BÖRÜLCE
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 101
|
|
« Yanıtla #70 : 24 Mart 2015, 13:15:10 » |
|
Kendime yaptığım 3 günlük işkenceden sonra kitabı nihayet bitirebildim.Kitap o kadar kötümü,hayır ama kesinlikle benim tarzım değil.İlk 300 sayfa
çok yavaş ilerliyor.Eğer sabredebilirseniz son 100 sayfa gayet güzel,tempolu ve heyecanlı.Kitabın kapağına ve tanıtım yazısına bakıp da benim gibi
düşünenler olabilir diye kitaptan kısaca bahsedeyim.Ben son zamanlarda okuduğumuz fantastik aşk romanları tarzında bir kitap sanmıştım ama alakası
yok.Kitabın en büyük eksikliği anlatım çok düz,hiç bir şey hissedemiyorsunuz.Callie,Fairwick adlı küçük,tuhaf bir kasabadaki,üniversitede öğretmenlik
yapmaya başlıyor.Zamanla hem kasabadakiler,hem kendi ailesi,hem de diğer hocalarla ilgili ilginç gerçeklerle karşılaşıyor.Kitapta her türde fantastik
canlıyla karşılaşıyorsunuz.Periler,vampirler,cadılar ve iblisler gibi.Ama Callie'nin öğrendikleri karşısındaki sakinliği,anlatımın yavanlığı büyük bir hayal kırıklığı
oluyor ve kitaba bağlanamıyorsunuz.Son sayfalar evet biraz daha heyecanlı,düğümler çözülüyor,azıcık aşk muhabbetine giriliyor,şaşırtıcı olaylar oluyor
ama son 80 sayfa için 300 sayfa okunur mu orası size kalmış.Ben fantastik kitapları seviyorum ama içindeki cinsellik ve yapış yapış aşkı sevmiyorum
diyorsanız buyrun,bu kitap tam size göre.
|
|
|
|
Kadın Temsilcisi
|
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.
Anahtar Kelimeler: Kitap Yorumları Buraya oyunlari, Kitap Yorumları Buraya programi, Kitap Yorumları Buraya oyunu indir, Kitap Yorumları Buraya program yükle, Kitap Yorumları Buraya download, Kitap Yorumları Buraya istenmeyen tüyler, Kitap Yorumları Buraya resimleri, Kitap Yorumları Buraya haber, Kitap Yorumları Buraya yükle,
Kitap Yorumları Buraya lazer epilasyon, Kitap Yorumları Buraya msn eklentisi, sarki sözleri
|
|
|
|
|
|
|
gök yüzü
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 207
|
|
« Yanıtla #75 : 30 Mart 2015, 22:44:50 » |
|
Karen Marie Moning - Karanlık Ateş
Eveeet ilk kitap bitti geriye kaldı 4 kitap
Ben genelde kitaplardaki anlatımın ana karakterin ağzından anlatılması sevmem ama bu kitap iyi ki Mac'in bakış açısından yazılmış. Mac'in iç sesi, olaylar karşısında yaptığı yorumlar çok eğlenceliydi. Mac, kitaba başlarken hayal ettiğimden daha kadınsıydı, büyük tehlikeler atlatmasına rağmen bir türlü ojelerinden ve pembe renginden vazgeçemiyor Barrons konusunda ise şimdilik bir şey düşünemiyorum, çok gizemli takılıyor ileride onun da sırlarını öğrenicez herhalde
Kitaptaki olayların az olduğuna ben de katılıyorum ama sonuçta serilerin ilk kitapları genelde böyle oluyor. Olaylara giriş ve yaratılan fantastik dünyanın tanıtılması amaçlandığından dolayı benim de bu konuda çok beklentim yoktu.
Alina'nın sevgilisi konusunda ben de Mac'le aynı şeyi düşünüyordum ama yanıldığıma sevindim Mac bu kitapta olanları anlama aşamasındaydı, ileriki kitaplarda daha savaşçı bir kimliğe bürüneceğini umuyorum, onu savaşırken görmek istiyorum
Ben ilk kitabı beğendim hemen ikinciye geçeceğim. Puanım 8/10.
