Tatar aşkı veya "Tatar sevişmesi" deyimi Orta Asya Türk devletlerinde, Türkistan'da, Kazakistan'da, Özbekistan'da cinsellikle ilgili araştırmalar yapmış olan Dr. M. Cossart tarafından kullanılmış bir kavramdır. Orta Asya Türklerinin cinsel birleşmeyi uzatarak elde ettikleri haz silsilesine "Tatar aşkı" denilmektedir. Kırımlı Tatarların keşfettikleri bu cinsi münasebet şekli eşlere Batı dünyasının o zamanlar yabancı oldukları bir zevk vermekteydi. Tatar aşkı denen bu cinsel birleşme yönteminde erkek, cinsel organını kadının döl yoluna soktuktan sonra kesinlikle acele etmeyerek bir müddet öylece durur. Bu şekilde erkek cinsel organının vajinanın sıcak ve nemli ortamında bulunması eşlere ayrı bir zevk verir. Her iki eş de adeta orgazmda duyulan zevke yakın bir haz düzeyine ulaşır. Burada önemli olan eşlerin acele etmemeleridir. Gaye boşalmak değildir. Önemli olan cinsel birleşme sırasında zevk almaktır. Yukarıda değinildiği gibi eşler önce cinsel organları birleştiğinde hiç hareket etmezler. Kendilerine uygun kısa bir süre sonra her iki eş de ağır ağır ritmik hareketlere geçer. Yalnız "Tatar sevişmesinde" bu hareketlenme bizde veya dünyanın diğer yerlerindeki insanların cinsel birleşmesinde olduğu gibi hızlı değildir. Çok ağır bir tempo ile devam eden bu hareketlere bir süre devam ettikten sonra tekrar durur ve dinlenirler. Biraz sonra aynı tempoya yeniden ulaşır ve devam ederler. Tabii ki bu aralardaki süre çiftten çifte değişmektedir. Burada önemli olan erkeğin kamışının sertliğinin bozulmamasıdır. Yani diğer bir deyimle şöyle denebilir: Cinsel birleşmede erkek hemen boşalmamalı, aralarda da kamışın sertliği bozulmamalıdır. Her çiftin ritmi mutlaka değişik olacaktır. Bu yöntem iyi bir şekilde uygulanabilirse, cinsel birleşmeyi bir veya bir buçuk saate kadar uzatabilirsiniz.