Özgeçmişi Kendi AnlatımıyLa..
Ne zaman sorsalar özgeçmişiniz diye, bunalır ve özgeçmişten ziyade öz geleceğe talip olduğunu söyler ve debdebelerle dolu geçmişimin renksizliği içinde birazda sıkılarak başlarım anlatmaya öz olan geçmişimi en öz şekliyle.
1988 senesinde TRT'nin açmış olduğu seslendirme sınavlarına girdiğim sırada mankenliğe de başlamıştım, tipim çok iyi olmasa da iyi taşırdım kıyafetleri.
Reklam, film, belgesel derken, çok alakasız bir zamanda devlet memuru oldum... Memuriyetim boyunca "allahım bana öyle bir iş verki gece oturup gündüz yatayım" diye dua ettim... İleride bu duamın kabul olacağının bilinmezliği içinde...
Memuriyete bir türlü ısınamayan ben, 1993'te açılan özel radyolarla geceleri şiir okuyup gündüzün stresini atmaya başladım...
Ve 1995'in sonunda Hulki CEVİZOĞLU'nun samimi teklifi üzerine biran bile düşünmeden, Kanal 6'nın haberlerini okumak üzere istifa ettim memuriyetimden.
Üç sene sonra sesimin haberlerde anlamını yitirdiğini düşünerek gelen teklif üzerine radyo programımı Kanal A'da yapmaya karar verdim...
Yine aynı sene şiir kasetleri daha patlamamıştı ki bir şiir albümü yaparak sessizce yüzbinin üstüne çıkan albimüm ile ismimi iyice şiirleştirme imkanı buldum...
2000 yılının eylül'ünde Radyo Tatlıses'e başlamak üzere herşeyimi geride bırakarak Ankara'ya hüzün dolu bir vedanın ardından, geldim taşı toprağı "para-kadın-hırs" olan üçlü sac ayağının merkezi... İstanbul şehrine...
Bu arada "Kanal A" televizyonundaki "Damlayan Mısralar" adlı programıma da devam ettiğimi düşünürsek, Ankara-İstanbul otobanının dile gelmesi durumunda nasıl 9 kilo verdiğim en iyi şekilde anlatılmış olacaktır.
Ve ben Damlayan Mısralar adlı TV programımla Radyo-Televizyon Gazetecileri Derneği'nin "2000 yılı Radyo- TV oskarları" ödülü ile Kültür-Sanat dalında yılın en iyi televizyon programcısı sıfatına sahip olma şansını yakalarken programımın kalitesi de nihayet tescillenmiş oldu...
Alâkasız görülsede ben aynı zamanda siyah kuşak kareteciyim.
Kısacası, şairin ifadesi ile "Biraz kül, biraz duman, o benim işte."
Şiirlerinden Alıntılar ;
Sen benim gözümde bir hiçsin artık,
Nefretim aşkımı aştı bu gece
Bugün ki sözlerin söz müydü artık
Son sözün sabrımı aştı bu gece
........
Onca gez toz benle,seviyorum de
Sonra git nişanlan bir de ona de
Şerefsizlik değil, nedir bu söyle
Küfrüm edebimi aştı bu gece
Sana son bir sözüm, nasihatım var
Aldığım ahlakla bir terbiyem var
Seni doğurana ana deyip geçmek var
Saygım adabımı tuttu bu gece
Gönlümün romanı bitti bu gece
Hangisine yansam şimdi gün gece
Ömrümden beş yıl gitti bu gece
**
Senden başka yar bilmem, ömür boyu gözüme,
Bak de yeter, bakarım, başım, gözüm üstüne
İster aşk denizine, ister hicran gölüne,
Ak de yeter, akarım, başım, gözüm üstüne
Yılda bir olsa bile seviyorum de hele,
Senden gelmişse eğer sefadır bana çile,
Yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile
Yak de yeter, yakarım,başım, gözüm üstüne
Seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım,
Hiç şikayet ettim mi, bir gün çıktımı ahım,
Bir elimde yüreğim, bir elimde silahım,
Sık de yeter, sıkarım,başım, gözüm üstüne...
**
Sana yazdığım şiir yarım kalacak
Boynu bükük kalacak tüm sözcüklerim.
Sana olan sevgimi kalem duyacak,
Kağıt da bilmeyecek canim sevdiğim..
**
Yalnızım bu şehirde, hem de yapayanlızım,
Boğuluyorum gitme, şair olur bir yanım.
Yok böyle demiştim ben, yanlış anladım hemen,
Bunun hepsi hikaye, baştan komiğiz zaten.
Kendimizi kandırdık, kargalar güler buna,
Birde ciddiye aldık, karganın papuç damda.
Bu koca alemde biz, varla yok arasıyız,
Olmasak da olurdu, varsak yaşamalıyız.
Olmayacak duaya amin demeyelim biz,
Herkes kendi yoluna biz hep böyle gideriz...