Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 1234567891011
Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 14:01:59



                 Christina Lauren - Harika Piç

Açıkçası kitabı pek beğenmedim. İlk 50 sayfada yarım bırakmayı düşündüm ama bu aralar çok kitap yarım bıraktığım için

bunda sabredeyim dedim.

Sözde bu bir aşk romanı ama ben kitapta ne aşk buldum, ne de duygusallık. Sadece cinsellik üzerine kurulu bir ilişki vardı.

Bennett aile şirketinde yönetici, Chloe de yüksek lisans stajını şirkette yapıyor. Çift hem birbirinden nefret ediyor hem de

uzak duramıyorlar,  böyle de bir dengesizlikleri var. Sürekli kavga ediyorlar ama kavgaların çoğu saçma sapan şeylerden

oluyor. Yazar her şeyi çok zorlama yazmış bana göre.

Dengesiz karakterler, cinsellik üzerine kurulan bir ilişki bu kitabı özetliyor. Kitapta sevmediğim bir nokta daha var ki

bu durumdan başka bir kitapta da yakınmıştım. Bir aşk romanı okuyorsam karakterlerin birbirlerini sevdiklerini okumam

gerek. Ama kitapta Bennett sevdiğini  söylüyor ama Chloe de tık yok. Bu da bana yarım kalmış hissi veriyor.

Kısaca kitabı beğenmedim. Puanım 4/10.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 14:05:08



            Laura Landon - Masum Yalan

Yazarın ilk kitabını da sevmiştim ama bu ondan çok daha iyiydi, bu yazarla ilgili beklentim yükseldi inşallah bir sonraki

kitabı çok  daha iyi olur  Gülümseme

Vincent iki karısını ve çocuklarını doğumda kaybetmiş bir adam. Duyduğu vicdan azabından dolayı bir daha evlenmek ve

çocuk sahibi olmak istemiyor.

Grace ise annelerinin ölümünden sonra kız kardeşlerine bakmış ve onları evlendirmiş ama kendisi evlenmemiş bir kadın.

Babası onu istemediği bir adamla evlendirmeye kalkınca olaylar başlıyor. Ben hem karakterleri hem de kurguyu beğendim,

akıcı bir kitaptı hiç sıkılmadım.

Bir de kitapta çifti öldürmek isteyen biri vardı, yazar katilin kimliğiyle ilgili şaşırtmaca yapmak istemiş ama okurken

kim olduğunu anlıyorsunuz.

Çiftin bebekleriyle ilgili durumu da tahmin etmiştim, bu konular pek sürpriz olmadı yani ama yine de sevdim  Gülümseme

Kitabı herkese tavsiye ederim. Puanım 8/10.


Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 14:08:40



              Gena Showalter - En Karanlık Fısıltı

Çok sevdiğim bir serinin güzel bir kitabını daha bitirdim. Kitap güzeldi ama benim tembelliğimden kitabı bitirmem uzun sürdü.

Bu kitaptaki baş karakterler şüphe iblisini barındıran Sabin ile Gwen'di. Savaşçılar avcıların barınaklarından birine baskın

yaparlar ve orada tutsak kadınları bulurlar. Onlardan biri de Gwen'di. Gwen bir Harpy ama dövüşme yeteneğinden yoksun,

utangaç biri.
 
Ama zamanla değişiyor ve ben sonraki halini daha çok sevdim. İlk zamanlarda bakıma muhtaç çocuk gibiydi Gülümseme

Gwen'in kardeşlerini de sevdim. Onların güçlü olması, ilişkileri, diyalogları bana Kresley Cole'un serisindeki

Valkyrie'leri hatırlattı  Gülümseme

Kitapta saçma bulduğum şey ise Sabin'in Gwen'e aşkını ispatlamak için çooook saçma birşey yapması. Diğer savaşçılar

Sabin'e bu yaptığı yüzünden bir girişseydiler çok sevinecektim  Gülümseme 

Ben genel olarak kitabı beğendim, herkese tavsiye ederim. Puanım 7/10.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 14:13:42



               Jessica Trapp - Beni Senden Kurtar

Bu kitapla birlikte yeni historical yazarlarını okumamaya karar verdim. Sürekli güzel olacak ümidiyle başlıyorum

ama hep hayal kırıklığı...

Konuya gelirsek Brenna daha önce evlenmek istemediği için babası tarafından kulenin bir odasına hapsedilir,

artık hayatını orada sürdürmektedir.

Brenna'nın kardeşi de James ile evlenecektir ama o vazgeçince gelin yerine Brenna geçer. James de kralın isteğiyle hem

evliliği gerçekleştirmek hem de kralın başka emirlerini yerine getirmek için kaleye gelir. Olaylar böyle başlıyor.
 
Öncelikle ben erkeğin sürekli kadını aşağıladığı, gururunu kırdığı kitaplardan nefret ederim, böyle karakterleri

okumayı sevmem. Dolayısıyla erkeğin kadını kırbaçladığı, az kalsın öldüreceği, zincire vurduğu bu kitap için

söyleyecek kelime bulamıyorum. Şimdi tüm bu olanlardan sonra ben bunların aşkına inanayım mı?

Erkek karakterin gerçek yüzünü anlattıktan sonra geçeyim kadın karaktere...  Brenna resim yapmayı çok seven biri.

Kitabın başlarında güzel bir özellik olarak görülse de git gide resim sevgisi abartılmış. Hatta Brenna sırf resim yapmasına

engel olacak diye çocuk sahibi olmak bile istemiyordu o derece yani.

Bir de Brenna erotik resimler yapıyor peki bu resimleri satan kim; bir PEDER! Ki Brenna da sürekli manastıra kaçıp

rahibe olmayı istiyordu. Yazar bu kurguyu yaratırken ne düşünmüş bilmiyorum ama benim iyi şeyler düşünmediğim kesin!

Neyse yorumumu noktalıyorum ama  kitapta sinir olunacak bir sürü şey daha var okuyanları uyarayım dedim.

Puanım 3/10.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 14:16:53



                Elizabeth Hoyt - Şeytani Arzular

Elizabeth Hoyt'un her zamanki tarzında akıcı, güzel bir kitabıydı. Lazarus Huntington metresinin katilini aramaktadır

ancak o mahallede kimseyi tanımadığı için sonuca ulaşamamaktadır. Böylece Temperance'a bir teklif götürür.

Temperance ona rehberlik edecektir, bilgi alabileceği kişilerle tanıştıracaktır.

Lazarus da Temperance'ın kimsesizler yurdu için bir bağışçı bulmasına yardım edecektir.

Kitap bu şekilde başlıyor ama kitap sadece katil üzerine kurulmamış. Temperance'ın kardeşlerinin hikayeleri,

Lazarus ve annesinin geçmişte yaşadıkları gibi bir sürü duygusal etkenler de vardı. Lazarus sevgiye inanmayan
 
ve bugüne kadar kimseyi de sevmemiş bir adam. Hemen aşık olsa kitabın inandırıcılığı giderdi ama yazar aşkı

yavaş işlemiş. Böylece Lazarus'un aşkına inanabiliyoruz.

Tabi yazarın olmazsa olmazlarından bölüm başlarında farklı bir hikayeden kesitler de vardı. O hikayeyi de merakla okudum.

Yazarı sevenlerin beğeneceği bir kitap olmuş, tavsiye ederim. Puanım 8/10.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 14:20:13



              Suzanne Enoch - Bir Öpücükle Başladı Her şey

Sullivan hem at yetiştiricisidir hem de özel bir nedenden dolayı hırsızlık yapmaktadır. Bir gece girdiği bir evde

İsabel onu görür. Sullivan da onu susturmak için öper. Her şeyin başladığı öpücük işte bu öpücük  Gülümseme

Konusunu okuduğumda farklı gelmişti hadi bir okuyayım dedim ama hayal kırıklığına uğradım. Öncelikle çevirisi kötüydü

özellikle kitabın başlarında. Kötü bir çeviriyle anlamsızlaşan cümleler varken kitabın içine girmek epey zorlaştı.

Karakterlere gelirsek İsabel'i pek sevemedim. Neyi neden yaptığını kendisi de bilmeyen kafası karışık bir karakterdi.

Çiftin arasındaki diyaloglar da zorlama geldi bana. Konuşmuş olmak için konuştular sanki.

Kitapla ilgili tek iyi şey son 100 sayfada biraz toparlaması. Hem biraz hareket geldi, hem daha duygusal oldu.

İsabel'in Sullivan'ı kurtarmak için gösterdiği çabaları da takdir ettim. Ama yine de son 100 sayfa koca kitabı kurtaramıyor.

Okunmasa da olur  dediğim kitaplardandı. Puanım 5/10.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: gök yüzü Date: 25 February 2015, 22:07:21



              Sophie Jordan - Aşka Teslim

Astrid yıllar önce kocası tarafından terkedilmiş ve o zamandan beri fakir bir hayat süren bir düşes. Yıllar sonra,

kocasının isim değiştirerek bir kadınla evleneceği haberini alıyor ve bunu engellemek için İskoçya'ya doğru yola çıkıyor.

Yolda eşkiyaların saldırısına uğruyor ve onu kurtaran kişi de Griffin Shaw. Olaylar böyle başlamış oluyor.

Öncelikle ben Astrid'i sevemedim çok soğuk bir kadındı. Tamam o da bunca yıl acı çekip katılaşmış ama ben böyle ruhsuz

kadın karakterleri okumayı sevmiyorum. Kitap boyunca aşkı için de hiç savaşmadı neredeyse Griffin'i altın tepside

başkasına sunacaktı  Sinirli

Bir de bu kitap bir seriye ait, ben önceki kitapları okumuştum ama uzun zaman geçince isimleri falan unutmuştum.

Bu kitaba  başlarken de karakterler önceki kitapta yer almışmıydı hatırlamıyordum. Sonra kitapta ilerlerken Astrid

geçmişte yaptığı bir kötülüğü itiraf etti de hatırlayabildim. O kötülüğü yaparken de ona gıcık olmuştum dolayısıyla

Astrid'e antipatim daha da arttı.

Onun dışında olaylı bir kitaptı, durağan değildi ama karakteri sevemeyince kitabı da sevemiyorum maalesef.

Ama yine de kötü değildi, akıcı bir kitaptı. Historical sevenler okuyabilir. Puanım 6/10.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: -minel- Date: 26 February 2015, 10:10:56




Öncelikle karakterlerin yaşına bakıp orta yaşlı karakterleri olan kitapları okumayanlar bu kitaptan uzak dursun.

Çünkü karakterlerimiz kırk yaşında .Bize göre kız kurusu olabilir ama onlara göre daha evlenme yaşına yeni gelmiş.

Baş karakterimiz Sabrina çok çalışkan işine kendini adamış ve etrafındakilere -öncelikle ailesine- kendini kabul ettirmeye çalışan

 ama kendine pekte güveni olmayan bir kadın.Bir kadın dergisinde çalışıyor ve  bir gün patronu Elaine ona ilginç bir görev veriyor.Elaine Dr. Victoria Huber’in

 Kırk Yaşını Aşmış Bekâr Çalışan Kadın: Masallardaki Mutlu Son için Umutsuz Arayış adındaki kitabına takmış durumda ve

 Sementa dan altı ay içerisinde zengin kültürlü ve yakışıklı biriyle tanışıp onunla evlenerek o yazarın kitabındaki fikirlerinin gerçekçi olmadığını

 kanıtlayacak bir yazı yazmasını istiyor.Sementa daha önce de nişanlanmış ama nişanlısı Sementa çocuk istediği için son anda vazgeçmiş.

Ve patronu onu  başka bir şehre gönderiyor.Orada tanıştığı iki kişiden çok hoşlanıyor.javier zeki yakışıklı bir salsa hocası ama

Sementa için uygun değil çünkü bir çatı ustası .Robert ise eski bir avukat ve işadamı ama Sementa bir türlü ona tam olarak ısınamıyor.

Ve ikisi arasında kararsız kalıyor.Sementa o kadar çok çevresinin etkisinde kalıyorki sevdiği insanı bile reddediyor ve Annesinin ve patronunun

 kabul edebileceği yakışıklı ve zeki ama sadece arkadaş oarak ilgilenebileceği Roberti seçiyor.Ama işler pekte umduğu gibi gitmiyor.

Kitap birazda insanın kendine güvenmesi ve kalbini dinlemesi adına güzel mesajlar veriyor.Bazı bölümlerinde gülüp bazen de hüzünleneceğiniz güzel bir kitap

Ben birazda Sophie Kinsella kitaplarına benzettim .Ben  kitabı beğendim boş zamanlarınızda okuyabileceğiniz bir kitap  tavsiye ederim. Göz Kırp

------------

Elaine ayağa kalktı ve odada hızla koşuşturmaya başladı. Onun gibi, ufacık 38 beden vücutları, benim gibi

normal ebatlardaki kadınlarınki kadar organı barındıramayacak derecede küçük olan kadınların yanında

kendimi hep uyuşuk bir dev gibi hissetmişimdir. Elaine gibi kadınlar bir şekilde bağırsak ya da karaciğerleri olmadan

idare edebiliyor olmalıydılar.


---------------

Dans etmeye başladık. Bıyıklı Yalnız Salsero, ciddi bir iz peşinde Saddam Hüseyin gibi yanımızdan salınarak

geçti. Kimsenin ona en ufak bir ilgi bile gösterdiği yoktu.


-----------

Günlerdir ne bir e-posta, ne bir telefon gelmişti.Postadan el ilanı bile çıkmamıştı. Kredi kartı şirketleri

bile beni bir şeyler göndermeye değer bulmamıştı.Sabahtan beri bir saattir boş bilgisayar ekranına bakıyor,

ve tek bir kelime bile yazamadan öylece duruyordum. O kadar yalnızdım ki Microsoft Word’te yardım

için çıkan ataçla sohbet etmeye başlamıştım. Biraz tek taraflı bir sohbet de olsa, varoluşumun zirvesine ulaştığım çok açıktı.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: Bendis Date: 26 February 2015, 11:13:26


Gözlerindeki Canavar - J. M. Darhower

Aslında kapağını ilk gördüğüm andan itibaren okumak istediğim kitaplar listesinde en tepedeydi. Bir kaç gereksiz parazit yüzünden bu kitaba tam olarak adapte olamadım, okurken çok zevk aldım ama yorumum o kadar uzun olmayacak.
Karissa üniversite öğrencisidir ve annesi ile yıllarca şehir şehir gezmiştir. Sebep; Annesinin paranoyak tavırları. Annesi sürekli tedirgin, kimseye güvenmeyen, kızını saplantılı derecede herkesten her şeyden uzak tutmaya çalışıyor. Üniversiteye bile gitmesi Karissa için bir mucize. Kitabın sonlarına doğru annesinin neden sürekli böyle bir tutum içerisinde olduğunu anlıyoruz.
İgnazio Vitale, yani NAZ, ismi biraz garip ama İgnazio yada sadece Vitale dendiğinde daha karizma bence Gülümseme Kitap boyunca  bu adamın ne olduğunu çözmeye çalıştım. Arkadaşlardan birisi yorumlarında Roarke ve Barrons karışımı demişti evet bende şimdi hak veriyorum. Vitale, Karissa'yı resmen kraliçe gibi hissettirdi, Vitale'nin nereden ne zaman çıkacağı hiç belli olmuyor gizemli adam tiplerinden hep hoşlanmışımdır zaten Gülümseme Christian Grey'in gözlerine bakarak Anastasia sürekli tahminlerde bulunurdu, okuyanlar hatırlar, öfkeli elli, kıskanç elli filan diye. Bu kitapta da aynı şey var Karissa Vitale'ye bakarak onun nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu anlıyor. Bende bunu yapabilmeyi dilerdim.

Vitale'nin üstünden resmen "tehlikeli" duygular akıyor ama bir o kadarda yakışıklı ve çekici olduğu için Karissa'mız hiç önemsemiyor. Dikkat ettiğim bir diğer nokta ise Karissa 19 yaşında ama Vitale çok daha büyük, 40'lı yaşlarda ama 30'lu yaşlarda gösteriyormuş. Karissa'nın yalancısıyım Sırıt
Hikaye genel olarak akıcı, eminim parazitler olmasa ben bir günde bitirirdim. 440küsür sayfa hemencik okunabilir.
Çok yeni bir kitap olduğu için fazla yazıp okuyucuları da merak içinde bırakmak istemem, eğer okuma fırsatını bulursanız okuyun Gülümseme

Kitabın ayracına ba-yıl-dım. Gülümseme



"O güzel bir pakete sarılmış bir canavardı. Ama aramızdaki mesefeyi hissettiğim böyle zamanlarda,kendimi düşünürken buluyordum.Belki onun gözünde,gerçek canavar bendim.''

