kezban62
|
|
« : 16 Mayıs 2010, 13:57:03 » |
|
Genellikle aile içinde çok sık kullanılmayan kötü sözleri kullanmaya meraklı olan oyun çağındaki çocukların aslında size vermek istediği mesaj çok açıktır: ‘Artık büyüdüm. Yetişkin gibi kabul görmek istiyorum.’ Bu durumda onu ‘Ağzına biber sürerek’ cezalandırmak yerine, detaylı bir açıklama yapmak şarttır.
Çocuklarımızın, çevrede olup bitenlerden, kulaklarına gelen sözlerden etkilenmemelerine imkan var mı? Onların bir papağan gibi, duydukları her sözü tekrarlamaya meraklı olduklarını yoksa unuttunuz mu? Çocuklarımız konuşurlarken ağızlarından bal damlasın isteriz. Sağda solda sarfedilen, küfürlü sözleri onların hiç öğrenmemeleri en büyük dileğimizdir.
Fakat çocuk, küçük yaşlarda, kendisine yapılacak uyarıları pek önemsemez. Hatta bu tür uygulamalar çocukta ters tepki yaratır. Dört yaşındaki küçük afacanın, kendisinden iki yaş küçük kardeşine kızınca birdenbire ‘salak’ diye bağırıvermesi, anneyle babayı şaşkına döndürür. Çocuğun yanında bu tür kelimeleri kullanmamaya özen göstermeleri de işe yaramamıştır.
Büyüklük göstergesi
Oyun çağındaki çocuklar, genellikle aile içinde çok sık kullanılmayan sözcükleri kullanmaya meraklı olurlar. Biraz da büyüklerin göstereceği tepkiyi ölçmek istedikleri için, küçük ağızlarına hiç de yakışmayan sözleri sarfederler.
Ayrıca yeni kelimeler kullanmak, çocuk için bir bakıma ‘büyümenin ve de bağımsız olmanın’ simgesi sayılır. Çocuk boyundan büyük sözler sarfederken amacı kendisinin de artık bebek sayılamayacağını, yetişkinler arasına girmeye hazır olduğunu belirtmektir.
Cezalandırmak yanlış
Çocuk ağzına hiç yakışmayan sözler söylediği zaman, annenin ve diğer büyüklerin dehşete kapılıp çocuğu azarlamaları ve cezalandırmaları çok yanlış olur.
Çocukların bazı kelimeleri, nereden nasıl öğrendiklerini bilemeyiz. Duymak istemediğimiz sözler, çocuğun ağzından çıkınca aşırı tepki göstermemek gerekir. Çocuk, büyüklerini şaşırtmaktan, kızdırmaktan hoşlanır. Büyüklerini bu derece etkileyebildiği için de için için kendisiyle övünür. Evde itibarının arttığını düşünmeye başlar.
Açıklama yapmak şart
Oyun çağındaki çocukların büyük bir çoğunluğu, büyümüş de küçülmüş havasına girmeye bayılır. O hoşa gitmeyen ve de çocuğun ağzına hiç yakışmayan sözleri söylemekte ısrar etmesinin başlıca nedeni budur. Eğer çocuğu bu merakından vazgeçirmek için onu cezalandırmaya kalkışırsanız, bir sonuç alamazsınız.
Onu bir köşeye çekip, ‘Kuzenin sana kötü bir söz söylediği zaman çok üzüldüğünü biliyorum. Sen de başkalarına böyle sözler söylersen, onları üzersin. Yakınlarını üzmek sana bir şey kazandırmaz’ şeklinde bir açıklama yapabilirsiniz.
Siz de düzgün konuşun
Çocuk önceleri, sizin bu sözlerinizi dikkate almayabilir. ‘Herkes birbirine böyle sözler söylüyor’ diye de kendini savunmak isteyebilir. Yaşı küçük de olsa, çocuğunuza herkese benzemesinin hoşa gitmeyeceğini söyleyin.
Onu çok seven yakınlarını üzmeyi istemeyeceğini de hatırlatın. Çocuğunuzun kelime hazinesini zenginleştirmek için ona kullandığı kelimelerin yerine geçecek başka kelimeler bulun.
Çocuğun yanında her zaman düzgün konuşmaya gayret edin. Siz yetişkinler, kendi aranızda konuşurken çocuğun kulak kesilip, söylenenleri dinlediğini unutmayın. Biliyorsunuz, çocuklar her zaman büyükleri taklit etmeye meraklıdırlar.
Kurallara tepkili yasak delmede usta
Oyun çağındaki çocuğunuz, salondaki vazoyu oyuncakları arasına katamayacağını çok iyi bilir, ama bu gerçeği bildiğini açığa vurmak işine gelmez.
Hele hele arkadaşlarıyla beraber olduğu zamanlar, annesinin koyduğu yasaklara karşı çıkmak pek hoşuna gider. Zor durumda kalırsa, arkadaşının o vazoyla oynamak istediğini ileri sürüp kendini temize çıkarmaya çalışır. Çocuklar, hatalarını örtbas etmek için bahane bulmakta yetişkinlerden daha ustadırlar.
Arkadaşının yanında küçük düşmemek için her türlü yasağı delmeye hazır ve isteklidir. Bu yaşlardaki çocuklar, oyuncaklarından çok evdeki eşyayı oyuncak yerine kullanmaya meraklı olurlar. Çocuğu bu hevesinden vazgeçiremezsiniz. En iyisi evde kullanılmayan eşyalarla oynamasına izin vermektir.
Çocuğu hatalarından ötürü cezalandırmak yerine, ona yaptığı yanlışların ne gibi sonuçlar yaratacağını anlatın. Kendinizden örnekler verin. Çocuğunuz, doğduğu andan itibaren iyi huylu olmaya hazırdır. Size düşen, onun özündeki iyi huyluluğu dışa vurmasını sağlamak ve dış etkenlerden zarar görmemesi için çaba harcamaktır.
|