Estetisyen Güler, güneş ışığının farklı dalga boyutlarına sahip olduğunu vurgulayarak, bu durumun olumsuz etkilerine dikkat çekti. Güneş ışınlarının deri kanserine, derinin yaşlanmasına ve deride renk değişimine neden olabileceğini belirten Güler, “Ultraviyole ışınları üçe ayrılır. Birincisi UVA, damardaki melaninin koyulaşmasına neden olur.

İkincisi UVB, derinin erken yaşlanmasına ve güneş yanığını oluşturur. Melanosit hücreleri uyarır ve deriyi bronzlaştırır. Üçüncüsü UVC, ışınları ozon tabakasının engeline uğrar yeryüzüne ulaşamaz. Mikrop, öldürücü etkileri vardır” dedi.

Cildin güneşten olumsuz etkilenmemek için bronzlaşıp, kendini savunmaya aldığını vurgulayan Güler, “Güneş ışığı, direk cilde temas ettiğinde deride bozulmalar yapar. Bu nedenle mutlaka önlem alıp, cilde doğru koruyucular kullanılmalı. Çocukların cildi, zararlı güneş ışınlarına karşı yetişkinlere göre 3 kat daha fazla hassas. Çocuk ciltlerinde savunma mekanizmaları henüz gelişmediği için 3 yaşından küçük çocuklar güneşe çıkarılmamalı” diye konuştu.

Estetisyen Seher Güler, cilt kanseri nedenlerinin yüzde 80’inin küçük yaşta maruz kalınan güneş ışınlarından kaynaklandığına işaret ederek, çocuklar için kendi hassas ciltlerine özel olarak geliştirilen koruyucu ürünlerin kullanılmasını önerdi. Güler, koruyucuların da katkı madde içermediği gibi suya ve kuma dayanıklı hipoderinajik ürünler olması gerektiği uyarısında da bulundu.

İHA