-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #100 : 15 Mayıs 2015, 14:33:15 » |
|
Bu kadının yazdığı kitapları beğenerek okuyorum .Bu kitap bir güncel roman ve polisiye.Leigh kocasıyla yapacakları tatil için dağ evlerine giderken yolda bir kaza geçirir ve gözünü hastanede açar.Etrafındakilere kocasının nerede olduğunu sorduğunda onun kayıp olduğunu öğrenir.Aradan dört beş gün geçipte kocasından haber alınamayınca artık onun öldüğünü anlarlar.Basın ve polisler kocasını öldüren katilin o oluduğunu düşünmeye başladıklarında geçmişten gelen bir dostu hiç ummadığı bir anda ona destek olur ve onu şaşırtır.Artık çevresinde ondan başka güveneceği kimse kalmamıştır. Bir yandan kocasının katilini bulmaya çalışırken kendisinin de bu olayda suçu olmadığını kanıtlamak zorunda kalır.Bence harika bir polisiyeydi. Olayları anlatış biçimi kişiler arasındaki diyologlar beni çok etkiledi .En beğendiğim bölümü evlenme teklifi ettiği andı.Aslında kitabın tamamını çok beğendim ama şimdi anlatırsam spoiler vermiş olacağım.Şimdiye kadarki okuduğum romanlarda en beğendiğim erkek karakter Roarke idi . Artık ikinci sırada Michael var.Zaten bu serideki bütün erkek karakterler gerçekten harika. Bravoooo . Başından sonuna kadar hiç sıkılmadan okuyacağınız harika bir kitap.Mutlaka okuyun tavsiye ederim.
|
|
|
|
Kadın Temsilcisi
|
Merhaba Ziyaretçi, Öncelikle Sitemize Hosgeldin. Ben KadıncaForum Botu Olarak Siteden Yararlanabilmeniz İçin, Üye Olmanızı Öneririm. Unutmayınız! Bu Site Sadece, Biz Kadınlara Özeldir.
Anahtar Kelimeler: Kitap Yorumları Buraya oyunlari, Kitap Yorumları Buraya programi, Kitap Yorumları Buraya oyunu indir, Kitap Yorumları Buraya program yükle, Kitap Yorumları Buraya download, Kitap Yorumları Buraya istenmeyen tüyler, Kitap Yorumları Buraya resimleri, Kitap Yorumları Buraya haber, Kitap Yorumları Buraya yükle,
Kitap Yorumları Buraya lazer epilasyon, Kitap Yorumları Buraya msn eklentisi, sarki sözleri
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #101 : 15 Mayıs 2015, 21:57:32 » |
|
Julianna’ nın onunla oynayacak bir arkadaşı yok ve mahallelerine yeni taşınan komşularının onunla yaşıt olan bir çocuğu olduğunu öğrenince çok seviniyor.
O kadar sabırsız ki daha onlar yeni evlerine taşınıp yerleşmeden onları ziyarete gidiyor ve babasıyla kamyondan eşyaları taşıyan Bryce’ı görüyor
ve daha ikinci sınıftayken Bryce’a aşık oluyor ama malesef bu tek taraflı bir aşk hikayesi .İlk aşkın ilk heyecanın ve arkadaşlığın anlatıldığı harika bir kitaptı.
Elimden bırakamadan tamamını okuyup bitirdim .Daha ilk sayfalarından başlayıp gülümseyerek arada kahkahalar atarak okudum.
Hikayede iki farklı bakış açısından hayatın arkadaşlığın ailenin ve en önemlisi sevginin değerinin anlatılıyor.Bryce ne kadar duygusuzsa
Julianna o kadar sıcak ve samimi.Bryce Julianna onunla arkadaş olmak istediği için ondan kaçıyor ama Julianna ondan uzak kalamıyor.
En çokta Julianna’ nın Bryce’ın saçlarını kokladığı bölüme güldüm.Komik eğlenceli ve bazı bölümleri hüzünlü karika bir kitaptı .
Mutlaka okumalısınız tavsiye ederim.
--------------------
Duruma bakılırsa, Bryce kabahatli olduğu için o kutuları taşımak zorundaydı ama bu işten bıkıp usanmıştı.
Muhtemelen günlerdir bir şeyler taşıyordu! Dinlenmeye ihtiyacı olduğu kolayca görülüyordu.
Biraz meyve suyu içmesi lazımdı!
------------
Kızın yığınla saçı vardı; bir o yana bir bu yana salladığı, tokaladığı, boncuk taktığı, ördüğü ya da dalgalı sardığı saçları. Atkuyruğu
yaptığı saçları gösteri yarışlarındaki atlarla aşık atabilirdi. Hele ki saçlarını açtığı günler sanki tirtir titreyip sarındığı için sadece burnunu görebildiğiniz
bir battaniyeyi andırırdı. Kafanızda bir battaniyeyle squareball oynayın da görelim bakalım!
-----------------
Her durumda ellerini fark ederdiniz ama ne kadar etli olduklarını size asıl fark ettiren şey parmağındaki nikah yüzüğüydü.
O yüzük parmağından asla çıkmayacaktı; annem, olması gerekenin bu olduğunu söylese de bence onu kestirtip çıkartması lazımdı çünkü birkaç
kilo daha alırsa bu defa yüzük onun parmağını kesip atacaktı!
-------------------
Lynetta köşede görününce, Matt’le Mike sırıtarak:
“Selam, Lyn. Hoş görünüyosun” dediler.
Siyah etek, siyah ojeli tırnaklar, siyah gözler... Gece ortaya çıkan bir kemirgen için, evet, sanırım iyi görünüyordu.
--------------
Bu söz üzerine olay bitmişti. Annemin kat kat elmalı tartlarından biri Miranda nin kafasına geçti;
artan mayonezli salata sosu da Shelly ninkine. Bayan McClure un, Yardım Kulübü adına! Ne yapıyorsunuz siz,
demesine kalmadan birbirlerini tırnaklayarakyerlerde yuvarlanmaya başladılar.
|
|
|
|
-minel-
Kraliçe
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 1449
|
|
« Yanıtla #102 : 17 Mayıs 2015, 00:03:12 » |
|
Rita Hunterın bu son kitabının çıkmasını merakla bekliyordum ve yine beni hayal kırıklığına uğratmadı .Ateş serisinden sonra bu kitabı da çok güzeldi.
Bence Tarihi aşk romanı türünde hem komediyi hem de aşkı en iyi anlatan Türk yazar.Kitaplarını okuyunca çok beğenmiştim ama sonra
Türk olduğunu öğrenince inanamamıştım .Kitabın konusu şöyle.Ailesinin zoruyla zengin bir vikontla evlendirilen Emily onun eziyetlerine
katlanmak zorunda kalır çünkü kendi ailesi bile ona sahip çıkmamaktadır.Evliliğinin ilk zamanlarında karşılaştığı bir yabancıdan çok etkilenir.
Bir gün yabancı boğulmak üzereyken onu kurtarınca ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar ama o kişi o kadar soğuk ve duygusuzdur ki
asıl korkması gerektiği kişinin o olduğunu düşünür .Ben başlarda Emily in ailesine çok sinir oldum .Kızlarını sırf parası var diye
alkolik bir psikopatla evlendirdiler .Emilye zarar verdiğini bildikleri halde onu korumadılar ve Emily ailesine sığınıdığında onu
geri gönderdiler.Hele Marcus beni deli etti.Şimdiye kadarki okuduğum kitaplar içinde en sinir olduğum karakterdi.
Hele kardeşi için bir şeyler yapmaya çabaladığında söyledikleri çok sinir bozucuydu.
Yine de hikayeyi başından sonuna kadar hiç sıkılmadan keyifle okudum.Tavsiye ederim.
--------------------------
Daha alçak sesle özür dilemeni ve bunu yüreğinden gelerek söylemeni istiyorum.Ama her şeyden çok aşkını istiyorum.
Seni sevdiğimin yarısı kadar bile olsun beni sevdiğini bilmek istiyorum.Tutkunu istiyorum ama şevkatini de istiyorum .
Bir bebeğimiz olacağını söyleyebilmem için beni cesaretlendirmeni istiyorum.Bana dokunmanı istiyorum ama baştan çıkarmak için değil...
Bana dokunmadan duramadığın için parmaklarını yüzümde hissetmek istiyorum.Beni öpmeni ve bir daha üzülmeyeceğimi söylemeni istiyorum.
----------------
Sen benim hem korkum hem de cesaretimdin.
|
|
|
|
gök yüzü
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 207
|
|
« Yanıtla #103 : 18 Mayıs 2015, 14:43:27 » |
|
Gena Showalter - En Karanlık Arzu
Öncelikle bu kitabın serinin en sevdiğim kitabı olduğunu belirterek başlayayım. Hem Aeron-Olivia çiftini çok beğendim hem de beni çok şaşırtan gelişmeler yaşandı, bu kadar sürprizli bir kitap beklemiyordum
Aeron, Gazap iblisini içinde taşıyan Karanlığın Efendilerinden biri. Uzun zamandır onu gizli bir varlığın takip ettiğini hissediyor ama kim olduğunu bilmiyor. Olivia ise bir melek. Ona Aeron'ı öldürme görevi veriliyor ama Olivia bunu yapmak istemediği için cennetten kovuluyor ve Aeron'ın yanına geliyor.
Öncelikle ben 2 karakteri de çok sevdim ama özellikle Olivia çok iyiydi. Kız zaten melek, yalan söylemeyen, çok fedakar, eğlenceli bir karakterdi. Özellikle kitabın ilk kısımlarında ki şaşkınlığı, kanatları olmadığı için sürekli tökezleyip düşmesi filan çok tatlıydı.
