularını binbir özenle yetiştirmeye çalışırlar. İnsanlar gelecekte kendi yerleri için çocuklarını hazırlarlar. Bunu büyük bir önemle ve zevkle kendi varlık nedenleri olarak gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

Ama Osmanlı Padişahları için bu insanlık kuralı geçerli, değil. Onlar kendi tahtaları için kendi çocuklarını bile tehlikeli görüyor ve derhal en acımasız yöntemlerle bunları katlediyorlar. Kanuni Sultan Süleyman; devri saltanatı için oğlunu bile öldüren ne ilk Osmanlı Padişah nede son Osmanlı Padişahı’dır. Bırakalım insanlık alemini hayvanlar aleminde bile hiç görülmeyen bu özellik acaba nasıl oluşmuş.

Osmanlı Tarihi’nde bazılarının, “İki Cihan Padişahı” dediği Kanuni Sultan Süleyman bakın oğlunu hem öldürtüyor. Hem de bizzat seyrediyor. Cellatlar kendine yalan söylemesin diye.

“…otağın ikinci bölümüne geçti. Babasının kollarını açarak kendisini karşılayacağını beklerken donuk bir sessizlikle karşılaştı. Divan bölümüne geçmekte duraksadı. Birden divan bölümünü ayıran perde açıldı ve babası yerine sarayda idamları yerine getiren yedi dilsizin uğursuz yüzleriyle karşılaştı. Genç Şehzadenin üzerine atılan cellatlar genellikle bu işler için kullandıkları yay kirişini boynuna geçirdiler. Suçsuzluğu, hayreti, umudunun kırılması cezanın verdiği dehşet gençliğinin gücü ile birleşince ŞEHZADEMUSTAFA boynuna geçirilen kirişi koparttı. Cellatların kollarından kurtuldu. Ayaklarına yapışan dilsizleri çavuşların bulunduğu bölüme kadar sürükledi.

Bir yandan babasını öte yandan Padişah’ın çadırının çevresinde toplanmış olan yeniçerileri yardıma çağırıyordu. Askerler tarafından duyulacak olan Şehzade Mustafa’nın sesi idam olayını birden tahta çağırma olayına dönüştürebilirdi. Bu ölüm kalım mücadelesinin o zamana kadar sessiz tanığı olan Kanuni Sultan Süleyman; arkasına gizlendiği perdeyi araladı.Dilsizlere bir göz atarak başarısızlıklarının ölümle cezalandıracağını belirtmek istedi. İnsafsız bakışlı babasını gören Mustafa, bir an kendisini savunmayı unuttu. İşte o anda boğularak cellatların ayaklarının altına cansız düştü ve perde babasının arkasından kapandı.”(Şeklimi Koyarım.

Bu satırları nasıl okuduğumu nasıl yazdığımı anlatamam. Bu olay insan hatta hayvan organizmasına aykırı bir olay. Böyle bir davranışın yeri herhalde tedavi merkezleridir. Ama maalesef Osmanlı Tarihi’nde en uzun Padişahlık dönemi olmuş bir padişah bunu yapıyor. Yani, öz oğlunu Tahtı için dilsiz cellatlara katlediyor. Ve bazı insanlık bu Padişah’tan insanlığa yararlı şeyler yapacağını bekliyor. Sanırım bazı şeyleri anlatmakta söz, kelimeler, yazı yetersiz kalıyor. Osmanlı Tarihi’ndeki bu kişiliğe bugün bazı kişiler kalkıp “övgü” diziyorsa insanlık damarımızın hayli tahrip edildiğini adeta gen değişimi yaşandığını düşünüyorum.

Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra Osmanlı Tahtı’na oturanların konumuz ile ilgili özelliklerini de bu yazıda yazmazsak kendilerine haksızlık etmiş sayılırız.

III. Murat, Tahta çıkar çıkmaz; “İstanbul’a gelen 3. Murat, cülus eder etmez beş erkek kardeşini derhal katlettirmiştir.”(9)

III. Mehmet’e Osmanlı Taht sevdası “19 erkek kardeşini öldürttü”. Beşikteki ve olgun yaştaki tam on dokuz kardeş saray topunun babalarının ölümü ilyanını vermesi ile kendi idamlarının hükmünü duymuş oldular… Büyük kıyım dramı görevli dilsizlerin yankılamnmayan cinayetleri içinde gömülü kalmıştı. Devletin işlediği cinayetlerde sessizlik gerekir. Onun içindirki Doğu İmparatorlukları’nda cellat olanların dilleri kesilir. Gecelik idamlar ancak ertesi gün taht salonunda yığılmış ondokuz cesetle ortaya çıktı. Ve hepsi babalarının gömüldüğü “caminin yanında toprağa verildi.”(10)

Tahta oturan 3. Mehmet’in ilk işi; damarlarında aynı kanı taşıdığı kardeşlerini yani Şehzadeleri öldürtmek oldu. Babası 3. Murat’ın eşlerinden ve Saray’ındaki sayısız cariyelerinden yüz iki çocuğu vardı. Öldüğü zaman sarayda yirmi yedi kızı, yirmi oğlu yaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğu yasası yani Fatih Kanunnamesi kızlara oğullarının öldürülmesi koşulu ile yaşamalarına izin veriyordu.

19 kardeşini öldürdükten sonra Taht için rahatlayan 3. Mehmet ardından 21 yaşındaki oğlu Şehzade Mahmut’u öldürttü: “haziran ayının 7’si cumartesi günüydü. Şehzade Mahmut’un sabah namazı vakti yatağından gecelik entarisi ile yalın ayak başı açık olarak boğdular.”(11)

Osmanlı Tahtı için kardeş, oğul katliamları bununlada bitmedi. 2. Osman Taht için Şehzade Mehmet’i katletti. 4. Murat üç kardeşi, Beyazıt, Süleyman ve Kasım’ı boğdurdu. Ve Osmanlı Tahtı’na oturan her Padişah tahtını sağlama almak için önce aile içi erkek katliamı ile işe başlamaya devam etti.
Logged
Kadın Temsilcisi
KadıncaForum
*****

Offline

Mesajlar: 27222

View Profile
Re: Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar...
« Posted on: 25 Nisan 2024, 02:46:22 »

 
      uyari
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... oyunlari, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... programi, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... oyunu indir, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... program yükle, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... download, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... istenmeyen tüyler, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... resimleri, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... haber, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... yükle, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... lazer epilasyon, Belgeleriyle Osmanlılarda Katliamlar... msn eklentisi, sarki sözleri
kezban62
Moderatör
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 11424



Üyelik Bilgileri WWW
« Yanıtla #1 : 16 Mayıs 2011, 20:43:01 »

Teşekkürler.
Logged
Alyssa Collins
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 837



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #2 : 13 Mayıs 2012, 10:28:57 »

Teşekkürler Gülümseme
Logged


Don't let me fall, dad.
Düşmeme izin verme, baba.
Tanya Corrigan, Marilda Loussia, Lynda Eve, Candır, Baldır, Şekerdir, KARDEŞTİR.
M£LİK£:))
Kraliçe
*


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 691

Avatar Yok


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #3 : 08 Eylül 2012, 15:44:36 »

Yavuz Selim De ne Psikopatmış Yaa Teşekkürler Gülümseme
Logged
oğluşum
Acemi Üye
**


Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 9

Avatar Yok


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #4 : 18 Ocak 2013, 13:30:43 »

O devirde dünya berbatmış şimdi de bizim görüp duymadığımız neler var kim bilir
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı Çık :)
 
Gitmek istediğiniz yer: