gök yüzü
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 207
|
|
« Yanıtla #50 : 06 Mart 2015, 18:34:47 » |
|
Courtney Milan - Anlasana Ash küçükken ailesine yardım etmesi için Parford düküne gider ama adam onu kovar. Hastalıktan dolayı kız kardeşi ölünce geçimlerini sağlamak için Mısır'a gider. Yıllar sonra zengin bir adam olmuştur ve dükten intikam almanın bir yolunu bulur, bu sayede kendisi dükün varisi olur. Margaret ise dükün kızıdır. Ash'in yaptıkları yüzünden kardeşleriyle birlikte toplumdan dışlanmıştır. Ama yine de Ash'ten etkilenir. Öncelikle ben Ash'i çok sevdim. Kardeşleri için herşeyi yapan bir adam, onları çok seviyor düklüğü bile kendisi için değil kardeşlerine daha iyi bir hayat sağlamak için istiyor , ama kardeşleri kıymetini biliyor mu hayır Kitapta beni en çok etkileyen 2 şey Ash'in okuyamadığı, iyi bir eğitim alamadığı için kendisini kardeşlerinden aşağı görmesi bir de Margaret'in kendisini değersiz hissetmesiydi. Bu iki durum onların içinde bir yaraydı ama beraber bunların üstesinden geldiler Bu çiftle ilgili en sevdiğim şey birbirlerine hep destek olmalarıydı, hep bir takım gibiydiler Margaret'in babasına da sinir oldum adam ölüm döşeğinde ama hala Margaret'a acı çektiriyordu. Kısacası kitabı da baş karakterleri de sevdim, herkese de tavsiye ederim. Puanım 8/10.
|
|
|
|
Kadın Temsilcisi
|
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.
Anahtar Kelimeler: Kitap Yorumları Buraya oyunlari, Kitap Yorumları Buraya programi, Kitap Yorumları Buraya oyunu indir, Kitap Yorumları Buraya program yükle, Kitap Yorumları Buraya download, Kitap Yorumları Buraya istenmeyen tüyler, Kitap Yorumları Buraya resimleri, Kitap Yorumları Buraya haber, Kitap Yorumları Buraya yükle,
Kitap Yorumları Buraya lazer epilasyon, Kitap Yorumları Buraya msn eklentisi, sarki sözleri
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #51 : 08 Mart 2015, 14:57:48 » |
|
Claire bir firmada yönetici asistanlığı yapmaktadır.
Babasının ölümünden sonra hasta olan annesine bakmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için ikinci bir işte daha çalışmaya başlar ve
ikinci işinde -bekarlığa veda partilerinde pastanın içinden çıkıyor - patronuna yakalanır. Clare ve Jason bu olaydan sonra aslında birbirlerini
iş hayatı dışında hiç tanımadıklarını farkederler ve birbirlerine ilgi duymaya başlarlar .
"Kendi hikayenizden sıkıldığınızda romantik bir kitap okumak iyi gelir."
Gerçekten de bir önceki okuduğum kitaptan sonra bu kitap bana ilaç gibi geldi.Belki her hikayede aşk var ve her yazar kendinden bir şeyler
katarak anlatıyor ama bence bu kitap harikaydı.Kitaba dün akşam başladım ve ne zamam bittiğini anlayamadım bile.
Bitirince baktım 304 sayfaymış ama ben kendimi öyle kaptırmışımki bana yine de kısa geldi.Ben Clare ’in arkadaşı Suzy’e bayıldım kendine güvenen
, neşeli ve hayat dolu bir kadın .En sıkıntılı anda bile esprileriyle çevresindekileri güldürmeyi başardı. Suzy’ nin hikayesini de okumak isterim .
Bu kitap serinin ilk kitabı.Serinin diğer kitapları hakkında bilgisi olanlar bizimle paylaşırsa sevinirim.
Tavsiye ederim.
------------
Bunca yıl ona karşı nasıl bu kadar kör olabilmişti ve daha da önemlisi,
insan asistanının işten sonra pastalardan fırladığını nasıl olur da bilmezdi ki?
-------------
“Sakıncası var mı? Giyinmek istiyorum da,” dedi.
“Hayır, sorun değil. Lütfen devam et.” Jason’m yüzündeki alaycı bakış Claire’de, havlusunu çıkarıp Jason’ı onunla boğma isteği uyandırdı.
---------------
Hımm, çoook güzel kokuyor. O parfümden bir şişe alıp, çarşaflanma döküp içlerinde
yuvarlanabilir miyim acaba?Ah Tanrım, bu gece tam yemelik görünüyor. Menü de olduğunu
bilsem kesin onu sipariş ederdim.
---------------
“Pekâlâ hanımlar, hadi itiraf edin, kahkahanızın sebebi ben miyim?”
Jason gülümsemeye devam ederek Claire’in yanma oturdu
“Hayır, üzgünüm. Ama dışlanmış hissetmek istemiyorsan, sana daha sonra gülebiliriz,”
|
|
|
|
gök yüzü
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 207
|
|
« Yanıtla #52 : 09 Mart 2015, 15:16:19 » |
|
Mary Wine - Seninle ya da Sensiz Bu kitap serinin 2. kitabı. Ben daha önce bu kitabı atlayıp 3. yü okumuştum. 1 ve 3 numarayı okuyup 2'yi okumamak olmaz dedim zaten kısa bir kitaptı hemen bitti. Konusuna gelirsem; Brina klan reisinin kızı ve küçüklüğünden beri rahibe olması planlanarak yetiştirilmiş. Connor ise Brina'nın kız kardeşiyle nişanlı. Ama kız kardeşin başkasıyla ilişkisi olduğu ortaya çıkınca Connor da onunla evlenmekten vazgeçip Brina'yı kaçırıyor. Konu genel olark böyle. Karakterlere gelirsem yazarın artık kadın karakterlerini iyice öğrendim. Bu kızların düsturu "istemem yan cebime koy" Brina, Connor'a hem ağzına geleni söylüyor 2 dakika sonra ise yağ gibi eriyor Artık bu duruma alıştığım için 3. kitaptaki gibi sinir olmadım kızın bu davranışları karşısında gayet de eğlendim Yorumumu son olarak kalenin kahyasının Connor'a sözleriyle bitirmek istiyorum. "Connor sözlerimi iyi dinle. Onun bedenine sahip olabilirsin ama ruhuna asla." Bu sözlerden sonra gülsem mi ağlasam mı bilemedim İskoç romanı okumuyorum da sanki Yeşilçam filmi izliyorum Canınız çok İskoç okumak istiyorsa okunabilir bir kitaptı. Puanım 5/10.
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #53 : 09 Mart 2015, 18:58:49 » |
|
Bu kitabı çok beğendim.Yelizle Mehmetin atışmalarını babaannesinin onlara çemkirmesini gülerek okudum.
Babaannenin sözlerine o kadar çok güldümki gözümden yaşlar geldi. Yazar kitapta Karadeniz yöresini ve insanlarını öyle
güzel anlatmışki yemin ediyorum o an çok kıskandım oralarda olmak ve anlattığı yerleri görmek istedim.
Kitapta sözü geçen bütün o türküleri kitabı okurken severek tekrar tekrar dinledim.Kitabın her bir bölümünü beğenerek okudum
ama sadece tek bir bölümdeki Mehmedin düşünceleri ve ben haklıyım mantığı beni sinir etti.En beğendiğim bölüm ise birbirlerinin
gözlerine bakarak türkü söylemeleriydi.
Ben yazarın anlatımını çok beğendim.Yayin evleri basit ve birbirinin tekrarı esprileri bile birbirine benzeyen kitaplar yayınlayacaklarına
böyle değerli yazarların kitaplarına daha çok yer vermeli. Komik , eğlenceli ve bazen hüzünlü keyif alarak okuduğum harika bir kitaptı .
Tavsiye ederim.
----------------
"Hayır, yani şimdi deseler ki biz bu kızı istemeyiz, ne olacak? İnsan önce bi' haber verir, ben bi' hazırlanırım, yani en azından
psikolojimi hazırlarım. Ahhh psikoloji dedim değil mi? Hani nerde? Sen bende psikoloji bile bırakmıyosun ki!
Ama annenler bunu nerden bilsin? Hah... Deli bir gelin diyecekler! Ne bilecekler gelinlerini delirten kendi oğullan! Ay
bak gelin dedim... Aaaayyyy ben gelin ol'cam di'mi?" ;
---------------------
"Sen gül bana gül... Alırsan böyle odunu, kavgada edersin kafayı da yersin!
Millet patır patır masaja gidiyor, çamur maskeleri falan, bizimki elinde çamur kabı beni bu odaya tıkıyo'!
Neymiş efendim, orada erkek masajcılar da varmış?" Ve o aralık kapıdan nemli saçları ve yeni tıraş olmuş hâliyle Mehmet göründü,
burnundan kıl aldırmaz hâliyle... "Oldu kızım, elleteyim bir de..
------------------
"Sana hiç laf yetiştiremeyeceğim sevgilim. Defolma özgürlüğünü kullan, yeter..."
KadıncaForum'a Üye Olmadan Link'leri ve Video'ları Göremezsiniz. Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol.. ya da Üyeysen Giriş Yap..
|
|
|
|
|
BÖRÜLCE
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 101
|
|
« Yanıtla #55 : 10 Mart 2015, 12:33:31 » |
|
Kitabı elime aldım ve bırakamadan bitirdim.Deniz'in hayatı nereye gidecek diye merak içinde,sonunda bir mutluluk yakalayabilme umuduyla çevirdim
sayfaları.Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek yazılmış bu kitap.Ve okudukça Deniz'e hayran kaldım.Yaşadığı onca şeye rağmen tekrar tekrar ayağa
kalkmasına,hayvan sevgisine,cesaretine,hayata karşı gücüne,sevdiklerine kendini sonuna kadar verebilmesine.... Bir kere kalbi çok kötü kırılmasına rağmen
tekrar açtı yüreğini sonuna kadar.Tekrar kırıldı... Bugüne kadar okuduğum tüm kitaplardan farklı,size hiç bilmediğiniz dünyaların bir kısmını sunan,toplumsal
sorunlara da değinilmiş,aşkı bambaşka gözlerle anlatan,yalnızlığı,sevgiden başka bir şey istemeyen özel bir hayatı anlatan bir kitaptı benim için...
|
|
« Son Düzenleme: 10 Mart 2015, 12:35:05 Gönderen : BÖRÜLCE »
|
Logged
|
|
|
|
sanane_61
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 806
|
|
« Yanıtla #56 : 11 Mart 2015, 01:42:49 » |
|
Nora Roberts - Büyülü ÖlümAllahım uzun bi aradan sonra normal kitap bitirmenin sevincini yaşıyorum resmen qulkjsd Genelde kısa değişik gelen wattpad hikayelerine sarmıştım hala daha onlara devam ediyorum ama normal kitap okumayı özlemişim. :-x Neyse bu ufak içimi dökmeden sonra kitaba geçebilirim. Roarke! Roarke! :-x Bayılıyorum bunların diyaloglarına :$ Bu sefer Eve'nin polis departmanından biri ölüyor ve bu gizli göreve Eve getiriliyor. Bu gizli görev yüzünden en sevdiği dostuna yalan söylemek zorunda kalıyor. Tabi Eve'mız her türlü görevin üstünden başarıyla geliyor. Bu kitaptaki ölümlerimiz büyülü (!) Wicca'lar, cadılar ve şeytana tapanlar derken bi çırpıda okuyup bitiriyorsunuz. Katilin kim olduğunu en başta bilseniz de arada şüpheye düşüyor insanı bu yazar ablamız Kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ederim. Hala daha başlamayan var mı bilmiyorum ama çok şey kaçırıyor derim Bu arada kitabın bu kapağını görseydim okuyup okumamak arasında kalırdım zannımca "Eve: Senin Cincinnati'de Cadılar Konseyi'nde bir kuzenin mi var?! Peabody beni hala şaşırtmaya devam ediyorsun. Peabody : Bir gün sana büyükannemi ve onun 5 sevgilisini anlatırım. Eve: Bir kadının yaşam sürecinde beş tane sevgili edinmiş olması pek anormal görünmüyor. Peabody: Hayatı boyunca demedim ki; geçen aydan bahsediyorum. Ve hepsi aynı anda. Ve büyükannem doksan sekiz yaşında. Umarım ona benzerim.""Eve: Frank'in kişisel sistemine ve kayıtlarına girmek için senin ... yeteneklerini kullanabilir miyim? Ne dersin? Roarke: Duruma göre değişir, Teğmen. Bana da bir rozet verecek misin? Eve: Hayır. Ama bir polisle seks yapma şansı elde edeceksin. Roarke: Peki polisi kendim seçebilece miyim? ( Genç kadın koluna bir yumruk indirince, Roarke sadece gülümsedi.) Seni seçeceğim. Büyük ihtimalle...""Peabody: Roarke'un erkek kardeşleri, kuzenleri, amcaları filan yok, değil mi? Eve: Bildiğim kadarıyla Peabody, o kendine özgü bir tür."" Roarke: Sen bir oyun ünitesini karıştırıcıya çevirmişsin. Kendi başına... Ve bu karıştırıcı benim güvenliğimi okuyup, klonlayıp sistemi devre dışı bıraktı. Jamie: Evet onun gibi bir şey. Bir şeyi atlamış olmalıyım, destek ünitelerden birini belki. Senin sitemin gerçekten ultra boyutlarda iyi. Görmek isterim. Roarke: Rüyanda görürsün ancak, (diye fısıldadı ve aleti cebine soktu.)"" Peabody: Bu arada Dallas? Eve: Ne oldu, Peabody? Peabody: Bu çok güzel bir dövme, yeni mi? Eve: (Eve dişlerini sıktı ve kapıya doğru olabildiğince asil bir şekilde yürüdü.) Gördün mü? Sana şu aptal gül goncası yüzünden küçük düşeceğimi söylemiştim. Roarke: Uyuşturuldun, tokatlandın, çırılçıplak bağlandın ve neredeyse öldürülüyordun ve popondaki bir gül seni küçük düşürüyor öyle mi? Eve: Ötekilerin hepsi işin bir gereği. Gül goncası ise kişisel. Roarke: Teğmen, seni seviyorum." :-x :-x :-xEdit: Kitaplar o kadar alıntı yapmaya müsait ki insan nerden kırpsam diye düşünüyor
|
|
|
|
Bendis
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 81
|
|
« Yanıtla #57 : 13 Mart 2015, 12:25:10 » |
|
Karanlıkta Buldum Seni - A. Meredith WaltersTatlı Şeytan kitabından sonra okuduğum ikinci Go Kitap yayını. Maggie tam bir iyi aile kızı. Ailesiyle güzel vakit geçiren, onu seven ve düşünen iki yakın arkadaşı var. Küçük huzurlu kasabalarında mutlu huzurlu yaşayıp gitmektedirler.. Ta ki, Clayton'a çarpana kadar Ordan bakınca tam bir klişe görünüyor ama okudukça öyle olmadığını anlayacaksınız. İnsan içine çıkmamaya özen gösteren ve iletişimden veba gibi kaçan Clayton ile arkadaş olmayı Maggie kafasına takmıştır ve olacaktır. Onun tabiriyle başka yolu yok qulkjsd Maggie, Clayton'ın esrarengiz havalarını çözmeye başladığı an aralarındaki çekimden dolayı kısa zamanda "arkadaş" olurlar. :$ Clayton'ın dengesiz davranışlarından bana okurken gına geldi ama nihayetinde sebebini anlıyoruz. Bazen gerçekten gitmek gerektiğini insanın kabullenmesi lazım. Körü körüne devam etmek insana sorundan başka bir şey getirmiyor. Bir diğer nokta da, Clayton'ın anne-babası. Allahım ne sinir bozu tiplerdi öyle. ! Goodreads'tan anladığıma göre serinin ilk kitabıymış. Devamını merakla bekliyorummmm... Akıcı, genel olarak komik, yer yer sinir bozucu bu kitaba denk gelirseniz okuyun "Rachel söylediklerime kanmıyordu tabi ki! Elime vurdu. 'Saçmalama!. Clay senden hoşlanıyor. Hem de çok. Ayrıca ona tamamen güvenmiyor olsam da, bir birinizden ne kadar hoşlandığınızı görebiliyorum. Gençler birbirini tanımış, sevmişse de bize söz düşmez. O yüzden moron gibi davranmayı bırakıp harekete geçmelisin bence." qulkjsd *** "Clay arkasını dönüp yanımızdakileri görünce şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Soru sorar bir sesle Kylie ve arkadaşlarına 'Merhaba?' dedi. Clayton Reed etkisi tüm gücüyle karşımda etkisini gösteriyordu. Ağzı kulaklarına varan Kylie yemin ederim bir ara dudaklarını yaladı. Şu sıralar Daniel'la birlikte olduğunu unutmuş gibiydi. Ne kadar da iyi bir sevgili!. Dana göğsünü öne çıkardı, McKanna da saçlarını savurdu. Tanrım! Discovery Channel'da hayvanların çiftleşme ritüellerini izliyordum sanki. Şu kızların saldığı feromonlar bir eşşeği bile boğabilirdi." 123123 *** "İlginç. İstediği yere oturabilirdi. Sosyal hiyerarşide istediği yere yerleşebilirdi. Ama hiç kimseyle göz teması kurmadan gidip bir masada tek başına oturmayı seçmişti. Eski ceketinin cebinden bir MP3 çalar çıkarıp kulaklıkları kulaklarına taktı. Vermeye çalıştığı mesaj gayet açıktı: Ölüm kalım meselesi bile olsa yaklaşmayın!." qulkjsd (Bende bunun aynısını yapıyorum --Seda ) *** "Eğilip alnıma bir öpücük kondurdu ve babamı kocaman öpüp evden çıktı. Ben de simidin geri kalanını ağzıma tıkıştırıp elimin tersiyle dudaklarımı sildim. Birden burnumun altında bir peçete belirdi. 'Ahırda mı büyüdün, kızım?' diye dalga geçti babam benimle." qulkjsd Kelebek figürlerini genel anlamda çok sevdiğimden Clayton'ın Kelebekli sevgi gösterileri çok hoşuma gitti. :-x
|
Grey Delisi
|
|
|
Bendis
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 81
|
|
« Yanıtla #58 : 13 Mart 2015, 12:25:45 » |
|
Yağmur Sonrası - Sarah JioŞuan gerçekten bir roman okumuş gibi hissediyorum. Sarah Jio sana bu zamana kadar okumayarak haksızlık etmişim.. 1940'lı yıllar, İkinci Dünya Savaşı devam etmektedir. Anne ve Kitty iki çocukluk arkadaşı hemşirelik okulunu bitirdikten sonra görünüşte ülkelerine destek olmak için savaşta hizmet etmek amacıyla Bora Bora Adalarına gitmeye karar verirler. Kitty'nin asıl gitmek istemesinin sebebi kalp kırıklığını gidereceği uzak bir diyar arayışı iken, Anne ise evlenmek üzere olduğu Gerard'dan, gerçekten evliliğe hazır olup olmadığını bilemediği için kaçmaktadır. Bora Bora adalarına adım attıkları ilk gün Kitty'de ki değişimi farkeden Anne, zamanla arkadaşının "arkadaşlığını" gayet güzel anlayacaktır. Her geçen gün Gerard ile yapacağı evliliği düşünürken ada da kalbini titreten Westry ile karşılaştığında işler Anne için daha da çıkılmaz bir hal alır. Geride bırakıp, döndüğü zaman evleneceklerine söz verdiği Gerard ile kalbinin tek aşkı olduğunu hissettiği Westy arasında kalan Anne'ye ne yapması gerektiğini zamanla Kitty "arkadaşça" gayet güzel gösteriyor. Çok çokk beğendim. Akıcı, merak uyandırıcı ve sonlarına doğru bitmesini istemeyeceğiniz bir kitap. Burdan o Kitty'ye güzel laflarım olurdu ama kendime saklayayım. Bir roman karakterine bu kadar cephe alabileceğimi düşünmemiştim hiç Neyse madem ki söylüyorum Gerard'a da diyorum ki; "Adamsın!" Fırsatını bulursanız okuyun diyorum ve Arkadya Yayınlarına bu güzel kitabı yayınladıkları için çokkk teşekkür ediyorumm.. Ve hoşuma giden bir kaç alıntı.. "Ben ona yalnızca br parçamı verirken, o tüm kalbini bana vererek bütün hayatını bana adamıştı. Benim kalbimdeyse, içinde sönmeyen bir mumun yandığı kilitli bir oda vardı."*** "Madalyonuma dokundum. 'Hayır tatlım', dedim 'Asla yalnız değildim. Biriyle aşkını paylaştığın zaman bu bir süreliğine de olsa, onu daima kalbinde taşırsın."Kitabın goodreads'da gördüğüm kapağı bu. Sanırım orijinal kapakta bu oluyor. Kitapları alırken kapaklarına özellikle dikkat ederim. Ne yalan söyleyeyim bazen kapakları yüzünden aldığım kitaplar da mevcuttur. Kitabı okuduktan sonra tekrar arka kapaktaki yazıları okumayı ve kapaktaki görsellere göz atmayı daha çok severim. Arkadya'nın kapağını sevdim, ama orijinal kapak tam hayallerime uyan kapak..
|
|
|
|
Bendis
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 81
|
|
« Yanıtla #59 : 13 Mart 2015, 12:27:10 » |
|
Cennetin Rengi - E.V.MitchellVayyy bu ara kendimi çok şanslı hissediyorum. Üst üste okuduğum kitaplar tam bir Romann.. Sabah elime aldım kitabı ve şuan bitti. Elimden bırakmak istemedim. Arkadya Yayınları'nın çıkardığı kitaplara bundan sonra öncelik tanıyacağımdan eminim. Kitabımız Sophie'nin muhteşem hayatını anlatarak başlıyor ve ortalarına doğru annesi Cora'nın hikaesini okurken buluyorsunuz kendinizi. Umudu, hüznü, sevinci, daha doğrusu yaşama sevincini, ikinci şansları ve arafı bu kadar güzel anlatan bir kitabı yakın zamanda okumamıştım. Şuan yeni bitirdiğim için hangi bir özelliğini yazacağımı bilemediğimden daha doğrusu spoiler vermeden yazamayacağıma inandığım için kısa kesiyorum Oldukça uzun bir alıntıya yer vermek istiyorum. Aslında kitabın bir sayfasını şuan komple yazıcam size "Başımı tekrar yastığa gömerek Kirk'ün şimdilerde nasıl göründüğünü düşündüm. Saçları dökülmüş müydü? Gülümsemesi değişmiş miydi? 'Dişlerimi fırçalamam gerek,' diye bağırdım panikle. 'Duş da almalıyım.' Etrafta bir çağrı düğmesi aradım. 'Bir hemşire çağıramaz mıyım? Yardıma ihtiyacım olacak.' Jen hemen ayağa fırladı. 'Ben hallederim.. Hemşire! Hemşire yok mu? Burada yardıma ihtiyacımız var!.' İri yapılı yaşlıca bir hemşire koşarak geldi. 'Ne oldu?' Bakışları önce monitörlere, sonra da bana kaydı. 'Kaygılanma,' dedi Jen. 'Hala yaşıyor. Fakat yıkanıp paklanmaya ihtiyacı var. Bir de makyaj yapması gerekiyor.' Hemşire kollarını birbirlerine bağladı. 'Burası güzellik salonu değil hanımlar, hastane. Üstelik bugün eleman sıkıntımız var. Size daha sonra dönmeye çalışırız.' Jen uzun adımlarla hemşirenin karşısına dikildi. 'Sanırım beni anlamadınız.' Eliyle beni gösterdi. 'Bu hanımın yıllardır görmediği lise aşkı her an burada olabilir. Üstelik kendisi bir hafta öncesine kadar ölüydü!'. Hemşire, Jen'i geçip yatağımın ucuna kadar ilerledi. 'Bu adamla kaç yıldır görüşmüyorsun?' 'Neredeyse yirmi.' Omuzları yenilgiyle düşerken derin bir iç çeken hemşire, yatağa eğilip çarşafları kaldırdı. 'Kalk bakalım prenses, Romeo geldiğinde karşısında koma kokan bir hasta bulsun istemeyiz.' Jen'e baktı. 'Rujun var mı? Allık da olabilir. Biraz solgun görünüyor.' 'Ah evet' dedi kız kardeşim, çantasından devasa boyutta başka bir çanta daha çıkardı. 'Hepsi burada.' "Bu alıntıda ne var diye düşünmeyin, yaşanan onca olaydan sonra Sophie'nin Kirk'e nasıl ihtiyacı olduğunu okuyunca anlayacaksınız
|
|
|
|
|