Bir de kitabın başından beri Lysander adlı bir melekten bahsediliyordu, sanki onu önceki kitaplardan tanımamız gerekiyormuş gibiydi. Ben de önceki kitaplarda bu karakteri hatırlamıyordum. Meğer 4.5 numaralı kitap onunmuş. Ama bizde çıkmadığı için ilk başlarda onunla ilgili bir bocalama yaşadım.
Legion'u önceki kitaplarda da sevmemiştim, bu kitapta iyice gıcık bir hal aldı. Onun yüzünden Olivia'nın başına gelmeyen kalmadı. Kitapta beni en çok şaşırtan 2 yer Aeron'ın durumundaki değişiklik ve Gideon'la ilgili bilgiydi. Şimdi Gideon'u çok merak ediyorum, bir sonraki kitap onun, bir an önce çevrilir de okuruz inşallah
Bence serideki en heyecanlı, en duygusal, en şaşırtıcı kitabıydı. Olivia da en sevdiğim karakterlerden oldu. Gerçekten Aeron için çok fedakarlık yaptı Ben seriyi herkese tavsiye ederim. Puanım 10/10.
|
|
|
|
|
|
gök yüzü
Prenses
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 207
|
|
« Yanıtla #106 : 26 Mayıs 2015, 15:01:11 » |
|
Sherrilyn Kenyon - Gecenin Öpücüğü
Wulf bir Karanlık Avcıdır. Bir gece gittiği barda Cassandra'yı Daimon'ların saldırısından kurtarır. Daha sonra Cassandra'nın onu unutacağını bilerek bardan ayrılır. Çünkü Wulf'un bir laneti vardır ve bu lanete göre onun soyundan olan kişiler haricinde herkes onu gördükten sonra unutmaktadır. Ancak tanrıçaların da müdahalesiyle ikilinin yolu tekrar kesişir
Ben kitabı çok sevdim, şimdiye kadar seride en sevdiğim kitap oldu Cassandra bir Apollit ve 27 yaşında öleceğini biliyor. Bu ölüm konusu kitabı çok daha duygusal yapmıştı. Yazar her iki karakterin de duygularını güzel yansıtmıştı. Onun dışında Chris'i sevdim, Phoebe için üzüldüm. Ash yine son anda yetişti de günü kurtardı Ben kitabı herkese tavsiye ederim. Puanım 9/10.Laura Kaye - Yasak SevgiliAlyssa yıllar önce okul için ayrıldığı memleketine beş parasız bir halde döner. Bir bara garsonluk yapmak için başvurur, aynı barda Marco da çalışmaktadır. Marco, Alyssa'nın abisinin en yakın arkadaşıdır. İkili yıllar önce birlikte orduya yazılmışlar, Marco bir patlama sonucu yaralandığı için ordudan ayrılmıştır. Böylece Alyssa ile Marco yıllar sonra ilk defa karşılaşır.
Marco'nun askerlik anıları, kabusları, kötü ruh hali yüzünden kitap karamsar bir hal almıştı. Alyssa'nın Marco için sürekli fedakarlık yapması ama adamın kızı terslemesi sinirimi bozdu. Aralarındaki ilişki de çok iyi yansıtılamamıştı. Okurken hep bir eksiklik duygusu hissettim. Yine de kısa bir kitaptı, hemen bitti. Puanım 6/10.
Ve kapak konusunda da birşey demek istiyorum. Nemesis'in kitaplarını seviyorum, kapak görselleri de tek başına değerlendirilirse güzeller ama çıkardıkları her kitaba aynı cıvıl cıvıl kapakları koyuyorlar. Mesela bu kitapta dram unsurları da olduğundan kapak hepten alakasız. Gerçi bu kitabın orjinal kapağı da bana göre kötü, kapak yönünden şanssız bir kitap yani Yine de bundan sonra içerikle daha uyumlu kitaplar görmek istiyorum.
Alyssa dönerek, Marco'ya dedesinden miras kalan siyah, 67 Mustang'in önüne geçti. Eğilip arabayı kucakladı, eliyle yanağını hala sıcak olan ön cama dayamıştı. Marco'nun büyükbabasının taktığı ismi kullanarak, "Merhaba Betty," diye adeta cıvıldadı. Bu arabada Brady ve Marco ile ne güzel zamanlar geçirmişlerdi. "Nasılsın eski dost?" Marco boğulurmuş gibi garip bir ses çıkararak boğazını temizledi. "Ne var?" Alyssa geri çekildi. "Özlediğim tek kişi sen değildin herhalde."
Birkaç dakika sonra ışıklar söndü ve Alyssa yaptığı şeyi unutmak için koyun saymaya başladı. Fakat çitten atlayan koyunlar melemek yerine "ayıp ayıp" diyordu
|
|
|
|
|
|
|
|