***

''Belki Cinderalla sonsuza kadar mutlu yaşamadı.
Belki gece yarısı geldiğinde,kaçmak istedi.
Belki prens gitmesine izin vermedi.
Benimki vermedi.
Vitale. ''


***

''Beni yok etmek için yola koyulmuştu ama bunun yerine bana aşık oldu. Ben de ona aşık oldum,sonunda beni yok eden de buydu. ''

***

"Kralın kendisi olduğu kendi küçük dünyasında yaşıyordu ve onun gözdesi olmaktan fazlasıyla mutluydum. Ama bana bakıp gamzesini ortaya çıkaracak biçimde gülümsediğinde gözdesi değil, kraliçesi olduğumu hissettim."


Veeee Karşınızda İgnazio Vitale



--------------------------------------------------------

Tuğçenin Kitaplığı Bloğundan;

Karissa.
O benim bir canavar olduğumu düşünüyor ve belki de öyleyim. Her dokunuşumla onu ürtükütüyorum, onun ruhuna işkence etmekten zevk alıyorum. Ama ben yalnız değilim. Dünya canavarlarla dolu ve orada benden çok daha tehlikeliler var.
Ben yakınlarından bile geçmiyorum…
Tanrı bana yardım etsin, onu seviyorum.
Gerçekten.
Ve Tanrı onu benden almayı deneyen herkese de yardım etsin.




Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: esmerkurabiye Date: 26 February 2015, 14:14:36
Iyi günler
bende burdayimm

Köle  baya hüzünlü bir hikaye bir köleyle  prensin hikayesi 
okumanizii  isterim ben beyendim


pek yorum yazmasini becerememki sizingibi keske becersem
Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: Bendis Date: 26 February 2015, 14:38:13
Esmerkurabiyem  uzun uzun yazmak önemli değil canım. sen böyle de yazsan yeter  Gülümseme
Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: Moreland Date: 26 February 2015, 14:57:03
Loretta Chase - Senden Önce Senden Sonra


Tanıtım Bülteninden

Ona birçok isim takmışlardı ama melek o isimlerden biri değildi.
Sebastian Ballister, Dainler'in adı çıkmış Markisi, çok kötü ve çok tehlikeli biriydi. Saygı duyulacak hiçbir kadın bu lanetli adamla birlikte olmak istemezdi. Dain Markisi'nin de onlarla ilgisi yoktu zaten. Günah işleyip durmaktan vazgeçmiyor, gamsızca yolunda ilerliyordu. Ta ki bir gün bir dükkân kapısı açılana ve o kadın içeriye girene dek.
O, bu dünyadaki en kötü adama âşık olamayacak kadar zeki bir kadındı.

Jessica Trent kararlı, genç bir kadındı ve erkek kardeşinin yoldan çıkmasına ne pahasına olursa olsun engel olacaktı. Onu kurtarmak hem ailesini hem de ailesinin geleceğini kurtarmak anlamına geliyordu. Ve genç kadın bu yolda gerekirse şeytanla işbirliği yapmaktan kaçınmayacaktı. İşin zor tarafı, karşısındaki şeytanın inanılmaz derecede karşı konulmaz oluşuydu ve esas kurtarılması gereken Jessica'nın ta kendisiydi!

 Yoruma nasıl başlamam gerektiğini tam olarak bilmiyorum. Zira herhalde bu kitap benim en çok sevdiğim kitaplar arasında ilk 10 de çok çok rahat yer alır.

Öncelikle yoruma başlamadan önce uyarıyorum çok ciddi bir spoiler alarmı var!! Tüm kitabı anlatabilirim. Sonra bizi uyarmadı demeyin.

Her şeyden önce şunu söylemeliyim ben bu Sebastian'ın babası olacak yaratıktan ciddi anlamda haz etmiyorum. Zira karaktersiz, beyinsiz, gereksiz yere kibirli, çocuk psikolojisinden zerre kadar anlamayan aptal adamın teki. Sırf çocuk istediği versiyon doğmuyor diye ona zerre kadar değer vermeyen bulduğu her fırsatta aşağılayan bir adam - sanki sipariş usulü çocuk yapılabiliyormuş gibi.-

Sebastian hayatta tek başına kalmış, karşısına çıkan her zorlukla hiçbir destek görmeden tek başına savaşmış, özellikle duygular konusunda çok çok yıpratılmış bir adam. Kısa zamanda hayatla nasıl başa çıkması gerektiğini öğreniyor. Sevildiği için değil eğlenceli ve ahlaksız bir adam olduğu için çevresine insanlar toplanıyor. Kısacası insanları etkilemeyi biliyor ve bu da ona bir itibar sağlıyor.

Sebastian uzun iri yarı esmer kapkara gözleri olan bu Usignuo burnu olan bir adam - bu tabirin ne olduğunu kitabı okuyunca öğrenebilirsiniz. Nedenini hiç bilmiyorum insanlar onu tiksindirici buluyor ki bu KOCAMAN BİR SAÇMALIK.. Sırf bir insan düzgün hatlara sahip değil diye dışlanması  onunla dalga geçilmesi ne kadar doğru bu çok tartışmalı bir durum. Sarışın değil diğerlerinden iri yarı bebeksi bir güzelliği yok diye adamın hayatının içine sıçtılar resmen. - burda bol küfür ediyorum asabım bozuldu neyse-

Jessica ise minyon hatları olan gri gözlü beyaz tenli ve karakteri tam oturmuş bir hatun. Şunu söylemeden geçemeyeceğim Jessica benim en sevdiğim bayan karakterdir. Kitaplardaki bayan karakterlerden özellikle ana karakterlerin çoğunu sevmem zira onların o ezik halleri saçma sapan karakterleri ve tavırları benim sinirlerimi zıplatıyor. Bana göre bir kadın ne istediğini bilmeli ve Jessica gerçekten de ne istediğini çok iyi biliyor. Ve istediğini elde etme yolunda çok sağlam adımlar atıyor.Onun o kararlı halini ciddi anlamda çok seviyorum.

Jessisa ve Sebastian'ın tanışmasının ana sebebi Jessica'nın kardeşi Bertie aslında. Bertie Sebastianla takılıyor. Kumar içki vb. alemlerde çok fazla takılıyor bir kuruş para da kazanamadığı gibi aile servetinide yitirme aşamasında olduğu için Jessica bu olaya el koymaya karar veriyor. Kardeşini bu yola sokanların karşısına dikilip onu böyle şeylerden alıkoymaya kesinlikle kararlı.

Ve bir gün bir antikacı da tanışırlar. Bu tanışma hem Jessica'nın hem de Sebastian ın dünyasını sarsar. Tabi ki ikiside ilk anda o sarsılmaz duruşlarıyla dikkat çekerler. Çoğu kadının aksine Jessica Sebastianı aşırı derecede etkili bulmuştur ve Sebastian - Lord Dain , Lord Şeytan- son bilmem kaç yıldır ilk kez dünyasının baştan sona sarsıldığını hissediyordur.

Sonrası nasıl mı devam ediyor. Jessicanın adım adım Sebastianı etkilemesiyle. Hatunun yöntemleri cidden etkili hani o yöntemleri bende kullanmayı düşünmüyorum desem yalan olur ama tutup sırf adamı perişan etmek için vurur muyum bilemedim şu anda. Tabi ki sonra hakaret davası açıp adamı sinir eder miydim bu da çok kuşkulu bir durum. Ve Sebastian zımbırtı bir davayla Jessicaya para ödemektense hatunu toptan satın almaya kararlı - tabi ki böyle düşünerek kendini kandırıyor. Onun tek derdi Jessicaya sahip olmak ve arzularını dindirmek sözde!!-

Aslında ben Sebastian ın psikolojik tahlilini çıkarmayı planlıyordum. Sonra o kadar derine inmenin sizi sıkabileceğini düşündüm ve vazgeçtim ama ucunda değinmesem olmaz bu adam sevgiye aşırının aşırısı MUHTAÇ. Sebastian'ın deyişiyle Jessica onun sol yanını hedefliyor ve kitabın sonunda görüyorsunuz ki hedefini tam 12 den vuruyor.

Loretta Chase'nin baş yapıtı olarak kabul ettiğim bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Pişman olmayacağınızdan emin olabilirsiniz.

Alıntısız olmaz Gülmek Gülümseme

 "Sen de geçen haftanı konuk listeleri, düğün kahvaltısı menüleri ve birçok usandırı akrabayla geçirmiş olsaydın" dedi Jessica. " Sen de huysuz olurdun. Londra'daki her tüccar evini ablukaya almış ve oturma odanı kataloglarla ve örneklerle bir ambara benzetmiş olsalardı, sen de benim kadar öfkeli olurdun. Gazetede nişanlanma duyurumuzun yayınlandığı günden beri başıma üşüştüler."

"Hiçte huysuzlanmazdım." dedi Dain. " Çünkü asla canımı sıkmalarına izin vermezdim."

"Ben ? Yardım etmek ?? " dedi inanmaz bir tonda Dain. " Uşaklar ne halt yemeye yarıyor, seni küçük budala? Faturaları bana göndermeni söylemedim mi ben sana?

.............................

Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı.

.................................

Güzel, olanaksız annesine sadece bakmak bile onu mutlu edecekti. Hiçbir şey istemeyecekti... Ya da çok az şey : Sadece bir an için yanağında yumuşacık bir el. Tutkulu bir sarılma. Kendisini iyi hissedecekti. Deneyecekti...

Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: -minel- Date: 27 February 2015, 01:15:17



Lisa kleypas'ın kitaplarını severek okuyorum.Serinin bir önceki kitabını okurken Leo ve bayan Marks'ın hikayesini merak etmiştim beklediğime değdi.

 Leo ve bayan Marks 'ın atışmaları ,Henry ile Leo arasındaki diyologlar ve Meripen' in sözleri çok komikti.Diğer kitaplarda Amelya'nın kizdığında

 tek ayağını yere pıt pıt vurması ve Cam' ın onu bir kuşa benzetmesi -Yanlış hatırlamıyosam Saka kuşu-  Peynir , Meripen ' in Win' e olan korumacılığı ve tutkusu ,

 Pappy nin merakı ve Beatrix' in hayvan sevgisi beni çok etkilemişti.Bu kitapta da birbirleriye hiç geçinemeyen iki  zıt karakterin arasındaki atışmalar

ve kardeş sevgisi çok güzel bir şekilde anlatılmış.Mutlaka okumanız gereken eğlenceli ve komik bir kitap tavsiye ederim. Göz Kırp


---------------------


Harry ''Çay ve sandviçler bekliyor,'' dedi ''Kavga dabitti. Daireye dönelim mi ? ''

'' Kavgayı kim kazandı ? '' diye sordu Popy afacan bir tavırla.Bu, Harry'nin pek nadir sırıtmalarından birine yol açtı.

'' Kavganın ortasında bir konuşma patlak verdi. İkimiz de beyefendi gibi kavga etmeyi bilmiyormuşuz.''


----------------------------

"Seni her zaman güzel renkler içinde görmek istemişimdir.Pembe ya da yeşim yeşili...

Catherine in ifadesini görünce gülümsedi.O meşhur kozasondan çıkan kelebek gibi olacaksın."

Catherine in tüm sinirleri endişeyle gerilmiş olmasına rağmen espriyle karşılık vermeyi denedi."Tırtıl olarak oldukça rahatım."


-------------------------------

"Bu beşinci ya da altıncı evlenme teklifi mi oldu , pek hatırlayamıyorum."

"Bu sadece dördüncü."

" Dün de sormuştum onu da saydınmı "

"Hayır o gerçekten bir "Benimle evlenir misin " değildi , daha çok çatıdan iner misin " gibiydi ."

" Senle bir hayat kurmak istiyorum çünkü sensiz yaşayamam.Beni sevmek zorunda değilsin.Benim olmak zorunda da değilsin.

Sadece senin olmam için bana izin ver."

" Ahhh..."Fahişelerden biri içini çekti.

Başka biri gözlerini kuruladı. "Eğer o kız onu almıy' caksa, " dedi burnunu çekerek " ben al' cam . "  Dil Çıkart

Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: BÖRÜLCE Date: 27 February 2015, 09:29:47


Kitabı okudum ve gayet güzel olduğunu düşünüyorum.Bu tarz serilerin ilk kitabı daha çok seriyle ilgili bilgi vermek amacıyla uzun uzun anlatımlar içerir

ve bu da bazen sıkıcı olabiliyor.Ama bu kitapta sıkılmadım ben.Kedileri (Ev kedisi değil canım,leopar tarzı yırtıcı kedileri) anlatan bir seri.İnsandan yırtıcı

kedilere dönüşen varlıklar.Sürülerine Gurur diyorlar.Sürüden ayrılanlar ya da istemediği halde dönüştürülenler serseri olarak adlandırılıyorlar.Gurur da kız

sayısı az.O yüzden kızlar soylarını devam ettirmek için çok önemli.Kızlardan birisi Serseriler tarafından kaçırılınca bütün bölgelerdeki Gururlar alarma

geçiyor.Faith de Bir insan gibi normal bir yaşam sürmek isteyen,o yüzden ailesinin yanından ayrılmış bir kedi kızımız.Bu tehlikeli olaylar yüzünden eve

dönmeye zorlanıyor ve çok sinirleniyor.Kitapla ilgili tek sıkıntım bu Faith karakterinin cesur bir görüntü çizmeye çalışırken,olgunluktan uzak bir aptal gibi

görünmesine yol açan çocukça davranışları oldu.Onun dışında hareketli,heyecanlı güzel bir kitap.Seriye devam edeceğim.


Ynt: Kitap Yorumları Buraya By: -minel- Date: 28 February 2015, 14:56:35



Önce annesini kaybeden Lexi daha sora da babasının hastalığıyla yıkılır.Alzheimer hastası olan babasına bakmak için eğitimine ara veren Lexi

 babasını son günlerine kadar yanlız bırakmaz. Babasını da kaybedince kendine yeni bir hayat kurmak için San Fransisco ya taşınır.Karşı komşusu

ve yeni arkadaşı olan Hope ile birlikte iş aramaya başlar ve Hunter Reklamcılık'a iş için başvurur.İşe başladığında ise başına geleceklerden habersizdir.

Lisede beraber okuduğu ilk ve tek aşkı Vincent Drake Lexi 'nin yeni patronu olur ama Lexi' yi hatırlamaz. Vincent' e olan aşkı ve

 Jade 'nin huysuzluklarıyla Lexi' nin başı derttedir.

 Ben bu kitabı gerçekten çok beğendim.Lexi 'ye hayran oldum.Kişiliğinden ve karakterinden asla ödün vermedi.Her zaman doğru olanı yapmaya çalıştı.

Vincent ise uyuzun teki .Ne Lexi' yi hatırlayacak kadar önem verdi ne de ona iyi davrandı.Yaptığı her hatanın ve ona ettiği hakaretlerin

 ardından sanki önemsiz bir şey yapmış gibi özür diledi.Jade gibi bir kadınla sevgili olması bile ayrı bir konu.Değil Lexi ailesine bile hakaret etse

 yine de Jade' ye tek kelime etmedi.Sean ile Hope 'nin tanışması ve Hopenin hiç lafını esirgemeden Sean' la uğraşması çok  komikti.

Umarım bu kitap seridir ve Hope ile Sean'ın hikayesini de okuyabiliriz.Tavsiye ederim.


----------------------------


"Bu hislerden uzaklaşmalıyım.Tekrar lisedeki o acınası kız olmayacağım. "

"Sen acınası değilsin. "

Lexi homurdandı ve gözlerini devirdi. " Sırf elimdeki poşeti ararken gözlerinde beliren o ışığı görmek için yetişkin bir adama

 gizlice hamburger getiriyorum.Sırf bana o boğuk sabah sesiyle teşekkür etsin diye her sabah, kendisi çok daha iyisini yapabilecek

 yetenekte olmasına rağmen ona bir fincan kahve yapıyorum.Tanrım ,eğer masam onun ofis kapısının dışında olmasaydı ,

kapısına gidip bir an olsun görebilmek için muhtemelen saçma sapan bahaneler uydururdum."


SiteMap - İmode - Wap2