"Hmm, Barrons" diye konuşmaya başladım. "bu adamdan bir şey çalmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." Yeterince mafya filmi izlemiştim. Baba'nın yerine girip onu kazıkladıktan sonra uzun bir ömür sürmeyi bekleyemezdiniz
"Countach diyemiyor musunuz, Bayan Lane" Benzersiz aksanıyla Kun-tah dediğinde yabancı kelime iyice yabancı bir hale gelmişti. "Diyebilirim" dedim kızgınlıkla. "Ama demeyeceğim. Annem bana terbiyeli olmayı öğretti." Bana yan yan baktı. "Bununla ne ilgisi var Bayan Lane?" "Hangi dilde olursa olsun, küfür küfürdür," dedim ciddi bir tavırla. İtalyancada Countach kelimesi, "kutsal ineği beceren" gibi bir anlama geliyordu ki bu arabalardan birini her gördüğümde hissettiklerime tam olarak uyuyordu ama bunu yüksek sesle söylemenin gereği yoktu. Çılgınca bir hale gelen hayatımın içinde tutunacak dalım kalmasa bile, hiç olmazsa vakar ve terbiyemi her zaman koruyabilirdim
Barrons, kesinlikle bana iyi tesir etmiyordu. Bir gece içerisinde beni önce fahişe gibi giydirmiş, ardından adi bir hırsız gibi soygun yaptırmış, son olarak da ona uyup denizciler gibi küfretmeme sebep olmuştu. "Hassiktir."
İnsanın savaşa giderken yanında götüreceklerinin arasında en yararlı yegane şey, umuttur. Umudu kalmamış, hayatta kalmak için sarsılmaz bir kararlılığı olmayan bir Sidhe-kahini, ölü bir Sidhe-kahinidir. Düşmanın gücü altında ezildiğine ve insanlıktan çıktığına inanan bir Sidhe-kahini, silahı şakağına doğrultup tetiği çekip kendi beynini patlatmış demekti. Gerçekten de insanın hayattaki her şeyin karşısında durabileceği yalnızca iki mevzi vardır: Umut ve korku. Umut güçlendirir, korku öldürür.
|
|
« Son Düzenleme: 31 Mart 2015, 18:48:34 Gönderen : gök yüzü »
|
Logged
|
|
|
|
gök yüzü
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 207
|
|
« Yanıtla #76 : 31 Mart 2015, 18:46:51 » |
|
Karen Marie Moning - Kan Ateşi
Seri içinde en kısa kitap buydu ben de bir çırpıda bitirdim. Bu kitapta da Mac'in başına bir sürü bela geliyor ama kurtarıcısı yine imdadına yetişiyor
Bu kitapta yeni karakterler de aramıza katıldı: Dani, Christian, Rowena, Ryodan. Bu karakterler kitapta çok az göründüler aslında ama başlangıç olarak onları sevemedim. Mesela Mac Dani'ye sempati besledi ileride iyi anlaşmayı umduğunu falan söyledi ama bence Dani gıcık bir çocuk. Neyse belki ilerde sevebilirim belli olmaz
Kitapta beni en etkileyen yerlerden biri de V'lane in Mac'e yaşattığı Alina hayaliydi. O bölümde Mac ağladıkça ben de ona üzüldüm
Bir ara Mac güçlerini tamamen kaybedecek diye çok korktum ama kızımız yine sahalara döndü Yine ara vermeden 3. kitaba geçeceğim Puanım 8/10.
İçimde hiç tanışmadığım bir Mac vardı. Onu giydiremiyordum, ona banyo yaptıramıyordum. Bu kız sosyalleşmiyordu ve onun düşüncelerini tanıyamıyordum. Bu kız kan arsızı küçük bir kaçkındı. Ve kesinlikle pembeden nefret ediyordu.
"Hadi gidelim, burada bir şey yok." "Eve mi Bayan Lane?" Sesinden şaşkın olduğu ortadaydı. "Oraya evim ya da başka bir şey demek zorundayım," dedim. "Ev kalbinin olduğu yer derler. Galiba benimki saten dikişli ve yerin altında."
"Güzel öpüşüyor muydu Bayan Lane?" dedi Barrons. Ağzımı elimle sildim. "Sanki biri bana sahip çıkıyor gibiydi," dedim. "Bazı kadınlar bundan hoşlanır," dedi Barrons. "Ben hoşlanmıyorum!" "Herhalde sahip olmaya çalışan erkeğe de bağlı bu?" "Zannetmiyorum. O beni öperken nefes alamadım." "Bir gün onsuz nefes alamadığın bir erkeği öpebilirsin ve o zaman nefes almak çok önemli olmaz."
Ölüm çekici değildir. Saten örtülerle güzel kokularla gelmez. Yalnız ve acımasızdır. Seni almadan önce senden her şeyi alır.
Jericho Barrons'un sizi narin elleriyle sevmesi, okşaması insanı dünyadaki en önemli kişi gibi hissettiriyordu. Bu ormandaki en büyük, en korkunç aslanın önüne yürüyüp kafanızı ağzına sokmak ve onun sizi yemesi yerine patileri ile sevip okşamasına benziyordu.
|
|
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #79 : 04 Nisan 2015, 23:20:52 » |
|
Küçük yaşta birbirlerinden ayrılan üç kardeşin biraz hüzünlü biraz da heyecan dolu hikayesi.
Claire ve Nicole ikiz ve ailenin başına gelen kötü bir olaydan sonra Nicole ikizini evden kovuyor ve uzun bir süre boyunca da
onunla iletişimini kesiyor .Bir gün Nicole’ ün ameliyat olması gerekiyor ve küçük kardeşleri Jesse Nicole’ ün haberi olmadan Claire’i çağırıyor.
Claire kardeşleriyle zaman geçirmek için ve aralarını düzeltmek için bu fırsattan yararlanmakta kararlı ve olaylar bundan sonra başlıyor.
Çok güzel bir kitaptı.Serinin ilk kitabı.Kardeşlerin ikiz olsalar bile nasıl birbirleriden farklı oldukları , hata yaptıklarında birinin diğerine
kendini affettirme çabası ,Jesse ve Nicole’ ün arasındaki sırlar ve Claire’in tutkusu olan piyanoyu bırakmasına neden olan olaylar çok güzel anlatılmıştı.
Elbette kitapta aşkta var. Bir şey dikkatimi çekti. Yabancı yazarların yazdığı kitaplarda karakterler ya bir spor dalıyla ilgileniyor ya da bir sanatla
ve hikaye o konunun etrafında şekilleniyor.Bu kitapta mesela Claire’in piyano tutkusu anlatılıyor ve
kızkardeşler ailelerinden kalan pastaneyi işletiyorlar .
Kitabın başında bile kurabiye tarifi verilmişti. Bence bu çok güzel bir şey çünkü o konuyla ilgili bilgileri ve karakterlerin hislerini öğrenmiş oluyoruz
ve bence bu olumlu bir etki.Aldatmanın normal sayıldığı ve her erkeğin ya şirket patronu ya da mafya olduğu kitaplar beni artık sıkmaya başladı.
Kitabı beğendim serinin diğer kitaplarını yani Nicole ve Jesse’ nin hikayelerini merakla bekliyorum .Tavsiye ederim.
--------------------
Kadın, anahtarlığın yaratmayı hak etmediği düzeyde heyecanlanmıştı.
“Dışarı pek çıkmıyorsun, değil mi?”
Gülümsemesi genişledi. “Düşündüğünden bile daha az.”.
------------------
“Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, beni ara.”
“Arayacağım.”
“Kısa sürede döneceğim.”
“Gökyüzüne duman yükseldiğini görürsen anında gel.”
“Söz veriyorum.”
-------------------
“Neden Spike’la konuşuyordun?” diye sordu.
“Ne? Bilmiyorum. Sadece konuşuyorduk.”
“Ondan daha fazlası gibi görünüyordu.”
“Haklısın. Birlikte kaçmayı planlıyorduk. Bugünkü işi bitene kadar beklemek zorunda kalacağız.”
Wyatt geriye doğru adım attı ve onun karavanın içine girmesini işaret etti. “Alaycılıkta pek iyi değilsin.”
“Bana zaman ver, daha iyi olacağım .”
|
|
|
|
|